4 Şubat 2017 10:43

Türkan KOTANKIRAN

Nurcan Ateş, Gazi Mahallesinde oturuyor. Yıllardır komşuluk yaptığım biridir kendisi. Gündeme dair birçok konuda konuşuruz. Şu sıralar Türkiye’nin gündeminde olan referandum konusunda da sohbet ettik.

Bu zamana kadar oyunu hep sağ partilerden yana kullandığını, ancak referandumda ne yönde oy kullanacağına henüz karar vermediğini söylüyor. “Önce bir araştıracağım bana faydası, zararı ne olacak? Epey bir zaman geçmesine rağmen henüz bir fikir sahibi değilim. Ancak bütün yetkilerin tek bir kişinin elinde toplanmasına karşıyım. Çünkü yetkiler bir kişi elinde toplanırsa o istediği gibi kullanabilir bu yetkileri. Yani benim elimde olsa istediğim şekilde çevirebilirim, kendi adamımı gözetebilirim. Kötü aslında” diyor. 

Nurcan “partili cumhurbaşkanı” konusunda da şöyle düşünüyor: “Süleyman Demirel partili bir cumhurbaşkanıydı. Abdullah Gül de bir partiden geliyordu, ancak eşit davrandığını düşünüyorum. Burada değişecek pek bir şey görmüyorum. Herkes bir partiden geliyor zaten. Daha sonra da cumhurbaşkanı oluyor. Açık açık ‘Ben partiliyim’ demiyor, ama biz partili olduklarını biliyoruz.”

Seçimlerde sürekli AKP’ye oy veren Emine de komşularımdan biri. Bir gıda fabrikasında işçi. O da hep AKP’ye oy vermiş. Eşi ise başka partiye oy veriyormuş, hep tartışıyorlarmış bu nedenle. Referandum konusunda kafası karışık. AKP’nin sürekli propaganda ettiği gibi başkanlık gelirse ekonomik sıkıntılar başta olmak üzere birçok sorunun çözüleceğine inanmıyor aslında, ama referandumda evet oyu vermeyi istiyor: “Ben Erdoğan’ın başkan olmasını isterim. İçimize hainler sızmış. O da temizlemeye çalışıyor. Ama insan düşünüyor. Kendisi de bir gün hain çıkar mı diye...” İşyerindeki kadın arkadaşlarının “Oy verdik de ne oldu. Hiçbir şey değişmedi. Ona oy vermeyeceğiz” şeklindeki konuşmalarından etkilendiğini ifade eden Emine, şimdilik düşünüyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et