19 Ocak 2017 13:35

Ey, dağlar ve denizler... Kalkın, tanıklık edin!

Genel Yayın Yönetmenimiz Fatih Polat, Hrant Dink anmasından izlenimlerini kaleme aldı.

Paylaş

Fatih POLAT

10 yıl sonra yine Hrant’ın öldürüldüğü yerdeyiz. Cinayetin 10. yılı nedeniyle birçok gazete, haber sitesi dava sürecine ve bu yıla kadarki anmalara dair dosyalar, röportajlar, fotoğraflar yayımladı. 

Ancak Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in konuşması, 10 yılda tüm olup bitenlerin insanın içini titreten, dinleyenlerin yüreğini zorlayan bir özeti oldu. “Ülke kan gölüne döndü. Analar çocuklarını toprağa vermek için doğurmuşlar sanki” dedi. 10 yıl içinde ülkede gerçekleşen büyük katliamları tek tek saydı.

Şu sözlerin üzerine başka ne çıkabilir ki: “Ey, gök ve yeryüzü… Ey, dağlar ve denizler… Kalkın, tanıklık edin. Bu topraklarda dökülen kanlara siz tanıklık edin. Çünkü insanlar sustu, susturuldu. Öldü, öldürüldü. Yas tutabilecek güç bile bitti. Yapılan zorbalıklar canilikler sınırları aştı. Akıllar durdu, akıllılar yok edildi. Kalkın dağlar, denizler, gök ve yer… Siz tanık olun. Tarihe ve bugüne siz tanık olun. Günahların ağırlığına, cinayetlerin çokluğuna, yaşamların söndüğüne siz tanık olun. İblis’in sonu gelmeyen oyunlarına, yalanlarına ve son bulmayan küstahlık ve pervasızlıklara siz tanık olun. Adaleti saptıranlara, bu kadim topraklarda yaşanan iğrençliklere siz tanık olun.”

 {{304698}}

Rakel Dink davanın konjonktürel dalgalanmalara bağlı olarak nasıl maniple edilmek istendiğini de çok iyi anlattı. Cinayetin sorumlusunun devlet olduğunu çok net söyledi.

Ve güçlü göndermelerin olduğu bu yoğunluklu konuşmanın ardından şu vurguyu yaptı: “Kutsal olan devlet değil, insandır. Kutsal olan yaşamdır.”

Rakel Dink, Hrant’ın katledilmesinin ardından yine burada yaptığı konuşmada, 23 Ocak 2007 günü “Sevgiliye Mektup” diye başlamış ve hepimizin hafızalarına kazınan şu sözü söylemişti: “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşim.” Şimdi de bugünkü konuşmasıyla, o cümlenin üzerine çok büyük bir tuğla koydu. Devletin, aydınlanmamış cinayetlerle örülü duvarından bir tuğla çekmek de diyebiliriz buna belki. O kadar güçlü bir söylem.Ve hepimiz biliyoruz ki, şimdi Türkiye cezaevlerinde 149 gazeteci olmasaydı, bu ülke, iktidarın yazdıklarını beğenmediği gazeteciler için bir cehenneme çevrilmeseydi Hrant Dink cinayetinde de daha başka bir yerde olurduk. Ama yine de bugün cinayetle ilgili olarak kamu görevlilerinin yargılandığı bir noktaya gelebildiysek bu, 10 yıldır Hrant’ın öldürüldüğü yere gelen bu kitlenin, davasını takip edenlerin, Dink ailesinin avukatlarının titiz çabalarının sayesindedir. Noktayı Rakel Dink’in bugünkü müthiş konuşmasından bir cümle ile koyalım: “Bu dava, Türkiye’nin demokratikleşme anahtarlarından biridir. İlla bir şey için kullanacaksanız bunun için tepe tepe kullanın.”

HRANT DİNK KATLEDİLİŞİNİN 10. YILINDA VURULDUĞU YERDE ANILDI

ÖNCEKİ HABER

Hrant Dink Bursa’da anıldı

SONRAKİ HABER

EMEP Ordu İl Başkanı: Bir karar da fındık için çıkarın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa