‘OHAL’le üniversitedeki baskılar resmileşti’

Gizem ULUTAŞ
Melek KILIÇGEDİK
Kocaeli

Üniversitedeki OHAL baskısının kampüs içindeki tüm faaliyetleri engellediğini söyleyen Jülide isimli öğrenci, “Düşüncelerin ve fikirlerin özgürce ifade edilmesi gereken bir kurum üniversite. Burası bilim yuvasıdır. Burası her siyasi görüşten insanların bulunduğu bir yer olmalıdır. Dolayısıyla herkes düşüncelerini özgürce ifade edebilmelidir. Ama kampüsün birçok yerinde özel güvenlik görevlileri geziyor ve bu beni tedirgin ediyor” diye konuştu. Sinema Kulübü üyesi Ersin ise, üniversitedeki baskıların OHAL döneminden önce seçilen rektör Sadettin Hülagü’nün yönetime gelmesiyle görünür hale geldiğini ifade etti. Kampüs içinde faaliyet yürütemediklerini, kulüp çalışmalarını baskı altında yürütmeye çalıştıklarını ifade eden Ersin, “Bu baskılar her zaman vardı. Sadece OHAL ile baskılar resmileşti. Faaliyet yürüten kulüpler dahi sadece isim olarak var. Kulüplerin çalışmaları engelleniyor. Buna rağmen şehir merkezinde, kafelerde film gösterimleri yapıyoruz. Faaliyetlerimizin sekteye uğramasına izin vermemeye çalışıyoruz” dedi.

Öğrencilerden Buğra ise OHAL’in günlük yaşamına yansımadığı görüşünde. Üniversitenin OHAL’den önce de bu şekilde olduğunu ifade ede Buğra, “Güvenliklerin OHAL yüzünden çevrede dolaştıklarını da düşünmüyorum.  Gerçekten OHAL içerisindeyiz diyemeyiz. Tabii yine de tedirgin oluyorum. Bu üniversitenin her zamanki hali. OHAL’den önce de böyleydi” ifadelerini kullandı.

HERKES NE DÜŞÜNÜYORSA İFADE ETMELİ

Medya organlarının KHK’lerle kapatılmasını eleştiren İletişim Fakültesi öğrencisi Adem de, “Özgür basın diyorlar mesela, özgür basın yok.Oysa herkes ne düşünüyorsa onu ifade edebilmeli. Sadece fikir beyan etti diye tutuklanması haksızlıktır bir insanın” dedi. OHAL sürecinde HDP’li vekillerin tutuklanmasını eleştiren Mehmet ise; “HDP halkın büyük kesiminin oyunu alan bir parti. Doğu illerinde birçok insan HDP’ye oy verdi. O insanların hakkı yenildi”diye tepki gösterdi.  OHAL’den önce de ülkede hukuksuzlukların yaşandığını söyleyen Mehmet, darbe girişiminin bir patlama noktası olduğunu ve bunun ardından muhaliflerin sindirilmeye başladığını sözlerine ekledi. 

Suçlu olduğu kanıtlanmamış binlerce insanın haksız yere cezaevine konulduğunu ifade eden Mehmet, “Bu darbe girişiminde bulunanlara cezalar verilse kimse bir şey demeyecek zaten. Hiç alakası olmadığı halde canı yanan çok insan var. Niye suçu kanıtlanmamış insanlar bugün içeride?”diye sordu.