10 Şubat 2017 10:35

Dünyayı Sarsan On Gün

İşte dünyayı sarsan bu on gün 7 Kasım 1917’ de (Jülyen takvimine göre) gerçekleşen Ekim Devrimi’ydi.

Paylaş

Metin SEVİM
Ankara / Mamak

John Reed’in “Dünyayı Sarsan On Gün” nitelendirmesinin amacı neydi? Dünyayı sarsacak kadar büyük bir etki yaratan olay neydi?  “Umutlu bir anlatıdır Dünyayı Sarsan On Gün. Delik ayakkabılar içinde üşüyen ayakların umudu, isten karamış izbelerin kararlılığı, aç midelerin cesareti üzerinedir. İşçi sınıfı bir kez daha tarih sahnesine çıkar. Ancak bu kez muzaffer özne olarak...”  İşte dünyayı sarsan bu on gün 7 Kasım 1917’ de (Jülyen takvimine göre) gerçekleşen Ekim Devrimi’ydi.

1917 Eylül’ünün sonlarına doğru, eski rejimin yıkılmasının ardından ikinci bir devrim gerçekleştiriliyordu. Gündelikçilerin ve çalışanların ağzında “Bütün topraklar köylülerin, fabrikalar işçilerin” sözü dolaşıyor. Bu sözler arasında gerici güçler her alanda devrime saldırıyordu.  Devrimi ezmeye çalışan burjuvazinin güçleriydi bunlar. Artık ayaklanma başlamalı ve tam zafer sağlanmalıydı. Ayaklanma için oylama yapıldı ve ayaklanma önerisi yenilgiye uğradı. “Bunun üzerine yüzü gerilmiş kaba bir işçi ayağa kalktı. ‘Petrograd proletaryası adına konuşuyorum.’ dedi, sert sert. ‘Biz ayaklanmadan yanayız. Ne yaparsanız yapın, bilmem, ama size şunu söylüyorum ki eğer Sovyetlerin ortadan kaldırılmasına göz yumacak olursanız sizinle ilişkimizi keseriz!’ Kimi askerler de bu işçiye katıldılar… Bundan sonra oylama yeniden yapıldı, ayaklanma kazanıldı.” Bu söylem açıkça ortaya koymuştur ki işçiler, emekçiler ve köylüler artık girdikleri bu yoldan dönmek istemiyorlardır; sömürülmedikleri, açlık ve yoksulluk çekmedikleri bir sistem kurmak istiyorlardır.

DEVRİMİN “ARİFE”SİNDE

Kitabın üçüncü bölümü “Arife”de dönem şöyle anlatılıyor: “Şehrin kışlalarında ve işçi mahallelerinde Bolşevikler boyuna, “İktidar Sovyetlere!” diye bağırıp duruyorlar.” Ve gerici güçler de halka, ezilenlerin kurtuluşu için giriştiği bu mücadeleye karşı bir propaganda yaparak engelleme çabasına devam ediyordu. “Sovyetler halkın en etkin temsilcisidir. Devrimci tecrübe, fikir ve amaç bakımında da etkindirler. Bir yandan siperlerdeki askerlere, öte yandan fabrikalardaki işçilere ve bir yandan da tarlalardaki köylülere dayandıkları için devrimin belkemiğidirler. Sovyetlerin dışında bir iktidar yaratılmaya çalışıldı. Ama bu çaba yalnızca iktidarsızlıkla sonuçlandı.” Görüyoruz ki iktidarı halka, ezilen ve sömürülenlere dayandırmayan onların çıkarları için hareket edemeyen iktidar başarısız kalmıştır. Geçici hükümet düştükten sonra bütün gazetelerde manşet  “Bütün iktidar işçi, asker ve köylü sovyetleri’ne! Barış! Ekmek! Toprak!” olarak yazılıydı ve bu sözcükler ekleniyordu: “Her asker, her işçi, her gerçek sosyalist, her namuslu demokrat bugünkü durum karşısında yalnızca iki yol bulunduğunu anlıyor: Ya iktidar burjuva-derebey ekibinin elinde kalacaktır; bu işçilere, askerlere ve köylülere karşı yapılan çeşitli baskıların ve aynı zamanda savaşın sürdürülmesi ve sonunda açlık ve ölüm demektir. Ya iktidar devrimci işçi, asker ve köylülerin eline geçecektir ve derhal adil bir barış teklif edilecektir. O zaman köylülere toprak, işçilere sanayi denetimi sağlanacak, o zaman, açlara da ekmek bulunacak ve bu saçma savaş bitecektir!”  

JOHN REED KİMDİR?

ABD’nin kuzeybatı eyaletlerinden Portland, Oregon’da bir yargıcın oğlu olarak dünyaya geldi. Özel okullarda okudu; iyi bir atletti ve şiir de yazıyordu. Harvard’ı bitirdikten sonra gazeteciliğe başladı. 1913’te Paterson, New Jersey ipek işçilerinin grevini izlediği sırada tutuklandı. 1914’te Metropolitan Gazetesi adına, Meksika’daki devrimi izlemek üzere ayaklanmanın olduğu bölgeye gönderildi. Burada Meksikalı devrimcilerden etkilenerek işçi sınıf hareketini desteklemeye başladı.  Dünya savaşı sırasında gazete adına savaşı izlemek için Avrupa’ya gönderildiyse de, savaşa karşı olduğu için John Reed bu durumdan etkilenmedi. Reed’in yaşamındaki en önemli dönem, 1917 Ekim Devrimi sırasında yaşadığı süreç oldu. 19 Ekim 1920’de Moskova’ da Tifüs hastalığından dolayı yaşamını yitirdi.

 

ÖNCEKİ HABER

Ateş, Limon ve Türkiye

SONRAKİ HABER

Aileler 'piyonlar değil gerçek sorumlular gelsin' dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa