22 Ocak 2017 00:40

Hayır... Sanıyoruz ki sebep hipopotamlar...

'Evrim Teorisinin müfredattan kaldırılması iktidar ve güç sahibi zümrelerin toplumu istediği gibi şekillendirmesinde önemli bir adımdır.'

Paylaş

Arda TEMENA

Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz günlerde biyoloji ders programından “Evrim Teorisi” konusunu çıkardı. Bu program değişikliğiyle birlikte bir öğrencinin canlılığın başlangıcına dair soruları da cevapsız kalmış oldu. Hâlbuki ilk ve orta öğretim öğrencilerinin bu konuya dair sorgulamaları, ilkokuldan beri korku ile harmanlanmış din eğitimleriyle ve yaratıcının sorgulanamaz oluşunun dayatılmasıyla zaten baskılanmış durumdaydı. Şimdi ise bu müfredat ‘temizliği’ sonucunda öğrencilerin, gelecek neslin, canlılığın başlangıcına ve dünyadaki canlılık çeşitliliğine olan merakları törpülenmiş oldu. Neticede okullarda biyoloji öksüz kalırken, daha sonra herhangi bir ana bilim dalına merak saracak öğrenciler için de zor bir süreç başladı.

MAYMUNLAR MI SUÇLU?

Esasen günümüzde Evrim Teorisi müfredattan çıkarılmadan önce de ayrıntılı işlenmiyordu. Medyada karalama ve kitaplardaki onca yanlış bilgiyle konuyu inanç hatta gurur meselesine dönüştüren eğitimciler buluşunca bu konu din ile yarışır hale geliyor ve öğrencinin aklında kalan “Biz maymundan mı geliyoruz?” sorusu oluyordu. Hâlbuki ne Darwin’in ne de bilimin böyle bir sunuşu (önerisi, iddiası, dayatması) vardı. Kaldı ki Evrim Teorisi yalnızca biz kendini çok seven, maymundan gelse bile aşağılandığını düşünerek maymunu küçümseyen, hatta bazen yeryüzündeki tek canlının kendisi olduğuna inandırılan memeli türüyle ilgilenmiyordu. Fakat az çok araştırmaya meraklı birkaç öğrenci de çıkmıyor değildi, “Nedir bu Evrim Teorisinin bizle derdi?” diye soran. Birkaç nitelikli araştırma sonucunda bu öğrenciler de farkına varıyordu ki, Evrim Teorisi aslında insanlar dışında tüm canlılığın kökenine ışık tutan, bilimsel kanıtları bulunan ve saf bilinçte basitçe algılanabilen yani akla yatan bir sistem teorisiydi. Hatta bu öğrencilerden birkaçı konu ilgisini çektikçe bunun peşini bırakmaz, “gelişmiş” ülkelerde ve yenilikçi eğitim sistemlerinde Evrim Teorisinin kapsamlı bir biçimde anlatıldığına rastlamış olurdu. Fakat yeni müfredatla birlikte bu birkaç öğrencinin önü de kesilmiş oldu. Bunun sebebi sadece maymunlar mıydı?

Okullardaki yeni müfredat öncesi üniversitelerde, televizyonda, basında ve sosyal medyada Evrim Teorisi karşıtı propaganda zaten yürütülmekteydi. Hatta Evrimi Teorisini sözde bilimsellikle çürüten din adamları bile vardı (Aslında dünya üzerinde 10 milyon farklı tür çeşitliliği olduğu ve bunlardan yaklaşık 2,5 milyonunun tanımlanabildiği düşünülecek olursa böyle türlerin de ortaya çıkması kaçınılmazdı). Bunlara ilaveten sözde aydın kesimden insanlar da içten içe bu teoriye bir hınç beslemekteydi, bilimsellikten beslenip yanlış bilgiyle yola çıkıp birkaç terim kullanarak muhabbetlerde koca teoriyi üç cümleyle çürütmek şarlatanların hakkıysa, aydın kişilerimizin hayli hayli hakkıydı zira onların inancında da liberalizm esastı. Neticede Evrim Teorisi söz konusu olduğunda ya insanlar korkudan ağzını açamaz ve düşüncesini söyleyemez hale gelmişti ya da yanlış bilgiyle ortalığı kirletmişlerdi ve “evrim” tartışılamaz hale getirilmişti. Peki, bu mecralarda ve vakalarda bu durumun ortaya çıkmasının sebebi maymunlar mıydı?

ELMA BİLE KENDİ KENDİNE DÜŞEMEZKEN...

Ağaçtan kopan bir elmanın yere düşmesi nasıl fiziksel bir kanunla açıkça aktarılıyorsa, gerçekçi bilimle tanışma noktasında Evrim Teorisi de öyle aktarılmalıdır. 

Evrim Teorisi ilk veya orta öğretimde olan bir öğrencinin aslında ilk defa bilimsel bir teoriyle, dolayısıyla bilimin kendisiyle buluştuğu noktadır. Ne var ki, mevcut eğitim sisteminde elma bile kendi düşemiyor. Evrim Teorisinin doğru ve eksiksiz bir biçimde aktarılması ileride öğrenciler için birçok alanda yardımcı olmasıyla avantajlı bir hal almaktadır çünkü Evrim Teorisi bir olgu teorisidir, mekanizmaları basittir ve doğadan beslenir. Örneğin, basitçe “doğal seçilimle evrimde, kalıtımsal çeşitlilik esastır”1 cümlesine rastlayan bir öğrenci bu cümleyi irdelediğinde doğal seçilimi, kalıtımsal çeşitliliği araştıracak ve evrim mekanizmalarının aslında doğanın kendi içinde barındırdığı dinamikler olduğunu görecek ve hatta ona şimdiye kadar öğretilmiş, ya da dayatılmış, bilgileri tekrar sorgulama işine girişecektir. Kazandığı sorgulama deneyimi ileride başka alanlarda da kendini gösterecek ve mümkünse, ‘toplum’ için tehlikeli, maymunlar için tehlikesiz bir kişilik kazanacaktır. Bu kazanım süreci belki de en olumlu senaryodur. Yeni müfredatla birlikte öğrencinin ileriki zamanlarda aklında onlarca boşluğun yerini sorgulanamaz bir Tanrı figürü alacak, hayatı ve düşünceleri bağımsızlıktan uzak kararlarla şekillenecek. Yaratıcısına karşı gelen hiçbir fikri kabul etmeyecek ve böyle bir durumla karşılaştığı her noktada kararlarını korku içinde alacak. Bir öğrenciye bu zorlu geleceği sunmak için sebep gerçekten maymunlar mıydı? 

Neticede Evrim Teorisinin müfredattan kaldırılması iktidar ve güç sahibi zümrelerin toplumu istediği gibi şekillendirmesinde önemli bir adımdır. Evrim, özellikle dinin baskı ve korkuyla öğretildiği toplumlarda zaten önemli bir tehdit olarak algılanıyorken, topluma bu teoriden hiç bahsetmemek maymunların aklına bile gelemeyecek stratejik bir hareketti. Bu halde, neden bu kadar korkuyorlar, sebep gerçekten maymunlar mı? Hayır, sebep sanıyoruz ki hipopotamlar…  

1 Richard Lewontin, 1971 

ÖNCEKİ HABER

Evrim Teorisini eğitimden çıkarmışlar, evrimi çıkaramamışlar

SONRAKİ HABER

Değinmeler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa