17 Şubat 2011 20:06

Pornografi ve erkek kardeşi cinsel şiddet

Başak Sopacı

Geçtiğimiz günlerde Bilgi Üniversitesi’ndeki porno tez çalışması ile başlayan genel ahlak, bireysel özgürlük ve kadına yönelik şiddet üçleminde devam eden pornografi tartışmaları, bize pornografinin, erkek kardeşi olan kadına yönelik cinsel şiddet ile olan bağını yeniden anımsattı.
Öncelikle nedir pornografi? Eski Yunanca bir kelime. “porne” (fahişe) ile “graphos” (yazmak/çizmek) sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşan bir terim.
Tarihin ilk dönemlerinde mağara duvarları, tablo, sikke, vazo, kâse vb. üzerinden açıkça resmedilmiş heteroseksüel ve eşcinsel birleşme sahneleri yer alırdı. Bunlar günlük evsel kullanımdaki ürünlerdi. Ancak bu açıkça resmedilen sahnelerin hiçbiri pornografik bir özellik taşımaz. En fazla erotik bir bezemedir. Bu sebeple kelime kökü eskiye dayansa da pornografi yeni yüzyılımızın bir buluşudur.
Geçmişi 1970’li yıllara yani ‘cinsel devrim’e dayanır. Burada bahsettiğimiz ‘cinsel devrim’ kadının ev içi üretim cenderesinden kurtularak erkek ile eşit koşullarda yaşaması kendi bedeni ve emeğine sahip bir birey olarak var olması için başlatılan cinsel devrim değildir. Ne yazık ki ikiyüzlü ahlak anlayışına karşı başlatılan savaş ve ‘cinsel devrim’, süregelen kapitalist toplumda tam olarak kadının özgürleşmesi ile sonuçlanmadı. Bir yönüyle cinsellikte erkeğin nesnesi haline gelmiş olan kadın bedenine erişimi kolaylaştırarak metalaştırılmış kadının cinsel tüketimini kolaylaştırdı.
Cinsel şiddeti besliyor
Milyonlarca dolarlık bir pazar payı ile patronlarının yüzünü güldüren pornografi, sadece doğal ve olağan cinselliği bir tüketim nesnesine dönüştürerek bireylerin cinsellik ve aşk ilişkisi algılarında deformasyona sebep olmakla kalmıyor aynı zamanda kadına yönelik şiddet (cinsel şiddet) ve kadın düşmanlığının beslendiği damarlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bugün pornografi, aşk ile sevişen bir çiftin görüntüsü olarak değil şiddetin erotize edilmiş haliyle karşımızda. Hemen her porno sitesinde tecavüz ve ensest pornosu kategoriler arasında yer alıyor.
Örneğin ABD askerleri Iraklı kadınlara tecavüz ederken çektikleri görüntüleri hiç çekinmeden ülkelerinin porno sitelerinde yayınlayarak ırkçı ve kadın düşmanı porno tüketicilerinin beğenisine sundular. Bugün gizli çekim tecavüzler porno sitelerinde kolayca erişilebilmekte. Zaten eril anlayış tarafından meşru görülen, kadına yönelik şiddet biçimlerinin en travmatiklerinden biri olan cinsel şiddetin erotik bir görsel olarak bu kadar kolay erişilebilinir olması suç olarak algılanmasını daha da güçleştirmekte ve tecavüzü açıkça teşvik etmekte.
Bireysel özgürlük mü?
Bir porno görselinin kadına yönelik şiddeti teşvik etmesi için illa doğrudan tecavüz pornosu olması gerekmez. Çünkü pornoda hiç bir şey temsili değildir. Zaten özelliği itibariyle çekildiği anda gerçekleşmekte olan cinsel birleşme anını olabildiği kadar yakından vermek olan pornoda, kadına yapılan eziyet, şiddet, can yakan birleşme şekilleri gerçekleştirilerek çekilmekte ve izleyici bunların gerçekten olduğunu bilerek izler. Dahası porno siteleri izleyicinin beğenisine sunduğu videolarını kategorize ederken kadının özellikleri ile tanımlanır. Her yaş, ırk, boy, kilo, meslek grubundan, sosyal sınıftan, sıradan, standart kadınlar her an sekse hazır, istekli, doyumsuz ve itaatkâr olarak sunulur. Sıradan gözüken ancak itaatkar ve doyumsuz olan bu kadın tipolojileri bir porno tüketicisinin günlük hayatındaki kadınları kategorize etmesini de etkiler. Kadın bedeni yakın plan çekilen göğüs, kalça gibi organlara indirgenir ve porno tüketicisinin kadın bedeni algısı bu doğrultuda şekillenir. Sözün kısası erkek egemen kapitalist toplumda pornografi erkeğin cinsel iktidarını pekiştirmekte, kadına yönelik şiddeti yeniden üretmekte, kadını pasif bir cinsel nesne olarak sunmaktadır. İşte bu noktada porno tüketimini ve üretimini bireysel özgürlükler üzerinden tanımlamak mümkün olmuyor.
Pornografinin kaynağı
Bilgi Üniversitesi pornografi tartışmalarına gelecek olursak; Genel ahlak ve erkek egemen pornografik anlayışa bir tepkime olarak marjinal gruplarda kabul gören ‘alternatif porno’ ya da ‘feminist porno’ adı verilen porno türü kısık sesle de olsa savunulmaya başlandı.
Ancak yeni bir keşif olmayan aslında ‘soft porno’ olarak kabul edilecek bu türün cinselliğin bir tüketim nesnesine dönüştürülmesi, kadına yönelik şiddet ve erkek egemenliği konusunda diğer porno türlerinden daha masum değildir. Çünkü yine çıplak kadın bedeninin izleyiciye sunulduğu bir görselden ibarettir.
Yaşadığımız yüzyılda internetin de etkisiyle erişimi oldukca kolaylaşmış olan pornografinin hiçbir şeklinin kadına yönelik şiddet konusunda bir diğerine alternatif oluşturamayacağı ya da bireysel özgürlüklerle tanımlanamayacağı kesin. İkiyüzlü genel ahlak çerçevesinde yoğunlaşan tartışmalardan sıyrılıp pornografinin asıl kaynağına inmekte fayda var. Porno, erkek egemen kapitalist sistemden hem beslenir hem de onu yeniden üreten aygıtlardan biridir.

Evrensel'i Takip Et