17 Şubat 2017 00:45

Bölgede referandum tartışması devam ediyor

HDP, DBP, DTK, EMEP, ESP ve ÖSP başkanlık referandumunda ‘hayır’ çağrısı yaparken diğer partilerde ‘hayır’ın yanı sıra ‘boykot’ tartışılıyor.

Paylaş

Serpil BERK
Diyarbakır

Referandum süreci devam ederken Kürt illerinde nasıl bir tablonun çıkacağı tartışma konularının başında geliyor. Bölgede yer alan siyasi partilerden HDP, DBP, DTK, EMEP, ESP ve ÖSP referandumda ‘hayır’ çağrısı yaparken PAK ve HAK-PAR henüz net bir tavır ortaya koymadı. PSK ise boykot kararı verebileceklerini söyledi.

Boykot ya da hayır, tartışmaları yürüten Partiya Azadiya Kürdistan (PAK), Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) ve Sosyalist Kürdistan Partisi (PSK) yöneticileri referandumda takınacakları tavır konusunda kendi iç tartışmalarının yanı sıra diğer partilerle ve halkla yapacakları görüşmelerin belirleyici olacağını söyledi. Gazetemize konuşan siyasi parti temsilcileri anayasa değişikliğinin dün olduğu gibi bugün de Kürt sorununun çözümüne dair bir içeriğe sahip olmadığını, Kürt halkının ortak bir tutumla referandum sürecine katılması gerektiği konusunda ise hemfikir.

‘ORTAKLAŞMA SAĞLANMALIYDI’

PSK Diyarbakır İl Başkanı Vedat Dede, Türkiye toplumunun rengini oluşturmayan bir anayasa tartışmasının geçmişten bugüne sürdürüldüğünü ve yarattığı olumsuzluklardan en çok Kürt halkının etkilendiğini ifade etti. Dede, “Öncelikle nasıl bir anayasa istediğimiz noktasında tartışmalar yürüyüp fikirlerimizi paylaştık. Mevcut anayasa tartışmasının Kürt sorununun çözümü noktasında sağladığı bir şey yok. Elbette ki buna ‘evet’ demeyeceğiz. Ancak anayasa tartışmalarının ilk aşamasından itibaren Kürt partilerinin ortak bir tavır belirlemesi en başından tercihimizdi. ‘Hayır’ ya da ‘boykot’ tavrının bu ortaklaşma ile belirlenmesi gerekiyordu. Hayır yada evet diyenler bunu savunurken Kürt halkının ulusal sorununun nasıl çözüleceği noktasında önerilerle gelmeliler. ‘Evet’ ya da ‘hayır’dan ziyade biz Kürt halkının ulusal sorununa dikkat çekiyoruz” dedi.

BOYKOT KARARI MÜMKÜN

‘Evet’ ve ‘hayır’ demenin Kürt halkına getireceği bir kazanımın olmadığını söyleyen Dede, “Sandık Kürt halkı için yeni değil. Bir günde kazanım sağlanamaz. Sadece ‘hayır’ ya da ‘evet’ demek yerine bunun altını doldurmak gerekiyor. Kürt sorununun kaynağı ve çözümü konusunda bir tartışma yürütülmeli. Evet te çıksa hayırda çıksa Kürt halkının ulusal sorununa çözüm getirmeyecektir. Bu noktada boykot kararı vermemiz mümkündür”dedi.

 

‘NE ESKİ ANAYASA NE YENİ ANAYASA’

PAK Genel Başkan Yardımcısı Nuri Sınır, Kürt partilerini dolaşarak ortak bir tutum oluşturmaya dönük çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Yürüttükleri görüşmelerin sonucunda 25 Şubat’ta net kararlarını açıklayacaklarını söyleyen Sınır, “1982 anayasası döneminde darbe ile zorba bir anayasa yapıldı. Şimdi de toplumun geleceği için bir şey vaat eden bir anayasa yok. Devletin dayattığı bir gündem var. Buna ya ‘hayır’ ya ‘evet’ diyeceksin, hatta ‘evet’ demek zorundasın gibi bir ortam yaratılıyor. Milliyetçi bir ittifak ile bu ortam yaratıldı.  Bir Kürt olarak bu ortama baktığımızda, ‘Ne eski anayasa ne yeni anayasa’ diyoruz. Bu toplumun geleceğine dair hiçbir şey yok” dedi.
Kürt halkının ortak bir güç halinde hareket etmesi gerektiğini söyleyen Sınır, “Yapılan uygulamalara karşı Kürtlerin ortak güçlü bir tavır geliştirmesini önemsiyoruz. ‘Ben senin anayasanı tanımıyorum’ demek Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin lehine olurdu. Yapacağımız toplantı sonucunda net kararımızı belirleyeceğiz. Ama  ‘hayır’ dersek de HDP gibi ‘ortak vatan, demokratik cumhuriyet’ perspektifiyle bir ‘hayır’ demeyiz. Bize ait düşüncelerle  bir ‘hayır’ deriz” dedi.

‘CUNTA RUHUNU TAŞIYAN BİR ANAYASA’

HAK-PAR Genel Başkanı Refik Karakoç ise net kararlarını önümüzdeki hafta sonu vereceklerini söyledi. Anayasanın toptan değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Karakoç şunları kaydetti: “Bu son değişiklik cunta ruhunu taşımaktadır. Yapılan değişikliklerin ise daha sıkı daha otoriter olduğunu düşünüyoruz. Kürt halkının ya da diğer halkların haklarının tanınıp anayasal güvenceye alınmasına dair bir şey yok. OHAL dolayısıyla muhalif kesimin kendini halka anlatmasının önünce ciddi engeller var. Kürt sorununu çözmeden ülkeye demokrasi getiremezsiniz.Türkiye’yi ve Kürtleri ilgilendiren her durumda tarafıyız. Bizi ilgilendirmiyor mantığını doğru bulmuyoruz. Bu ülkede bu hükümetle iç içe yaşıyoruz ve var olan her şey bizi ilgilendirir, söyleyecek sözümüzün de olması gerekiyor.”

 

 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Boydak işçisi BES’i terk etti

SONRAKİ HABER

BES (Bireysel  emeklilik soygunu)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa