Değinmeler

Adnan ÖZYALÇINER

ROZET

Uzun süredir tüy kalemli gazetecilik rozetimi takmıyordum. Taktığımda malul gazi rozetine benzetenler oldu.
- Amca Kore’den misin? falan soranlar bile olmuştu.
Neyse hafiften topallayarak onları atlatmış mıydım, inandırmış mıydım bilmiyorum. Gazeteci olduğumu belli edememiştim bir türlü.
Bugünlerde yeniden takıyorum rozeti. Gazeteci olduğumu ele güne açık açık göstermek için. Kazara biri yanılıp:
- Malul gazi misin amca? diyecek olursa
- Gazeteciyim, gazeteciyim be! Ne olacak yani? diye bağırabilmek için.

KIŞ GÜNEŞİ

İstanbul’un soğuğundan çıkıp Adana’ya geldim. Günlük güneşlik Adana. Havaalanından alıp kalacağım otele, oradan da TÜYAP Kitap Fuarı’na götüreceklerdi. Gelen giden olmadı.
Havaalanının önünde sokakları nakıl gibi bezeyen turunçları kızartan kış güneşinin altında uzunca bir süre beni almaya gelecek olan şoförü bekledim.
İyi ki bekletilmişim. Kış güneşi ısıtıp ışıttı beni. Ilındım. Kim bilir, dönünce belki de İstanbul soğuğunu da delip geçer, karanlık havayı da dağıtır bu ılıntı. Kim bilir?

ONLARIN YURDU

Nazım Hikmet de, Fahri Erdinç de yurdu görmeden gurbet ellerde ölüp kalmış olsalar da yurtlarından ayrı kalmadılar. Çünkü onların yurdu dilleri olmuştur hep.

BOZKIRIN ÖTESİNDE

Renkler, hızla tozun toprağın bozluğundan ağaçların ipiltili yeşiline doğru uzaklaşırken daha ötelerde koyularak grileşen koyaklara ulaşıyor. Grinin pusu daha yükseklere tırmandığında kayalık dağları kaplayan kar beyazına dönüşüyor. Gökyüzünün cam gibi maviliğiyle karışmış aklığa.

TEK-EL TOPLUMU

Sadri Ertem’in “Kaybolan Adam” öyküsü, “Şimdi onun yerinde bir adam yaşıyor: ‘Tek adam’ yerine ‘Cemiyet adamı’” diye biter. Bireyin yerini alacak olan toplumdur söz etmek istediği. Emeğin gücünün yaratacağı paylaşımcı birliktelik. Emeğin, emekçinin ürettiği, üreteceği bütün güzelliklerle zenginliklerin -benci isteklerin dışında- eşitçe dağılacağı, dağıtılabileceği bir toplum.

Bugün tam tersi bir duruma sokulmak isteniyoruz. Benci bir toplum yaratılıyor. Tek adamın tek adam toplumu. Birbirinden kopuk, birbirinin dışında tekleşen -iyice bencilleşecek olan- her yönüyle tek-elleştirilen bir toplum. Toplum denebilirse elbet.

TARİHÇE

Tarihi yapan önderler vardır. Gerçek önderler. Bir de kendine tarih yapan (uyduran) önderler çıkar ortaya. Çakma önderler.

Birincisi tarih boyunca kalır, ikincisini tarih siler.

YIKIM

İş makineleri, kazma, kürek, balyozlarla duvarlar, yollar, ağaçlar yerle bir olurken iş kazası adı altında önlemi alınmayan işçi ölümleri toz toprakla moloz yığınları altında kalıyor her gün. Bir zerre tozun olmadığı ışıklı salonlarda sergilenen göstermelik, karton maketler adına.

SÜRÜ

O, tek adam oluyorsa, çobansa sen de sürü oluyorsun, güdülen.

NEDİR ÖZGÜRLÜK

Her istediğini yapabilmek midir özgürlük, yoksa kısıtlanan özgürlüklerin karşısındaki engelleri kaldırabilmek midir?