12 Şubat 2017 01:37

Oyuna devam

Ebru Nihan Celkan, Türkiye’nin akademik düzeyde tiyatro eğitimi veren ilk ve en köklü tiyatro bölümündeki ihraçları yazdı.

Paylaş

Ebru Nihan CELKAN*

Orestes: Nasılsın baba?

Agamemnon: Çürüyorum.

Kumpanya

Theodoros Angelopoulos

1975

Kumpanya (O Thiasos) 1975 yapımı yönetmenliğini Theodoros Angelopoulos’un üstlendiği üç saat elli dakikalık şiirsel bir savaş, tiyatro ve insanlık anlatısıdır. Yazının girişindeki alıntı filmde çok nadir rastladığımız diyaloglardan en çarpıcı olanı. Bu diyalog sonrasında savaşlar, çatışmalar, idamlar, kurşuna dizmeler, tecavüzler, suikastlar, kıtlık, işgal gibi türlü felaketler başlar ve filmin sonuna kadar devam eder. Filmde 1939 – 1952 tarihleri arasında “Çoban Kızı Golfo” oyununu gezdikleri her yerde sahnelemeye çalışan bir tiyatro kumpanyasının üyelerinin yaşadıklarını ve Yunanistan’ın tarihini izleriz. Oyunu ısrarla oynamayı sürdürmek isteyen bu kumpanyanın üyelerinin yaşadıkları, bir süre sonra gerçek hayat ve tiyatro ayrımını bize sorgulatır. Zira her gelen kendi bayrağı, kendi mizanseni, kendi ordusu, kendi renkleri, kendi diliyle yeni sahneler kurmaktadır. Kumpanya oyuncuları farkında olmadan başkalarının sahnelediği tiyatro oyununun oyuncuları haline gelirler. Kimi zaman kurban, kimi zaman fail olurlar. On kişi başladıkları yolculuğu grup üyelerinin uğradıkları felaketler sonucu dört kişi tamamlayabilirler. On üç yıl boyunca her şeye rağmen tiyatroyu hayatlarını sürdürdükleri gibi doğal bir şekilde devam ettirirler. Onların tiyatro ısrarı ne bir inattır ne de çaresizlik. Yaşadıkları acıların taşkınlığı onları tiyatro yapmak konusunda tereddüde düşürmez. Tiyatro varoluşlarının bir parçasıdır. Tiyatro onları hayatta tutar.

DTCF TİYATRO BÖLÜMÜ

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro bölümü üç ana sanat dalında eğitim veriyor (du?). Dramatik yazarlık, oyunculuk, tiyatro tarihi ve teorisi. Bu üç ana dalda aktif olarak yaklaşık yüz elli öğrenci öğrenim görüyor. 7 Şubat 2017 akşamı haberdar olduğumuz son KHK’ler ile bu bölümde öğretim üyesi olarak görev yapan beş bilim insanı daha ihraç edildi. Tam bir ay önce 7 Ocak 2017 tarihinde aynı bölümden ihraç edilen Doç. Dr. Süreyya Karacabey ile beraber bölümden altı bilim insanı ihraç edilmiş oldu. Prof. Dr. Banu Beliz Güçbilmez, Prof. Dr. Tülin Sağlam, Prof. Dr. Nezihe Selda Öndül, Elif Çongur, Şâmil Yılmaz.

6 Ocak 2017 tarihinde on öğretim üyesi ile eğitim veren tiyatro bölümünde görevine devam edebilen üçü yardımcı doçent, biri okutman olmak üzere toplam dört bilim insanı kaldı. Türkiye’nin akademik düzeyde tiyatro eğitimi veren ilk ve en köklü tiyatro bölümü KHK marifetiyle eğitime devam edemez hale getirildi.

Tiyatro kelimesinin orijinali Yunanca “teatron” kelimesinden türetilmiştir ve görme yeri anlamına gelir. DTCF Tiyatro bölümünün 7 Şubat 2017 tarihinde etkisiz hale getirilmesiyle Türkiye tiyatrosunun sağlam bir gözü âmâ bırakıldı.

Bu zalimliğin müsebbibi ne bir “dış güç” ne de “üst akıl”. İhraç etme marifetiyle işsiz bırakma gibi en kaba, en yoz ve merhamet yoksunu yöntemin bu insanları fikirlerinden rücu etmeye zorlayacağına inanmak oldukça acıklı bir iktidar zafiyeti. Tarihin her döneminde zor olan bir sanat dalına emek vermeye, onun hakkında düşünmeye ve üretmeye niyet etmiş bilim insanları oldukları zemine aldırış etmeksizin üretmeye devam edecekler. Akıl ve vicdan dışı bu süreç sona erdiğindeyse okullarına geri döneceklerini umuyorum.

Hali hazırda okulda eğitim gören öğrenciler ise en büyük zararı yaşayan taraflardan bir diğeri. Onların zararının telafisi çok zor görünüyor. Önümüzdeki yıllarda biat ve inkar arasına nesillerin sıkıştırıldığı bu dönemi kayıp olarak anıyor olacağız.

KENDİ MEMLEKETİNİN SÜRGÜNLERİ

İktidarın biat çemberine dahil olmayanlar uzunca bir süredir kendi vatanında sürgün muamelesi görüyor. Aynı toprakları paylaşan insanlar birbirinin acısına, yasına, uğradığı haksızlığa sadece yabancı değil aynı zamanda sanki derin bir nöbete tutulmuşcasına kayıtsız. Az biraz “El vicdan!” deme niyetinde olanlarsa fanatik ve ruhsuz küstahlar marifetiyle susturuluyor. Oysa bu topraklar veya başka topraklarda bir insanın yaşadığı acı başka bir insanı derinden sarsmalı.

Bu sarsıntıyı yaşayan ve çözüm adına bir katkı sağlamak isteyenler için somut dayanışma yöntemleri var. İşleri ve özlük hakları bir gecede acımasızca gasp edilmiş bu bilim insanları ve öğretmenlerin asgari yaşam ihtiyaçlarını sağlamaları için destek olmak mümkün. Bu zamanlar azın çoğun olmadığı “elden ne gelirse”lerin fark yarattığı zamanlar.

Nobran, merhametsiz, aklını ve vicdanını yitirmiş bu çağın içinden Theodoros Angelopoulos’un Kumpanyasının üyeleri gibi tiyatroya emek vererek geçmeye devam edeceğiz. Zira on beş yıllık bir partinin iki bin beş yüz elli yıllık evrensel bir sanat dalına, bir geleneğe ve özünde hayatın kendisi olan tiyatroya engel olabileceğini düşünmesi gülünçtür. Tiyatronun debdebeye ihtiyacı yoktur. Tiyatronun ve tiyatrocunun gücü her şeye rağmen devam edebilmektedir.

Oyuna devam…

* Oyun yazarı

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

​Bütçe hakkının gaspı: Varlık Fonu!

SONRAKİ HABER

Ateş İlyas Başsoy: Bu referandum Gezi’ye benziyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa