Figen Yüksekdağ: Cumhurbaşkanı da benimle yargılanmalı

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, Urfa'nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde yaptığı bir konuşmadan dolayı hakkında açılan dava Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. PYD ve YPG’ye ilişkin açıklamaları nedeniyle suçlanan Yüksekdağ, ‘Örgüt üyesi olmak’ ve ‘Örgüt propagandası yapmak’ iddialarıyla yargılanıyor. HDP Eş Genel Başkanı, duruşmaya tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi'nden SEGBİS aracılığıyla katılarak ifade verdi. Duruşmaya, HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul da izleyici olarak katıldı.

PYD NE ZAMAN 'TERÖR ÖRGÜTÜ’ OLDU?

Yüksekdağ'ın avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, Yüksekdağ hakkında hazırlanan iddianameyi “İddianameler kes kopyala yapıştır sistemi ile hazırlanıyor. Müvekkilimin suçlandığı suç dosyasında tek somut görsel kürsüde çekilmiş bir fotoğrafıdır” sözleriyle eleştirdi.

Yüksekdağ’ın beraatini isteyen Özbingöl, “Biz YPG ve PYD'nin hangi tarihten itibaren terör örgütü olarak kabul edildiğini öğrenmek istiyoruz” dedi.

Avukat Dilara İnan ise, “Mahkemeden talebimiz, içinde bulunduğumuz siyasi süreçten etkilenmeden, bağımsız bir şekilde yargılama yapmaları. Müvekkilim örgüt üyesi olmakla suçlanıyor. Örgüt üyesi olması için emir komuta, hiyerarşik bir şekilde eylemin gerçekleşmesi gerekir. Bu suç unsurları oluşmadığından böyle bir suçlama da kabul edilemez” dedi.

'ERDOĞAN İLE YARGILANMALIYIM'

Daha sonra savunma yapan Yüksekdağ ise “Eğer Kürtlerle sağlıklı bir ittifak kurulsaydı bugün ülkenin ve Suriye'nin durumu bu olmazdı. O dönemde söylediğim sözlerimi hala savunuyor ve doğruluğunu düşünüyorum. Hakkımda terör örgütünü desteklediğim iddiası ile dava açanlar bunun hesabını verecektir. O zamanlar hükümet YPG ve PYD ile pazarlık yapıyor, anlaşmalar yapıyordu. Süleyman Şah Türbesi saldırı tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Bizde HDP olarak devreye girdik. PYD ve YPG Süleyman Şah Türbesi’nin alınıp Eşme'ye getirilmesinde rol oynadı. Bizler o dönemde buna 'Eşme ruhu' dedik. Aradan ne kadar zaman geçti. O dönemde PYD'ye 'terör' demiyorlardı. O zamana kadar YPG'ye 'terörist' demiyorlardı. PYD ve hükümet arasında pazarlıklar yapıldı. ‘Terör örgütü’ dedikleri siyasi gücün başkanı Salih Müslim İstanbul'da ağırlandı. Bu durumda benim yaptığım konuşma ne ki? 'Terör örgütü' lideri ile görüşüldü. İstanbul'da ona protokol uygulandı. 19-20 Temmuz'da ben o konuşmayı yaptığımda ne olmuştu? 7 Haziran'da HDP seçimlerde başarı elde etmişti. Bundan dolayı bizi terörize etmek istediler. Hakkımda bu iddianameyi hazırlayan savcı bu suçun yüz mislini konuşan kişilere de hazırlayacak mı? Eğer bu suçtan yargılanıyorsam dönemin Başbakanı Davutoğlu, müsteşarlar ve Cumhurbaşkanı ile birlikte yargılanmam lazım. Burada iktidarın tutarsızlığı vardır. Burada alınacak en doğru karar beraattir” dedi.

Mahkeme heyeti, avukatların “YPG ve PYD'nin hangi tarihlerden itibaren terör örgütü sayıldığı araştırılsın” talebini ret ederken, duruşmayı 16 Mart 2017 tarihine erteledi.

‘REFERANDUMA GİDERKEN YOL TEMİZLİĞİ YAPIYORLAR’

Adliye önünde kısa bir açıklama yapan HDP milletvekili Mahmut Toğrul, siyasi iktidarın uzun zamandır Kürt siyasetine öç alma duygusuyla yaklaştığını, bunu da Yüksekdağ davasında gösterdiğini ifade etti. AKP iktidarının siyasi yollarla alt edemediği rakiplerini yargı, polis ve asker yoluyla baskı altına almaya çalıştığını söyleyen Toğrul, “Dava dosyalarına baktığımızda zamanın ruhuna göre şekillenen bir yargılamanın olduğunu görüyoruz. Oysaki tam o tarihlerde PYD, YPG, Salih Müslim ve hükümet ortaklığında bir operasyon gerçekleşti ve Süleyman Şah Türbesi IŞİD’in elinden alındı. Ancak zamanın ruhu değişti. Türkiye Kürt siyasetini hem içeride hem dışarıda düşman ilan edip savaş açınca o dönemki ifadeleri bugün bir davaya konu olabiliyor. Zamanın ruhu değişince o dönem savaşan örgütler hakkında konuşmak davaya konu olabiliyor. Bu yargılamalar hukuki değil siyasidir. Bunları AKP'nin referanduma giderken bir tür yol temizleme uygulaması olarak görüyoruz” diye konuştu. (DİHABER)