Kocaeli Dayanışma Akademisi derslerine devam ediyor
KOÜ'den KHK ile ihraç edilen akademisyenlerin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA) derslerine devam ediyor.
Kocaeli Üniversitesi’nden kanun hükmünde kararname (KHK) ile ihraç edilen 19 akademisyenin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin 10’uncu dersinde “Dayanışma: Sınıf Kültürünü Oluşturan Güzergâhlar” ve “Mitolojiden Gerçeğe Ateşi Çalmak: Akademinin Sınıfsal İşlevi” konuları işlendi.
'İNSANLIK TARİHİ ÜRETİMLE BAŞLAR'
KOÜ’den ihraç edilen akademisyenler için, “Akademiden ateşi çalan hocalarımızı tasfiye ettiler. Ben de onlar için ‘Ateşi çalmak’ terimini kullandım” diyen Araştırma Görevlisi Ömer Furkan Özdemir, her dönem egemenlerin bilimi kendi çıkarları doğrultusunda kullandıklarını ifade etti. Bilim tarihinin insanlık tarihiyle birlikte başladığını belirten Özdemir, “İnsanlık tarihi üretimle başlar. Örneğin Antik Yunan’a odaklandığımızda insanların birer figüran olduğunu asıl rollerin tanrıların, titanların olduğunu görüyoruz. Bu yalnızca Antik Yunan mitolojisinde kalmadı. Sonrasında Doğu kökenli dinlerin de bu mitolojilerden beslendiğini görüyoruz” dedi. Bilim tarihine değinen Özdemir, “Aslında bilimin tarihi ve bilginin tarihi insanlık tarihiyle doğru orantılıdır. İnsanın alet yapmaya başlaması ve onları geliştirmesi bilim tarihinin de gelişimini sağlamıştır” şeklinde konuştu.
'ATEŞİ ÇALMA MÜCADELESİ HER DÖNEM OLMUŞTUR'
Sunumunun devamında insanların elde ettikleri ürünleri depolamayı keşfetmesiyle üretimleri sonucu kendi hayatlarını planlamayı da öğrendiklerini söyleyen Özdemir, daha sonra her dönemde olduğu gibi egemen sınıfın kendi çıkarlarını korumak adına bu yöntemi kullandığını belirtti. Özdemir “Ortaçağ’da tapınaklarda depolanan ürünlerin tabletlere yazılarak kayıt tutulması da buna bir örnektir. Bilimsel bilgi, ortaya çıkmasından sonra egemen sınıfların kendi çıkarlarını daha da güçlendirmek için kullanılmıştır. Ateşi çalma mücadelesi ise tarihin her döneminde olmuştur. Ateşi çalanların düzeni değiştirmeye dönük müdahaleleri gözle görülmüştür” dedi.
Özdemir’in ardından sunumunu yapan Doç. Dr. Aslı Kayhan ise, yeni çalışma ilişkilerinde dayanışma kavramının önemli bir rol tuttuğunu belirterek, dayanışmanın günlük hayattaki rolünün yanı sıra, emekçi sınıfların egemen sınıflara karşı haklarını korumak için bir arada durabilmesi noktasında sahip olduğu öneme vurgu yaptı.
'DAYANIŞMADA GÜVEN ÖNEMLİ BİR NOKTA'
Dayanışma kavramı üzerinde yoğunlaşan ve dayanışmanın sağlanması açısından önemli bir görevi olan güven duygusuna da atıfta bulunan Kayhan, “Dayanışmanın sağlanması açısından önemli bir kavram güven olarak görülüyor. Ancak kapitalizmin inşa ettiği yeni çalışma ilişkilerinde işçiler arasında parçalanmalar söz konusu” dedi. Konuşmasının devamında üretim rejiminin işçilerin karşılaşacağı yer ve zamanı kısıtladığını söyleyen Kayhan, işçiler arasındaki güven ve birlik ortamının bu şekilde parçalandığını ifade etti. Ayrıca Kayhan, “Örgütlülük açısından düşündüğümüzde, fabrikada sendikalaşan işçiye yaşam alanında ulaşamadığınız takdirde bu parçalanma daha da derinleşecektir” sözlerini kullandı.
Sunumların ardından soru cevaplarla son bulan akademi derslerine iki hafta ara verildiği de duyuruldu. Bir sonraki dersi 11 Ocak Çarşamba günü Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu anlatacak. Dersin başlığı ise “Neoliberal Dönüşüme İçerden Bir Direniş: Adil Emek". (Kocaeli/EVRENSEL)