İzmir’de gazetemizi dağıtan okurumuz kaçırıldı

İzmir’de okurumuz Zeynep Tunçel siyah renkli plakasız bir araçla kaçırılarak darbedildi. Araçta bulunan kimliği belirsiz kişiler Tunçel’e gazetemizi neden dağıttığını sordu.

Sabah 8.30 sıralarında gizli numaradan aranan Zeynep Tunçel’e, “Kuzenin trafik kazası geçirdi. Bayraklı’ya gelmeniz gerekiyor” denildi. Telefonu kapatıp taksiye binen Tunçel, Bayraklı’ya geldiğinde, İZBAN’ın karşı caddesindeki dik yokuşlu bir sokağa girdiği sırada siyah plakasız bir aracın yanaştığını içinden 4 kişi çıktığını, kendisine ‘Zeynep’ diye seslendiklerini anlattı.

Tanımadığı kişilerin kendisine ismiyle hitap etmesi üzerine şaşırdığını ifade eden Tunçel yaşadıklarını şöyle anlattı: “Koluma girip arabaya bindirdiler. Bayraklı’da tepelik bir yere götürdüler. ‘Kimsiniz’ diye sorduğumda tepki bile vermediler. Tepede beni dışarı çıkartıp kollarımı bağladılar, hakaret etmeye başladılar. ‘Sen nasıl bir insansın, hiç utanman arlanman yok mu, devlete nasıl karşı geliyorsun, gazete dağıtmaktaki amacın ne’, tarzında sorguya çekildim ve her soru soruşlarında cevap verirken bir tokat yedim. 1 saat geçti aradan. ‘Benim gitmem gerek bırakın beni’ dediğimde ‘hiçbir yere gidemezsin’ dediler. Cebimden telefonu aldılar. Birlikte her pazar saat 10’da buluşup gazete dağıttığımız arkadaşıma telefonumdan mesaj attırdılar; ‘Bugün gelmesem olur mu, ablam rahatsız’ gibi şeyler yazdılar. Telefonumu kurcaladılar, mesajlara, Facebook’a, fotoğraflara tek tek baktılar. Arama listesini sildiler, onların araması silindi. Telefonu verdiler, sonra tehdit ettiler. ‘Sizinle daha işimiz bitmedi, diğer arkadaşlarına söyle siz şerefsizler gününüzü göreceksiniz’ dediler. Birisi diz kapağıma tekme attı. Başka birisi yüzüme vurdu. Dudağımın sol tarafından yara aldım, diş etim kanadı. Sonra ‘bu kadar yeter’ deyip arabaya bindiler. Ben yerden zor kalktım. Kalktığımda gitmişlerdi”.

SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Tunçel, bindirildiği aracın, siyah renkli, ön tarafının uzun arkasının kısa olduğunu, koltuklarının eski ve gri renkte olduğunu ve plakasız olduğunu belirtti. Aynı zamanda Emek Partisi üyesi olan Tunçel, aldığı darp raporuyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Tunçel’in avukatı Hasan Hüseyin Evin, yaşanan olayın vahim olduğunu belirterek, her gün her yerde bombalarla, başka eylemlerle sürmekte olan terör ortamının yaşandığı bir zamanda plakasız bir araçla nasıl rahatça gezilebildiğini sorarak, “İnsanların yaşam hakkından tutun, güvenlik hakkı ve bütün kişilik haklarına yönelik ciddi bir saldırı... Buradaki amaç korkutma, insanları özgür yaşam alanlarından uzaklaştırma ve sürekli bir endişe haline sürükleme, bunun üzerinden de başka insanlara korku salarak toplumu istedikleri biçimde şekillendirme... Devletin kendisini sorgulaması gerekiyor. Öncelikle devletin güvenlik güçlerinin, savcılık makamının kendisini sorgulaması gerekiyor” dedi.

Devletin varlık nedeninin yurttaşların güven içinde yaşamalarını sağlamak olduğunu vurgulayan Evin, “Devlet yurttaşın hizmetinde olan kurumdur. Demokratik bir devlet yapılanmasında bu böyledir, ama bizde görüldüğü kadarıyla adeta devlet kutsanmakta böylece yurttaşlar devlet için var olan kimliklere dönüştürülmektedir ki bunun siyasal tarih açısından tek bir tanımı vardır; o da faşizm. ‘Faşizme boyun eğeceksiniz’ dayatmasının bir tezahürü olarak değerlendiriyorum ben bu durumu. Bu arkadaşımız için biz her türlü hukuksal başvuruyu kullanacağız. Bu kadar güvenle ve pervasızca hareket edenler hak ettikleri cezayı alacaklar” dedi.

‘EVRENSEL BU YÖNTEMLERLE SUSTURULAMAZ’

Gazetemiz İzmir Temsilcisi Emine Uyar da yıllardır Buca Kuruçeşme bölgesinde gazetemizin okurlarımız tarafından mahalle halkına ulaştırıldığını belirterek bağımsız şekilde haber yapmaya çalışan birkaç gazeteden biri olan Evrensel’in sürekli olarak AKP ve onun öncesindeki iktidarların hedefinde olduğunu ifade etti.

Zeynep Tunçel’in kaçırılışının, 90’lı yıllardaki uygulamaları hatırlattığını belirten Uyar, “8 Ocak gazeteci arkadaşımız Metin Göktepe’nin dövülerek katledildiği gündür. Metin’in gazetesi bu tür yöntemlerle susturulamaz. Demokratik bir hukuk devletinde bu tür uygulamalar olmaz. Adli merciler gerekeni yapmalıdır. Kamuoyunu da bu tür olaylara karşı dikkatli ve duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)