27 Aralık 2016 05:27

İşçiler: 1300 TL insanlarla dalga geçmektir

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işçiler asgari ücret tartışmalarına ilişkin görüş ve taleplerini açıkladı.

Paylaş

İzmir'in Çiğli ilçesinde bulunan ve 1990 yılında faaliyete geçen İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, 572 firmadan oluşuyor ve ortalama 37 bin işçi çalışıyor. İAOSB, ağırlıklı olarak; tekstil, hazır giyim, makine, otomotiv yan sanayi, metal, plastik, kimya, gıda, elektrik ve elektronik sektörlerinden oluşuyor.

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesinde çalışan işçiler, Meclis'te devam eden asgari ücret tartışmalarına ilişkin hükümete, referandum çağrısında bulunarak, “Gelin asgari ücreti de milli iradeye soralım ve referanduma gidelim” dedi.

OSB’DE OHAL KURALSIZLIĞI

İşten çıkartılma kaygısından kaynaklı ismini vermek istemeyen işçilerden bazıları, “Evet asgari ücret tartışmalarını takip ediyoruz. Ancak, basına konuşursak işimizden oluruz. Burada bulunan işverenlerin en hasas oldukları konu bu” diyerek kameraya konuşmayı reddetti. Bunun yanı sıra işçiler, işverenlerin son zamanlarda OHAL'in güvenlikçi uygulamalarını bahane ederek kendilerini fabrikalara daha fazla hapsettiğini ve yine OHAL'le beraber çıkan 'kiralık işçi' yasası ve KHK'lar kapsamında uygulamaya konan torba yasaların maddelerine de güvenerek onları tazminat ödemeden işten atmakla tehdit ettiklerini aktardı.

‘GÜNDE 12 SAAT AYDA 1700 TL’

Tekstil işçisi olan ve ek mesai ile beraber ayda eline en fazla 1700 Lira maaş geçtiğini söyleyen 2 çocuk annesi Fatma Dilek, işçilerin emeklerinin karşılıklarını alamadıklarını ancak kadın işçiler için çalışma koşullarının daha da kötü olduğunu belirtti. Çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için haftanın 5 günü günde 12 saat çalıştığının altını çizen Dilek, “Kadın işçilerin şartları çok kötü. Hiçbir ihtiyacımız karşılanmıyor. Gerek fabrikada çalışırken gerek mesai saatleri dışında olsun. Çocuklarıma yeteri kadar zaman ayıramıyorum. Ekonomik şartlar beni en kötü koşullarda da olsa çalışmaya mahkum etmiş durumda. Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için her şeye katlanmak zorunda bırakıldım” dedi.

‘BİN 300 TL İNSANLARLA DALGA GEÇMEKTİR’

Bin 300 TL'nin insanlarla dalga geçmek olduğunu ifade eden Dilek, “Ev kirası, gıda, çocukların okul masrafı, elektirik, su derken hiç bir ayı borçsuz kapatamıyorum. Yani benim şartlarımda bir ailenin eline ayda en az 2500 TL geçmeli ki, ancak bu parayla temel ihtiyaçlar karşılanabilir” diye konuştu.

'ASGARİ ÜCRET 3 BİN TL OLMALI'

Geçtiğimiz yıl evlenen belediye işçisi Özkan Keser, sendikalı olduğu halde eline ayda en fazla 2000 TL geçtiğini ifade etti. Düzenin zenginden ve güçlüden yana olduğunun altını çizen Keser, “Meclisin asgari ücreti tartışması her şeyden önce ayıptır. Eğer tartışmaya açılacaksa kendi maaşlarını tartışmaya açsınlar. Bizim oylarımızla gittikleri meclisten milyarder olarak çıkıyorlar” diye konuştu. Temel ihtiyaçların giderilmesi için asgari ücretin en az 3 bin lira olması gerktiğini söyleyen Keser, “Bu rakamı abartmıyorum. Tek çocuklu bir ailenin temel giderleri bugün bu fiyata karşılanıyor” şeklinde konuştu.

‘BİN 300 TL’YE DE GÖZ DİKİYORLAR’

Hükümetin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 çocuk çağrısını hatılatan Keser, “Geçtiğimiz yıl bankalardan kredi çekip evlendim. Evet borçla da olsa bir yuva kurdum ama borçlar yüzünden yuvam yıkılmak üzere. Asgari ücretle çalışmadığım halde geçinemiyorum” diye konuştu. Asgari ücretten gelir vergisi alınmaması gerektiğini söyleyen Keser, “Utanmadan işçinin 1300 lirasına göz dikiyorlar. O vergiyi patronlardan almaları gerekir” diye konuştu.

İŞÇİLER KOMİSYONDAN UMUDU KESMİŞ

Hükümete yakın medyanın her şeyi tozpembe göstermeye çalıştığını aktaran metal işçisi Serkan Doğan ise, havuz medyasının bilinçli bir şekilde asgari ücret tartışmalarını 1600 TL'ye sıkıştırdığını ifade etti ve “Masa, ayda 30 Bin lira alan Çalışma Bakanı, ne olduğunu herkesin bildiği Türk-İş ve patronlardan oluşuyor. Yani bu masadan emekçilerin yararına bir şeyin çıkacağına inanmıyorum" diyerek umutsuzluğunu ifade etti.

OHAL’le meclisten geçen yasalara dikkat çeken Doğan, “4 aylık OHAL sürecinde, işçilerin kıdem tazminatına saldırılıyor, işçi mahkemeleri kaldırıldı, sözde arabulucular getiriliyor, sendikal haklarımız olan grev ve eylemlere kısıtlama geldi. Yine OHAL'le beraber bireysel emeklilik yasası adı altında işçilerin maaşının bir kısımı el konuldu. Yani diyeceğim şu ki; bu şartlarda tabiki patronlar daha da pervasızlaşır” diye konuştu.

Hükümete referandum çağrısında bulunan Doğan, “İdamdan tutun, başkanlık sistemine kadar her fırsatta milli irade diyorsunuz. O zaman ben de bir emekçi olarak şunu söylüyorum; gelin asgari ücreti de milli iradeye soralım ve referanduma gidelim. Oradan çıkan sonucu kabul edecek misiniz merak ediyorum” dedi. (DİHABER)

ÖNCEKİ HABER

Darbedilen gazeteci Ömer Çelik için suç duyurusu

SONRAKİ HABER

Her cadde ve sokakta 'Kitap Kumbarası'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa