Bir kavram: varlık fonu
Kurulduğundan beri tartışılmakta olan varlık fonu gerçekte nedir, emekçilere,öğrencilere ne vaat etmektedir.
VARLIK FONU NEDİR?
“Varlık Fonu, gerek gelirleri gerekse giderleri hiçbir siyasal ve yasal denetime tabi olmadan tamamen iktidarın keyfi tercihleriyle Türkiye’nin bugünü ve geleceğini sermaye için kaynak haline dönüştürdüğü bir uygulamadır. Bununla parlamento fiilen yok sayılmış, bütçe hakkı ortadan kalkmıştır. Başka bir ifadeyle siyasi iktidar toplumun aklınıza gelebilecek tüm varlıklarına ‘el koyma’ yetkisini elde etmiştir.” Özgür Müftüoğlu
KURULUŞUNDAN BUGÜNE TÜRKİYE VARLIK FONU
20 Ağustos 2016: TBMM Genel Kurulu’nda, Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek üzere Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin (Şirket) kurulmasını öngören tasarı kabul edildi.
7 Ocak 2017: 2016 yılında özelleştirilmesi planlanan ancak birkaç kez ihalesi ertelenen Milli Piyango İdaresi'nin tüm hakları Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Varlık Fonu'na geçirildi.
5 Şubat 2017: Bakanlar Kurulu Kararı'yla Ziraat Bankası, BOTAŞ, PTT, TÜRKSAT, ETİ Maden, Çaykur, BİST Varlık Fonu'na devredildi. Kamuya ait birçok kuruluşun yanında, çoğunluğu turizm bölgelerinde toplam 2.3 milyon metrekare Hazine arazisi de devredildi.
10 Şubat 2017: İzmir Limanı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından kiralama, devretme veya satma yetkisiyle Varlık Fonu'na devredildi.
VARLIK FONUNA DEVİRLERİN AMACI NE?
“Hükümet üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, otoyollar, tüneller gibi mega projelerde şirketlerin borcuna kefil oldu. Üstelik verdiği başka garantileri de hazineden finanse ediyor, sürekli zarar yazıyor. Projelere kredi veren bankalar zora giriyor.
Kredi derecelendirme kuruluşları, ‘Devletin gizli borcu çok büyüdü.’ deyip ülke ekonomisine sürekli kırık not veriyor. Üstelik yeni projeler gündemde nükleer santral, Kanal İstanbul, Çanakkale Boğazı’na köprü vs. kaynak lazım. Böylesi bir durumda çiftlik gibi kullanılacak bir Fon elzem oluyor elbet de. Lütuf gibi sunulan Yap-İşlet-Devret modelli projeleri yapan müteahhitlerin mali sıkıntısı çözülecek.” Bülent Falakoğlu
“Fona aktarılan varlıklar kullanılarak, hatta ipotek edilerek (rehin verilerek) yerli ve yabancı sermayenin ihya edilecek olması, yıllardır uygulanan ‘Yoksuldan alıp zengine verme’ politikasının artarak sürdürüleceği anlamına geliyor. Üstelik hükümet, sadece devlete ait kamu kuruluşlarının varlıklarını değil, aynı zamanda ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini (sahiller, ormanlar, araziler, madenler vb.) yerli ve yabancı sermayenin yağma ve talanına sunuyor.” Erkan Aydoğanoğlu
“Kamuya yeni bir kaynak yaratılmış değil. Hazineden Fona yapılan kaynak transferi ile gelir kaynakları bir cepten alınıp diğerine konuluyor. Böylece Fona kaynak aktarılırken bütçenin gelir kalemleri geriliyor. Burada önemli olan, Fona aktarılan gelir kalemlerinin kullanımı Sayıştay denetiminden muaf hale geliyor, Meclis onayı devre dışı bırakılıyor. Fon üzerinden yandaş sermaye gruplarına kaynak transferinin önü açılıyor.” Murat Birdal
VARLIK FONUNUN KAYNAĞI NE?
“Varlık Fonu’nun geliri genellikle bütçe fazlalarından oluşur. Petrolü, değerli madenleri, gelir fazlası, ihracat geliri olmayan Türkiye’de Varlık Fonu’nun kaynağı ne olacak? Varlık fonları olan ülkeler, bizim gibi yüz milyarlarca dolar borcu, cari açığı olan ekonomiler değil, nakit fazlası olan ülkeler. Türkiye'de varlık mı var ki fon olsun? Kaynak hazır: Özelleştirme geliri, İşsizlik Sigortası Fonu vs. Ülke emekçilerinin birikimleri kamu kuruluşları, milyonlarca işsizin faydalanamadığı İşsizlik Sigortası Fonu, kaynak mıdır yoksa yağma mı?” Bülent Falakoğlu