06 Ocak 2017 01:15

Oscar'ın yabancıları İstanbul Modern Sinema’da

'Oscar’ın Yabancıları’ seçkisi, Hollywood kulvarının dışında, farklı dil ve kültürlerden başarılı filmlerin buluştuğu bir kategori.

Paylaş

İstanbul Modern Sinema, Oscar heyecanı yaklaşırken, “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisine aday filmlerden oluşan bir seçki sunuyor. Oscar’ın Yabancıları adlı program 12-22 Ocak tarihleri arasında gösterime sunulacak.

Bu çekişmeli yarışta adı öne çıkan yapımlara yer veren seçki, Oscar adayı olmalarına rağmen aslında Hollywood kulvarının dışında, dünya festivallerinde başarılı olmuş, farklı dil ve kültürlerden filmlerin buluştuğu bir kategoriyi temsil ediyor.

Programdaki beş film, “Yabancı Dilde En iyi Film” kategorisinde adaylığa yükselerek son dokuza kaldı; Cannes Film Festivali’nin gözdelerinden biri olarak adını duyuran animasyon Kabakçığın Hayatı (Ma Vie de Courgette); İran adayı Satıcı (Forushande), Almanya adayı Toni Erdmann, Danimarka adayı Mayın Ülkesi (Under Sandet) ve Kanada adayı Alt Tarafı Dünyanın Sonu.

Film Programından öne çıkan filmleri sizler için derledik;

JULIETA

Sevgilisi ile birlikte yeni bir hayat kurmak için yaşadığı şehirden taşınmak üzere olan 50 yaşlarındaki Julieta, sokakta genç bir kadınla karşılaşmasından sonra aniden taşınmaktan vazgeçer ve sevgilisinden ayrılır. Dünyasını altüst eden bu karşılaşma Julieta’nın geçmişe yolculuğunun da başlangıcı olur. Artık hayatını, on sekiz yaşında hiç bir açıklama yapmaksızın evi terk eden kızı Anita’yı bulmaya adayacaktır. Kadın karakterlerin derinliği, renk, mekan ve müzik kullanımıyla öne çıkan Almodovar imzalı film, dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapmıştı.

KABAKÇIĞIN HAYATI

Alkolik annesinin ölümünün ardından yetimhaneye gönderilen “Kabakçık”, yeni ortamına alışmaya çalışırken kendisi gibi zorlu şartlara göğüs germek zorunda kalan diğer çocuklardan ve arkadaş olduğu Polis Memuru Raymond’dan güç alır. Çocuk kalbinin dayanıklılığını da yansıtan, oldukça hüzünlü ve karanlık olabilecek bu dokunaklı hikayeyi muhteşem stop-motion animasyon tekniğiyle ve izleyiciye sıklıkla kahkahalar da attırarak perdeye taşıyan Clause Barras’ın filmi, Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde dünya prömiyerini yaptıktan sonra katıldığı tüm festivallerde ses getirmeyi başardı.

DENİZDEKİ ATEŞ

2013 yılında Çevreyolu adlı belgeseliyle Altın Aslan kazanan Gianfranco Rossi son belgeselinde günümüzün en acil toplumsal sorunlarından biri olan Avrupa’daki mülteci krizini perdeye taşıyor. Lampedusa, özellikle Kuzey Afrikalı mültecilerin Avrupa’ya geçiş noktası olan, zamanla mültecilerin umutları, zorlukları ve kaderlerinin bir sembolü haline gelen, Sicilya açıklarında küçük bir ada. Tek istekleri barış ve huzur içinde güvenle yaşamak olan mültecilerin denizden çoğu zaman cansız çıkan bedenleri, bu insanlık dramına şahit olan adalılar ve adanın küçüklüğüne rağmen neredeyse hiç kesişmeyen dünyalara şahitlik edeceğiniz çok güçlü bir yapım.

ALT TARAFI DÜNYANIN SONU

Genç yaşına rağmen filmleriyle büyük başarılara imza atan Xavier Dolan son filminde Fransız sinemasının yıldız oyuncularını bir araya topluyor. Yıllar önce aile evinden ayrılıp kendine ayrı bir düzen kuran Louis, yakalandığı hastalığı ve ölmek üzere olduğunu açıklamak için sorunlu ailesinin yanına geri döner. Ancak bu açıklamayı yapması düşündüğü kadar kolay olmayacaktır. Yakın plan çekimler, duygu patlamaları sonucu yükselen sesler ve izleyiciye geçirdiği yoğun duygularla öne çıkan film bu yıl Cannes’da büyük ödülle dönmüştü.

O

Hollandalı Usta Yönetmen Paul Verhoeven’in Fransızca çektiği ilk film O, orta yaşlı iş kadını Michèle’in tecavüze uğradıktan sonra yaşadıklarını anlatıyor. Michèle, video oyunları üreten bir şirketin yöneticisi, başarılı olduğu kadar sert mizacıyla da dikkat çeken bir kadındır. Başına gelenlerden sonra kurban rolüne bürünmek yerine intikamını kendi yöntemleriyle almaya karar verir. Temel İçgüdü, Showgirls, RoboCop gibi tartışma yaratmış modern klasiklerin yönetmeni Paul Verhoeven ile ünlü Fransız Oyuncu Isabelle Huppert’i bir araya getiren film, ezber bozan senaryosu ve izleyicide yarattığı alışılmadık etkiyle yılın en başarılı filmlerinden.

TONI ERDMANN

Tam bir işkolik olan kızı İnes’le yeterince yakın olmadıklarını düşünen Winfred, öğrencisiz kalmış bir müzik öğretmenidir. Budapeşte’de önemli bir proje üzerinde çalışan İnes’i ziyarete gider ancak geçirdikleri süre boyunca işler tam istediği gibi gitmez. Yaşam koçu ve danışman “Toni Erdmann” olarak ısrarla İnes’in hayatına geri gelen Winfred, takma dişleri, özensiz takım elbisesi ve garip peruğuyla kızını içinde boğulmakta olduğu kapitalist dünyadan çekip çıkarmak için türlü oyunlar oynar. Seyirciyi neredeyse her sahnesinde kahkahalara boğan, dünya prömiyerini yaptığı Cannes’da da büyük beğeniyle karşılanan film, Oscar yarışının da favorileri arasında.

SATICI

Oscar’lı usta İran’lı Yönetmen Asghar Farhadi son filmi Satıcı ile yeniden altın heykelcik için yarışta yerini alıyor. Emad ve Rana çifti, oturdukları apartman çökmek üzere olduğu için yakınlarda başka bir binanın çatısındaki daha eski ama geniş daireye taşınırlar. Yıkılmak üzere olan eski evlerinin kaderi adeta yaşamlarına sızan çiftin hayatı, Rana’nın evde saldırıya uğramasıyla altüst olur. Cannes’da en iyi senaryo ve en iyi erkek oyuncu ödüllerine layık görülen film, usta yönetmenin kusursuz senaryosu, başarılı oyunculukları ve nefes kesen gerilim hissiyle öne çıkıyor.

NERUDA

Şilili Yönetmen Pablo Larraín, geçtiğimiz yıl da Oscar’a aday gösterilen The Club’dan sonra yeni filmi ile karşımızda. Neruda, Pablo Neruda’nın kendi ülkesinde kaçak olarak yaşadığı zorlu süreçte Evrensel Şarkı (Canto General) adlı eserini yazması ve bu dönemi kendini yeniden yaratmak için bir fırsata dönüştürmesini konu alıyor. Nobel ödüllü şair ve politikacının devletle mücadelesini perdeye taşıyan film, dünya prömiyerini Cannes’da Yönetmenlerin 15 Günü bölümünde yapmıştı. (KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

CHP’den eğitimdeki laiklik karşıtı propagandayı sordu

SONRAKİ HABER

Göğe bakma durağı: Durma Sovyetler'e bakalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa