‘Yaratılan bu iklim, iktidarın siyasi söyleminin sonucudur’
Siyasi parti ve kitle örgütü temsilcileri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve hükümetin ‘yılbaşı’ açıklamaları ile Reina Katliamı’na tepki gösterdi.
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Diyanet İşleri Başkanlığının yılbaşı kutlamalarını “gayrimeşru tutum ve davranışlar” olarak tanımlaması, yılbaşı kutlamalarına karşı dağıtılan bildiriler ve yılbaşı günü Reina’da katliam yaşanması... Toplumu din üzerinden kutuplaştıran siyasi anlayışa karşı laikliğin neden güvence olduğunu ve devletin neden bütün inançlara eşit mesafede durması gerektiğini CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, MAZLUM DER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Sekreteri Zeynel Can’a sorduk.
DOĞAN: HİÇ BU KADAR KUTUPLAŞMAMIŞTIK
CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, yılbaşı günü Reina’da gerçekleşen katliamın ülkenin içinden geçtiği siyasi iklimden ayrı düşünülemeyeceğine dikkat çekti. Noel ve yılbaşına karşı gerçekleştirilen ve rencide seviyesine ulaşan söylemleri de hatırlatan Doğan, “Diyanet İşlerinin ‘gayrimeşrudur’ diye hutbe vermesi, toplumu bölmek, toplumun bir kesimini toplumun diğer kesimlerine karşı kışkırtmaktan başka bir şey değil. İşte bu yüzden laiklik bizim için çok önemli” dedi. Laikliğin herkesin inanç özgürlüğünün ve ibadet hakkının güvencesi olduğunu söylemeye devam edeceklerini belirten Selina Doğan şöyle konuştu: “Çünkü din siyasete alet edilmiş durumda. Bu ülke yıllardır Müslüman bir ülkeydi. Ama hiç bu kadar kutuplaşmamış, hiç kimse komşusuna kem bakmamıştı bu kadar. Yaratılan bu iklim tamamen tepeden tabana inen siyasetin ve siyasi söylemin sonucudur. Gazete ve televizyon yayınları, verilen fetvalar, okullardaki müfredatın içeriğinin yarattığı bir ortamdır. Çok kaygılıyız. Çocuklarımızın böyle bir ortamda yetişmesini istemiyoruz. Bu ülkenin dokularında olan toplumsal barışımızı geri istiyoruz. Herkesi kucaklayan bir siyasal söylemi acilen bu toplumun inşa etmesi gerektiğine inanıyorum.”
PAYLAN: YASAKÇI ANLAYIŞ BİR NEFRET SÖYLEMİDİR
HDP Milletvekili Garo Paylan, Reina saldırısını hatırlatarak şunları söyledi: “Nefret söylemi nefret suçuna dönüşür. Nefret söylemi, nefret suçlarının iklimini ve zeminini yaratır. Bu olayda bunu gördük. IŞİD üstlendi gibi görünüyor. IŞİD, Fransa’da nefret söylemi olmadan da katliam yapabiliyor. Mesela Diyanetin hutbesinde de Milli Eğitim Bakanlığının okullara gönderdiği yazıda da, yılbaşı ve Noeli, değerlerimize uymuyor gerekçesiyle yasaklayan bir anlayış var.
Oysa kültürel değerlere tek bir anlayıştan, tek bir zaviyeden bakan ve diğer inançları, kültürleri yok sayan anlayış esas. Yasakçı anlayış bir nefret söylemidir. Ve yok sayan bir anlayıştır. Bu da maalesef bu tür nefret suçlarına iktidar boyutuyla zemin hazırlayan bir zihniyeti ortaya koyuyor. Buna karşı mücadele veriyoruz. Bugünlerde Anayasa tartışmaları söz konusu. Ve Anayasa'da eleştirdiğimiz şey de buydu. Her şeyi tek gören ve diğerlerini yok sayan bir anlayışı bu tartışmalar sırasında da görüyoruz.” Devlet anlayışının toplumun bütün kesimlerine eşit mesafede olması gerektiğini belirten Paylan, “Önemli olan çoğulcu bir demokrasiyi, çoğulcu bir anayasayı ve tabii ki hukuk devletini devreye sokmaktır. Sonra da bu tip unsurlarla hep beraber mücadele etmektir. Ama maalesef siyasi iktidarın bu perspektiften çok uzakta olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
ÜNSAL: DEVLET BÜTÜN İNANÇLARA EŞİT DURMALI
Ahmet Faruk Ünsal, “Başka bir hayat tarzına sahip insanların katledilmesi kabul edilemez, büyük bir vahşet ve insanlık suçudur” ifadeleriyle Reina’daki katliama tepkisini dile getirdi. Reina Katliamı’nın politik bir cinayet olduğunu ve aydınlatmaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Ünsal, katliamda istihbarat zafiyeti olduğunun basında çıkan haberlerden anlaşıldığını ifade ederek, İçişleri Bakanının pozisyonunu gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Nefret söylemi konusunda uyarılar yapan Ünsal şunları söyledi: “Bir nefret ortamı oluşturmamak gerekir. İnsanların bir kısmı yılbaşını kutlayabilir. Bir kısmı da kutlamayabilir. Bunlar anlaşılabilir şeyler. Farklılıkları yönetme meselesi. Farklılıklar zaten olacaktır. Farklılık olmalıdır da. Bu ister etnik olsun isten dini, ister mezhebi, ister başka sebebe dayansın. Farklılığın olması, bu insanların birbirlerini katletmesine hiçbir meşruiyet sağlamaz. Önemli olan, farklılığın bir arada yönetilebilmesi.” Ünsal, “Devletin bütün inançlara, dinlere ve etnik gruplara karşı kör olması ve eşit mesafede olması esastır” dedi.
CAN: LAİKLİK BÜTÜN TOPLUMU İLGİLENDİRİR
Zeynel Can, yılbaşının Sünni selefi anlayış tarafından yanlış lanse edildiğine dikkat çekerek, “Yılbaşı, çağdaş kültür olarak algılanır, insanlar karşılar ve kutlarlar” dedi. Hükümetin söylemlerinin ve son olarak Diyanet İşleri Başkanlığının yayımladığı hutbenin Reina’da gerçekleşen katliama zemin hazırladığını ifade eden Can, bu durumda insanların sosyal yaşam alanlarından giderek uzaklaştığını belirtti.
Can, devletin halkın can güvenliğini koruması gerektiğini ve bunun devletin bir sorumluluğu olduğunu söyledi. Alevilerin yıllardır dillendirdikleri laiklik talebinin farklı inanç ve kültürlerin bir arada yaşamasının güvencesi olduğunu vurgulayan Can, Ortadoğu’daki gelişmeleri de işaret ederek, laikliğin bütün toplumu ilgilendirdiğini söyledi.