Çölyak'la yaşamak zor değil
Öyle bir hastalık var ki, memleket sofralarının alışkanlıklarını değiştirmek zorunda bırakıyor o hastalıkla baş etmek zorunda kalanları. Adı; Çölyak.
Dr. Demet DİNER
Bizim gibi ülkelerde olmazsa olmazlardandır ekmek. Şöyle yemeğin suyuna ekmek bandırmazsak doymuyoruz. Hele hele de bulgursuz, makarnasız yemek sofrası düşünemiyoruz. Hem az maliyetle çok kişinin karnını doyurmak hem de lezzetli ve besleyici yemekler yapmak için bunlar birebir. Amaaa....
Ama öyle bir hastalık var ki, memleket sofralarının alışkanlıklarını değiştirmek zorunda bırakıyor o hastalıkla baş etmek zorunda kalanları. Adı; Çölyak.
Adını bu sıralar çok da sık duyuyoruz. Küçük yaşta çocuklarda giderek artan oranlarda görülen çölyak hastalığında elbette uzun yıllardır uygulanan yanlış gıda politikalarının etkisi var. Özellikle de genetiğiyle oynanan buğdayın insan bedenine verdiği uzun erimli zararlar bu hastalığın yıldan yıla daha fazla insanı etkilemesine neden oluyor.
PEKİ NEDİR ÇÖYAK?
Çölyak hastalığı ince bağırsağın, gluten adlı proteine karşı ömür boyu süren ve kronikleşen alerjisi, hassasiyetidir.
Tükettiğimiz gıdalar ince bağırsağımızda parçalanıyor ve bileşenlerine ayrılıyor, bağırsak mukozası da kana karışmalarını sağlıyor. Vücudumuzun sağlıklı bir biçimde gıda alabilmesi için ince bağırsakta bulunan çıkıntılar tarafından mümkün oluyor. Çölyak hastaları glutenli yiyecekler tükettiklerinde bağırsak mukozasında alerji nedeniyle bu çıkıntılar ve kıvrımlar tahrip oluyorlar. Sayıları azalıyor, olanlar da küçülüyor. Böylece bağırsak yüzölçümü gittikçe azalıyor ve alınan gıdalar emilemez hale geliyor. Sonuçta beslenme yetersizliği, arkasından da hastalık belirtileri ortaya çıkıyor.
ÇÖLYAK HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELER?
Klasik belirtileri halsizlik, ishal, kilo kaybı, şişkinlik, gaz, karın ağrısı olmakla beraber, bazen demir eksikliği anemisi, karaciğer değerlerinde bozukluk, kemik hastalıkları, cilt hastalıkları gibi sindirim sistemi dışı belirtilerle de kendini gösterebiliyor. Besinlerdeki proteinlerin emilememesine bağlı olarak protein eksikliği ve B vitamini eksikliği sonucu oluşan nörolojik belirtiler, D vitamini ve kalsiyum eksikliği sonucu görülen kemik azalması da hastalığın ilk belirtileri olabiliyor. Bu rahatsızlık dudak kenarlarında çatlaklar, ağız içinde geçmeyen yaralarla da kendini gösterebiliyor. Çocuklarda ise ishal, gelişme geriliği, anemi gibi belirtiler veriyor. Erişkinlerde bazen bir travma, yoğun stres, ameliyat, doğum gibi olaylar sessiz bir çölyak hastalığını aniden ortaya çıkarabiliyor. Geçmiş yıllarda bu hastalığın özellikle çocukluk çağında gelişme geriliği, anemi, ishal ve beslenme bozukluğu ile kendini gösterdiği ve bu dönemin hastalığı olduğu düşünülürken, günümüzde her yaşta ve çok değişik belirtilerle çölyak hastalığına rastlanabileceği biliniyor.
ALERJİ TESTLERİYLE TEŞHİS KONULMAZ
Çölyak hastalığı her yaşta teşhis edilebiliyor. Ama belirtileri pek çok başka hastalığı düşündürdüğü için işin ehli tarafından hemen fark edilebiliyor. Çölyak hastalığında erken teşhis çok önemli. Çölyak bir alerji türü gibi düşünülmesine rağmen alerji testleriyle ortaya çıkan bir hastalık değil. Kan testleri ve sonrasında ince bağırsak biyopsisi ile kesin tanı konulabiliyor.
ÇÖLYAK’IN DERMANI SIKI BİR DİYET
Çölyak’ın tek dermanı glutensiz sıkı bir diyet. Eğer doktorunuzun size verdiği diyeti sıkı bir biçimde uygularsanız, tahrip olup düzleşen ince bağırsak normal şeklini ve işlevini tekrar kazanır. Ama unutmamamız gereken en önemli şey; çölyakı ömür boyu taşıyacak olmanız. Yani ne zaman ki diyeti aksatırsanız o zaman bağırsaklardaki tahribat tekrarlanır. Üstelik tekrarlayan tahribatlar bazı durumlarda geri döndürülemez sonuçlara yol açabilir. Yani siz siz olun, bir süre diyet uyguladıktan sonra şikayetlerinizin azalmasının rehavetine kapılıp diyeti bozmayın.
Tedavi edilmemiş çölyak hastalığı kronik kötü sağlık, osteoporoz, kısırlık, düşük, depresyon gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Ayrıca ince bağırsak kanseri ve lenfoma gibi rahatsızlıkların ortaya çıkma riski artar. Çocuklarda, boy kısalığı ve davranışsal sorunlar, gelişim eksikliğine neden olabilir
HANGİ GIDALARDA GLUTEN VAR?
Buğday, arpa , çavdar ve yulaf katkılı her türlü ürün. (Un, bulgur, irmik, makarna, şehriye, kuskus kepek gibi...)
Galeta ununa, una batırılarak kızartılmış tavuk, balık gibi et ürünleri
Malt kullanılan içecekler, bira votka cin v.b.
Hazır çorbalar, pilavda köftede panelerde kullanılan harçlar
Gluten içeren çikolata ve sakızlar.
AY BEN ŞİMDİ NE YİYECEĞİM?
İlla un kullanılacak yemekler yapacaksanız mısır unu, pirinç unu, kestane unu, nohut unu, soya unu, üzüm çekirdeği unu kullanın. Çünkü bunlar gluten içermez.
Balık, domates ve tuz içeren salça. Tüm işlenmemiş, kabuklu kuru yemiş türleri, yer fıstığı, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, badem tüketebilirsiniz ama sakın paketli ve işlenmiş olanları tüketmeyin.
Kümes hayvanları etleri, sığır, dana, kuzu etleri tüketebilirsiniz ama una batırılmamış ve baharatlanmamış olmalıdır
Tüm sebze ve meyce çeşitlerini, bakliyatların tüm çeşitlerini kullanabilirsiniz...
Tüm katı ve sıvı yağ çeşitleri, tüm şeker çeşitlerini kullanabilirsiniz
GLUTENİN DEĞDİĞİ KABI BİLE KULLANMAYIN
Sadece glutenli yiyecek kullanmamaya değil, tüketeceğiniz glutensiz yiyeceklerin gluten içermesi ihtimali olan yiyeceklerle aynı yerde bulunmamasına da dikkat etmelisiniz.
Yemek hazırlığı sırasında glutenli gıdalara değmiş, bulaşmış çatal, kaşık, süzgeç, tabak v.s gereçler kesinlikle çölyaklı kişilerin gıdalarına dokundurulmamalı.
Şöyle düşünün; bir çay kaşığı un, buğday ya da bulgurun sekizde biri bile çölyak hastası bir kişinin ince bağırsağında tahribat gerçekleştirmeye yeter.