22 Ocak 2017 00:54

Evrim Teorisini eğitimden çıkarmışlar, evrimi çıkaramamışlar

Müfredatta evrim teorisi yer almadı. ‘Araştıran, düşünen, sorgulayan bireyler’ insanın maymundan gelmediği, bizzat maymun olduğu gerçeğine ulaşacaktır

Paylaş

Mehmet ÖZER

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni eğitim müfredatının lise son sınıflar için hazırlanan biyoloji programı taslağında evrim teorisine yer verilmedi. Bu durum, Evrim Teorisini bir kez daha gündeme getirdi. Eleştiri yazıları yazıldı, televizyonlarda tartışma programları düzenlendi.

Sizin de bildiğiniz ve bu yazının da yazılma gerekçesi olduğu üzere, MEB tarafından hazırlanan ortaöğretim biyoloji dersi müfredatında Evrim Teorisi yer almıyor. Peki müfredatta ne var, kısaca bakalım.

Yeni müfredatta, biyoloji eğitiminin amaçları sıralanırken öğrencilerin “Biyolojide yer alan temel teoriler, kavramlar, süreçler ve uygulamalar konusunda bilgi sahibi olmaları; biyoloji alanına katkısı olan bilim insanlarını tanımaları; araştıran, düşünen, sorgulayan bireylerolmaları amaçlanmaktadır” deniyor. Biyolojide yer alan temel teoriler ve kavramları görünce aklıma ünlü Biyolog Theodosius Dobzhansky’nin sözü geldi: “Evrimin ışığı olmaksızın, biyolojide hiçbir şeyin anlamı yoktur.”

Ancak müfredatı hazırlayanların aklına gelen kavramlar ise başkaymış. Onların biyoloji dersinde öğrencilere kazandırılmasını hedeflediği değerler arasında “iş ahlakı ve vatanseverlik” yer alıyor mesela. Biyolojinin tarihsel gelişim sürecine katkı sağlayan bilim insanları arasında da Darwin’in adı anılmamış.

“Doğadaki denge, mükemmel düzen ve işleyiş vurgulanır” gibi, gazetelerin sözde bilim sayfalarında yer alabilecek “bilimsel ifadeler” kullanılmış taslakta. Oysa, denge ve düzen hele de mükemmelik biyoloji bilimiyle taban tabana zıt kavramlar.

Buraya kadar müfredat, MEB’in istediği gibi gidiyor. Öğrencilerin zihninde evrimi, evrim teorisini ve Darwin’i canlandırma ihtimali olan tek bir söz edilmemiş. Aksine, evrim gerçeğinden öğrencileri uzak tutmak için kırk takla atılmış.

Ancak kuramı (evrim teorisi) saklasalar da sıra, biyoloji dersinde işlenecek konulara gelince, gerçeği (evrim) saklayamamışlar. Evrim Teorisinin temel prensiplerini teker teker sıralamak zorunda kalmışlar. İşte MEB’in bile gizleyemediği ve biyoloji müfredatına sızmayı başaran evrimsel gerçeklerden bazıları:
- İnsülin direnci (Yani, bakterilerin evrimi)
- Genetik varyasyonların biyolojik çeşitliliği açıklamadaki rolü (Yani, Evrim Teorisinin temel bileşenlerinden biri olan doğal seçilimin hammaddesi)
- Çevre şartlarının genetik değişimlerin sürekliliğine olan etkisi
- Varyasyon, adaptasyon, mutasyon...
- Bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesinin nedenleri,
- Herbisit ve pestisitlerin zaman içinde etkilerini kaybetmelerinin nedenleri...
- Tarım ve hayvancılıkta yapay seçilim uygulamaları...

MEB’in hazırladığı biyoloji kitabını elinizden bırakıp Evrim Teorisini anlatan bir kitap alsanız göreceğiniz başlıklar yine yukarıdakilerin benzerleri olacak. Çünkü Evrim Teorisi denen şey, bizzat hayatın kendisini anlatma arayışından başka bir şey değildir. Yukarıdaki başlıklar, Evrim Teorisinin incelediği, açıkladığı, açıklamak için hipotezler ileri sürdüğü, üzerinde deneyler ve gözlemler yaptığı yaşamsal gerçeklerdir. Evrim Teorisi, doğada var olmayan bir şeyi var etmeye ya da var olan bir gerçeği ortadan kaldırmaya çalışan soyut bir kavram değildir. Canlılar dışındaki doğa olaylarını anlamak için ortaya konan fizik ya da kimya teorileri gibidir Evrim Teorisi de. 

Dünyanın yuvarlak olduğuna, kendi etrafında ve güneşin çevresinde döndüğüne dair fizik teorileri ortaya atılmadan önce dünya yuvarlak değil miydi, ya da dönmüyor muydu? Ya da bu teorilerin ilk ortaya çıktığı dönemlerde yapılan hesaplama hataları, dünyanın şekli ya da hareketi üzerinde etkili olmuş mudur? Bu teorileri çürüttüğünüzü söyleseniz, tüm müfredatlardan ve hatta dünya üzerindeki tüm kitaplardan silseniz dünyanın şeklini düz yapabilir, dönüşünü tersine çevirebilir misiniz?

Peki, iş evrime gelince insanlar neden bu kadar cüretkar olabiliyor? Neden evrimi alt edebileceklerini düşünüyorlar? Neden etrafında dönüp duran dünyayla birlikte dönmediklerine tüm dünyayı ikna etmeye çalışıyorlar? 

Bunun nedeni, insanların “kim olduklarına” dair inançlarıyla gerçeğin çatışma halinde olmasıdır. Evrim kelimesini duyar duymaz, 8 milyondan fazla canlı türü arasından akıllara sadece insan ve maymunun gelmesidir. Böceklerin, balıkların, kuşların, kedinin, köpeğin, bakterinin ya da virüslerin geçirdiği değişimlerden, yani evriminden bahsetseniz ve konuyu orada kapatsanız, sanki dünyanın yörüngesinden bahsediyormuşsunuz gibi merakla dinlemeye hazır olan insanlar, iş insana gelince birden Evrim Teorisine, aslında evrime ve en nihayetinde de gerçeğe karşı çıkma ihtiyacı hissediyorlar. İstiyorlar ki, 8 milyon – 1 canlı türü istediği yerden gelip istediği yere gitsin, istediği gibi değişsin ama o 1 tür olduğu gibi kalsın. Evvelden ezele değişmesin. Nereden geldiğini, nereye gidebileceğini sormasın. Onun kim olduğunu söyleyenlere şüphe göstermeden inansın.  

Belki bugün açısından bu istekleri yerine geliyor gibi görünse de hiçbir kuvvet gerçeğin önünde duramaz. MEB’in hazırladığı biyoloji müfredatında yarım ağızla bahsettiği “araştıran, düşünen, sorgulayan bireyler” gerçeğin izini mutlaka sürecek ve insanın maymundan gelmediği, bizzat maymun olduğu gerçeğine ulaşacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Çağdaş Türk şiirinde mısra-i bercesteler

SONRAKİ HABER

Hayır... Sanıyoruz ki sebep hipopotamlar...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa