İşçiler tepkili: Başkanlıktan payımıza düşeni öğrendik
Gebzeli işçiler grevlerinin OHAL nedeniyle yasaklanmasına tepkili.
Damla ULUDAĞ
Gebze
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OHAL’i savunurken söylediği “Grevdir, boykottur, ıvır zıvır bir şey var mı? Yok” sözleri art arda hayata geçiyor. Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin önce Asil Çelik’te ardından da EMİS sözleşmesi kapsamında 13 fabrikada çalışan 2200 işçinin grevi Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayıyla yasaklandı. OHAL döneminde sürekli patronlara kıyak yapıldığını, işçilere ise engelleme getirildiğini ifade eden Gebzeli işçiler “Anayasa değiştiriyorlar ama Anayasal hak olan grev hakkını kullandırmıyorlar. Hükümetin başkanlık sisteminin de bizlere geri dönüşünün nasıl olacağını bugün daha iyi öğrendik” dedi.
GREV HAKKI KULLANDIRILMAYAN ANAYASA
Birleşik Metal-iş üyesi Sarkuysan işçileri grev yasağına yabancı değil. 2015 yılındaki grevlerinin yasaklandığını hatırlatan bir işçi, “Grev yasaklarıyla hükümet işçilerin ekmek parasını çalmış, patronların yanında olduğunu göstermiştir. Biz o zaman MESS ile sözleşme imzalıyorduk. Bugün arkadaşlarımız MESS’ten koparak EMİS’i kuran patronlarla sözleşmeye oturdu. Adı farklı ama süreçler yine aynı işledi. Patronların avukatlığını yapan hükümet OHAL’i de kullanarak grev yasaklarını devreye soktu” dedi. Bir başka işçi ise yasak ve engellemelere karşı 2015 metal direnişine öncülük eden Renault işçilerinin hayata geçirdiği birlik ve fiili mücadelenin yol gösterdiğini belirtti. İşçi Anayasa referandumuyla ilgili de şunları söyledi: “Hükümet, anayasal bir hak olan grev hakkını kullandırmayacaksa yaptığı yeni Anayasayı da işçi ve emekçilerin bunu kabul etmesi mümkün değildir. Bütün işçi ve emekçilerin takdirine bırakıyorum. Geçmişten ders çıkaran işçi ve emekçilere saygılarımla.”
PATRONA KIYAK İŞÇİYE YASAK!
ZF Sachs işçileri de yasaklara tepki gösterdi. İşçiler “15 Temmuz darbe girişimini püskürten işçilerdi, halktı. Hani bu ülkede demokrasi kazanmıştı. Biz işçilerin ekmek davası olan grevimizi milli güvenliği bozuyor gerekçesiyle yasakladınız. Biz ekmeğinin derdinde olan işçileriz, biz darbe girişiminde bulunmadık ve yapılacak olan darbeyi de yine biz önledik. Şimdi bu OHAL’de neden bizim haklarımız yasaklanıyor?” diye sordu. “Patronlara OHAL’de kıyak ama söz konusu işçiler oldu mu her şey yasak” diyen işçiler, şöyle devam etti: “Biz işçiler OHAL’i önümüze getiren bu hükümetin başkanlık ve anayasa referandumunun bizlere geri dönüşünün nasıl olabileceğini artık bugün daha iyi öğrendik. Grev hakkımız yasaklanamaz.”
FİİLİ MÜDAFA HAKKI DOĞDU
Durden Plastik işçileri de OHAL adı altında işçilere ve halka çile çektirildiğini söyledi. “İşçi ve emekçiler hakkını ararken birilerinin iki dudağı arasından çıkacak kelimecikleri beklemek mecburiyetinde bırakılamaz. Eğer bırakılırsa bugünkü gibi biz işçilerim apaçık ortada olan meşru ve fiili müdafaa hakkı doğmuş olur” diyen işçiler, şöyle devam etti: “Grevler biz işçilerin yasal tepkisiyken hükümetin elinde oyuncak olup onların keyfine bırakılamaz. İşçinin grev hakkı hiçbir gerekçe ile engellenemez.”
BİR KELEPÇE DE OHAL OLDU
Gebze Sendikalar Birliği Dönem Sözcüsü ve Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz de grev yasağına tepki gösterdi. OHAL’in en büyük bedelinin çalışanlara ödetildiğini ifade eden Akyüz, “Ayrıca bu süreçte Asgari ücret açıklandı ses çıkarılamadı, zorunlu BES yürürlüğe girdi ses çıkartılmadı. Vergi sistemi değişmedi ses çıkartılmadı. Ve son olarak da toplu iş sözleşmelerinde anlaşmazlıkla sonuçlanan TİS’lerde Anayasal hakkı olan greve gidilemedi. Son örnekler metal sektöründeki grev ertelemeleri. Bunlar yetmez basın açıklamaları, toplantı ve mitingler yasaklandı. Emekçilerin yasalarla bağlanan ellerine bir kelepçe de OHAL vurmuş oldu” diye konuştu. Bu nedenle OHAL’in bir an önce sona ermesi, toplusözleşme ve grev hakkının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ifade eden Akyüz, “3 ay sonra OHAL kalktığında bu çalışanların haklarını kim verecek? Bu sözleşmelerin süresi en az 2 yıl olacak. Hak kayıplarını nasıl telafi edecekler?” diye sordu.