İnadına kadın, inadına müzik!
Bir kadın orkestrası düşleyin; şiddetin ve istismarın her türlüsüne karşı tutum sergileyen kadınlardan oluşan... İşte İstanbul Kadın Orkestrası
Ekmek ve Gül okuru
Bir kadın orkestrası düşleyin; cinsiyetçiliğe, ırkçılığa, homofobiye, transfobiye, çevre talanına, doğa yıkımına, şiddetin ve istismarın her türlüsüne karşı, gerek sahnede gerekse kişisel hayatlarında bir tutum sergileyen kadınlardan oluşan...
İşte İstanbul Kadın Orkestrası böyle bir orkestra. Yedi kadın arkadaşın bir araya gelmesiyle oluşmuş. Anlık değil, birikerek çoğalmış, hatta geç bile kalınmış bir karar olarak tanımlıyor kadınları kuruluşlarını. Amaçlarını ise “müziğin birleştirici gücünü kullanmak, melodiler ile kenetlenmek” şeklinde ifade ediyorlar.
Orkestradaki kadınlarla Kadıköy Halk Eğitim Merkezindeki konserleri vesilesiyle bir araya geldik, konser öncesi kuliste güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
Tıp öğrencisi olan Senfa, “Perküsyon çalıyorum ve kendimi vurmalı müzik aletlerinde daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum. Kadın mücadelesinde, müziğim ile var olmak istediğim için İstanbul Kadın Orkestrası içerisinde kendimi buldum” diyor.
Orkestranın bateristi Songül ise çalışmıyor. Altı yaşında bir çocuğu var. Çocuk, ev ikileminde müziğini nasıl var edebildiğini sorduğumuzda “Çocuklar toplumsal varlıklarsa, ben de çocuğumu toplumun bakımına bıraktım” diye yanıtlıyor. Bateriye tutkunluğunu ise şöyle açıklıyor; “Bateriyi istediğim gibi vurabiliyorum. Ses çıkarmak istiyorum. Sesimi de bateri çalarak çıkartıyorum. Bateri çalarak kendimi özgür hissediyorum.”
MÜZİKLE MÜCADELE
Kadınlar bir yandan sahne hazırlıklarını sürdürürken belediyede çalışan Şebneml ile tanışıyoruz. Orkestranın solistlerinden olan Şebnem “Eril bir toplumda, kadın olarak müzik yapmanın zorluğunu yaşıyoruz. Ama kadınların olduğu her alanda olup, kadına şiddete karşı kendimizi sesimiz ve müziğimiz ile var etmek istiyoruz” diye konuşuyor.
Ela keman çalıyor. Müzisyen. Mücadelesini, kadınların sesini kısmak isteyenlere karşı kemanının sesiyle haykırdığını söylüyor Ela.
Öğretmenden öğrenciye, ev kadınından çalışana birçok kadının yan yana gelerek bir dayanışma örneği sergilediği kadın orkestrasıyla sohbetimize Gönül ile devam ediyoruz. Rehberlik öğretmeni Gönül, yan flüt çalıyor. Orkestranın barışın sesinin susturulmaya çalışılmasına, şiddete, doğa talanına karşı müzikleriyle bir duruş sergilediğini söylüyor.
Artık konserin başlamasına dakikalar var. Sohbetimizi Necla ile sonlandırıyoruz. Öğretmen Necla da orkestranın solistlerinden. “Sesimizi kısmaya çalışanlara karşı her zaman müziğimiz ile mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Gerçekleştirmeyi istediğimiz hedeflerimiz arasında cezaevlerindeki tutsak kadınlar ve Cumartesi Annelerinin sesi olmak var. Onların mücadele ettiği yerlerde kadın dayanışmasını büyütmek istiyoruz” diye anlatıyor.
HER DİLDE KADININ SESİ
“Rumcadan Kürtçeye, İspanyolcadan Lazcaya, Türkçeden Makedoncaya her dilde, her renkte kadının sesiyiz” diyen İstanbul Kadın Orkestrası, kadını tüm renkler ile var eden nağmeleriyle konserlerini gerçekleştirdiler.
Konserin sonunda kadın marşını hep birlikte söyledik:
İnadına isyan, inadına isyan!
İnadına özgürlük!