22 Ocak 2017 00:50

‘Kadın kavgası’ değil karanlığınızın tezahürü

Aylin Nazlıaka ile CHP ve HDP'li kadın vekillere AKP’li kadın vekillerinin saldırıda bulunması haberlerde 'kadın kavgası' olarak yer aldı.

Paylaş

Ayşen GÜVEN 

Bu ülkede hep eğreti durmuş, devşirme ‘demokrasimizin’ son kırıntıları da tuzla buz oluyor. İki haftadır bu çılgın zamanların bıçağını bileyen saatleri mecliste de hep cenge hep şiddete adeta bir cinnete vuruyor. “Başkanlık sistemi rejimi” vadettiklerini göstere göstere geliyor. Halkın ‘iradesi’ sayılan meclis bugünlerde sokaklara ya da sokaklar meclise dönüşüyor. Tahammülsüzlük, cinsiyetçilik, türcülük, saldırganlıkla buram buram nefret buram buram faşizm kokuyor. O ağır, genzimizi tıkayan koku, Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın kendisini meclis kürsüsüne kelepçelediği protestosu peşi sıra gördüklerimizle beraber bir gidişatın tezahürü oluyor. 

19 Ocak günü, anayasa değişikliği görüşmelerinin yeni raundunda Nazlıaka’nın, oyunu taşıdığı vatandaşlara karşı sorumluluğunu yerine getirme çabası manşetlere, KJ’lere “kadın kavgası” olarak düşüyor. Oysa ortada bir kavga olsa dahi cinsiyeti yok ki daha ziyade bir saldırı, bir suç fiili gerçekleşiyor. Gelgelelim sokaklarda, fabrikalarda, 8 Mart meydanlarında, evde her yerde kavgasını veren kadını görmeyen yine bazı yayın organları “kadın kavgası” diyerek bir kez daha hem suçun yerini değiştiriyor hem kadınları küçümsüyor. Onların anlattıklarına pas vermeden devam edersek, Nazlıaka’yı kürsüden makasla sökmeye girişen AKP’li kadın vekillerin can yakmaktan korkmayan müdahalesini gören CHP’li ve HDP’li kadın vekiller kürsüye koşuyor. Ancak sonrası tufan. Pervin Buldan göğsüne yediği tekmeyle, protez bacağıyla Şafak Pavey ve Melike Basmacı hastanelik oluyor. Bu defa sadece muktedirin suflesi erkeklerden fiili kadınlardan geliyor. Cinsiyetsiz faşizm bu hafta da mecliste böyle vuku buluyor anlayacağınız. 

Oysa mecliste “kadın kavgası” haberleri yapılmadan birkaç saat evvel “Buradayız Ahparig” diyerek buluşmuştu birileri, birileri yine kılıcını yağlıyordu aynı anlarda, belli. Orada Sevgili Rakel Dink, ülkesine bakan bir konuşma yaptı, ısrarla kardeşliği anımsattı “Gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği tanrıyı sevemez” diyordu. Hayat arkadaşı, mutlaka daha fazlası boylu boyunca düşürülmüştü yere daha o zaman da “bir bebekten katil yaratan karanlığa” bakmaya çağırmıştı herkesi. En sevdiği öldürülmüşken yani. Yani bir sevgili, bir anne, bir kadın olarak cümlelerinin her satırını nefret ve intikam iliştirmeden kurmuştu.  

İşte bir kadın ağır yüreğiyle ama sevgiyle genişleyen göğsüyle böyle seslendi aynı gün. İşte 19 Ocak akşamı mecliste engin geniş göğsüyle Nazlıaka, itirazların sesi olmaya çabaladı ve işte Buldan, Pavey, Basmacı ve diğer omzu dik göğsü barışla genişleyen kadınlar birbirine tutundu. Orada bir kadın kavgası değil bir kadın dayanışması vuku buldu. Öncesindeyse Gökçen Enç, ardındaki erkekliğin komutlarıyla suç işledi. Şahidiyiz! 

KADIN KAVGASI DEĞİL, KAVGADA KADINLAR

Şimdi bu olanlar da meşrulaştırılacak, biliyoruz. Sonra unutturulmak istenecek, aşikâr. Onca ölüm, katliam, işsizlik, yoksulluk, cinayette olduğu gibi. Ama biz unutmamaya da “HAYIR” demeye de devam edeceğiz. Kimsenin göğsüne tekme atmayacağız ama Hrant Dink’i nasıl taşımaya devam edeceksek yani Rakel Dink gibi, barış ve sevgiyle genişleyen göğsümüzde taşıyacağız her bir suçunuzu, saldırınızı, yalanınızı. Ve mutlaka bu anayasa paketini de fırlatacağız, içinden çıktığı karanlığa. Hem de biz kadınlar o günlerin başını tutanız, öyle kalarak yapacağız. Siz de kadın kavgası değil de kavgada kadınları daha iyi tanıyacaksınız. Unutmayı da affetmeyi de en iyi tanıyan biziz çünkü. 

Çünkü; “Ne affedilmez biliyor musun? Asla affedilmeyecek eylemlerimiz nelerdir, biliyor musun? Kimsenin görmedikleri. Tanrının bile görmedikleri. Failler, işledikleri suçları kendilerinden ve başkalarından kelimelerle gizliyor. ... Kelimeler ve sayılar işledikleri cürümleri gizliyor. Ki, o cürümler unutulsun. Unutulan affedilmiş demektir.”  John Berger / Goya’nın Son Portresi oyunundan... (Dresden’in bombalanmasına tanık olan Goya’nın sözleri)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Aylin, Şafak, Pervin kirpiğiniz yere düşmesin!

SONRAKİ HABER

Çağdaş Türk şiirinde mısra-i bercesteler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa