‘Tayyipçiyim ama padişahlık sistemi istemiyoruz’
İzmir'in Bornova ilçesinde kurulan Özkanlar Pazarı'nda vatandaşların anayasa değişikliği öncesi nabzını tuttuk.
Nuray ÖZTÜRK
İzmir
İzmir’de Anayasa referandumuna ilişkin nabız tutmak üzere kentin en büyük ilçesi olan Bornova’ya gidiyoruz. Cumartesi günleri Manavkuyu mahallesinde kurulan Özkanlar Pazarı sebze ve meyvenin yanı sıra tekstil ürünlerinin satışının yapıldığı Karşıyaka’dan sonra İzmir’in en büyük ve kalabalık pazarı. Pazar esnafı ise, kentin çeşitli bölgelerinden gelerek tezgâh açıyor. Pazara girdiğimizde Emek Partili kadınların, vatandaşlara referandumda neden ‘hayır’ denilmesini anlatan bildirileri dağıttığını görüyoruz.
Alışverişe gelenlerin büyük oranı referandumda zaten ‘hayır’ oyu vereceğini söyleyerek bildirileri alıyor. Bildiri reddedenler, görmezlikten gelenler, yüzünü ekşitip, “Bir de kadın olacaklar” diyerek tersleyenler de yok değil. Kadınlar bildiri dağıtırken biz de esnafa referandumda oylarının ne olacağını ve nedenlerini soruyoruz. Muhammet Gökçe, genç bir pazarcı. “Oy kullanmıyorum, oy verecek sandık da, adam da yok” şeklinde tepki gösteren Gökçe’ye, 16 Nisanda anayasada yapılacak değişikliklerin oylanacağını hatırlatınca, “Bu konuda araftayım, ben Tayyipçiyim yani Tayyip Erdoğan’ı seviyorum. Ama bir Fatih Sultan Mehmet değil sonuçta ve o dönemde de yaşamıyoruz. Padişahlık sistemi istemiyoruz. Bu yüzden araftayım” diyor.
‘EVET DERSEK SURİYE’YE DÖNECEĞİZ’
Daha sonra Mehmet Toprak’la karşılaşıyoruz. Yol üzerinde küçük pazar tezgahı olan Toprak, zabıtanın olmadığı saatlerde magnet satarak geçimini sağlıyor. Toprak, tercihini açıkça ilan edenlerden. Magnetlerden hazırladığı “hayır” yazısıyla müşterilerini karşılıyor. Bu yüzden hemen soruyoruz: “Neden hayır?” Toprak da sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Suriye’ye döneceğiz, tek adam yönetimi istemiyoruz.” İktidarın diğer seçimlerde olduğu kömür dağıtmaya başladığını söylüyor ve tepki gösteriyor: “Onların kömürü onların olsun.” Toprak, referandumda ‘hayır’ oyu vereceklere yönelik “terör destekçisi, FETÖ’cü ve şeytan” söylemlerine de oldukça öfkeli. “Milyonlarca insan ‘hayır’ diyor, FETÖ’cü, terörist ve şeytan mı oluyoruz. Akıl almaz sözler bunlar” diyor.
‘İŞSİZLİĞE HAYIR’
Pazarda çay satan Mehmet Çakmak da sohbetimizi dinlemek üzere çay satmaya ara veriyor. Emekli bir işçi olan Çakmak, emekli aylığıyla geçimini sağlayamayınca tepsisi elinde pazar yerinde çay satmaya başlamış. Çakmak da ‘hayır’ oyu vereceğini söylüyor, nedenini ise işsizlikle açıklıyor ve şöyle devam ediyor: “15 yıldır bu insanlar yönetiyor, dört gençten biri işsiz, emeklinin hali ortada, bir de promosyonla kandırmaya çalışıyorlar.” “Camileri meclise çevirdiler” diyerek sözlerine devam eden Çakmak, “Bu anlayışa evet demem mümkün değil” diyor.
Pazar esnafından Ramazan Çelik ise gür bir sesle ve gururla “evet” oyu vereceğini söylüyor. Çelik’in neden ‘evet’ sorusuna verdiği “Rahatça yatıp kalkıyoruz. Hayır dersek PKK’lılara yardım ederiz” yanıtı ise, ‘hayır’ diyenleri ‘terörist’ diyerek hedef gösteren iktidar söyleminin vatandaşlara nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor. Çelik ile birlikte çalışan Murat Karabul ise daha ürkek bir şekilde görüşünü açıklıyor, “Kararsızım. Kılıçdaroğlu solcuyu da, sağcı yaptı. Biz anadan doğma solcuyuz. Pırlanta gibi insanlar var, Kılıçdaroğlu önlerini kesiyor. Bu nedenle kararsızım ama yine de büyük ihtimalle ‘hayır’ veririm” diyor.