Aileler 'piyonlar değil gerçek sorumlular gelsin' dedi
10 Ekim duruşmasına müşteki ifadeleriyle devam edildi. Katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri gerçek sorumluların yargı önüne çıkmasını istiyor.
Birkan BULUT
Ankara
Duruşmanın son gününde de müşteki ifadeleri alındı. Zamanın yetmemesi nedeniyle tüm müştekiler ifade veremedi. Müşteki Adem Kızılçay, İsmail Kızılçay'ı hastanelerde sabaha kadar aradıklarını ve çok acı bedeller ödediklerini dile getirdi. Salondakileri “barış ailesi” olarak adlandırdığını söyleyen Kızılçay, yaşadığı sürece elinin bu katliamın resmi ve gayriresmi sorumlularının yakasında olacağını ifade etti.
Elif Kanlıoğlu'nun annesi Öznur Kanlıoğlu da “Yaşananlardan sonra burada konuşmak zor. Aynı şeyleri yaşıyoruz. Kan kardeşi olduk biz. Bizi korkutamazlar, yıldıramazlar, büyük bir aile olduk biz. Mersin'den Ankara'ya arkadaşlarıyla barış için gitmişti Elif. Kardeşçe gittiler. Ben Lazım, biz de kardeş kalmaya devam edeceğiz. Oradaki sanıklar bizi yıldıramaz. Herkesten, başta devletten şikayetçiyim. Ağlattıkları annelerin kanlarında boğulsunlar” diye konuştu. Sadettin Sert, katillerin Antep'ten Ankara'ya kadar elini kolunu sallayarak, devletin bilgisi dahilinde oraya gelip kendilerini patlattıklarını söyledi. Kendisinin bile eşine mitingde patlama olmasından endişelendiğini anlatan Sert, kendisi dahi böyle bir şeyi düşünürken devletin de düşünmesi gerektiğini dile getirdi.
YAPTIKLARINI ÇOCUKLARINA ANLATABİLECEKLER Mİ?
Mustafa Özdağ ise aylardır katliamın aydınlatılması için acılarını bastırarak beklediklerini ancak mahkemeye bir kaç piyon dışında kimsenin getirilmediğini söyledi. “Bizler bu katliamın planlayıcıları, siyasi sorumluları getirilmeden aydınlatılacağını düşünmüyoruz” diyen Özdağ, şöyle konuştu; “Bunlar sadece tetik çekti, tetiği çektirenler ve siyasi sorumluları salonda olmalıdır. Bizler Ankara'ya canlı bomba yelekleriyle gelmedik. Bizler yaşamını yitiren herkesin kanı artık akmasın diye geldik. Ellerimizde barış talepleri içeren dövizler vardı. Bu katliamı Kürt'lere karşı bir katliammış gibi göstermek istiyorlar. Bizler buraya ülkenin dört bir yanından geldik. Bu katliamda barış isteyen herkes hedeftir. Etnik ve inanç ayrımı yapmadan barış için bir araya geldik biz. Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız. Bu katliamın emrini verenler ve katledenler çocuklarına bu yaşananları biz yaptık diye anlatabilecekler mi?”
POLİS ÜSTÜMÜZDEN GEÇECEKTİ
Yunus Akıl ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarına ve uygulamalarına dikkat çekti. Türkiye’nin dış politikasının diğer ülkelerdeki cihatçı gruplarla ilişkiler üzerine kurulduğunu belirten Akıl, Davutoğlu’nun IŞİD hakkındaki “Öfkeli çocuklar” ifadelerini eleştirdi. Katliamın devlet tarafından organize edildiğini, seyredildiğini ifade eden Akıl, katliam gününe ilişkin de şu paylaşımlarda bulundu; “Bir an gözümü açtığımda polisler üzerimize doğru yürüyordu. Bir arkadaşımız uyardı da kenardan geçtiler. Yoksa belki ezilerek ölmüştüm.” Yılmaz Ceret de Başbakandan, Sağlık Bakanı, Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube'den, gaz atan polislerden ve Cumhurbaşkanı'na kadar şikayetçi olduğunu dile getirdi.