''Direniş bizde akademi geleneğidir.''
Mülkiye, haksızlığa karşı duranların okuldan uzaklaştırıldığı bu dönemde şekerleri yeniden kırdı, 2017 yılında ikinci şeker eylemini gerçekleştirdi.
Özlem YILDIRIM
Ankara Üniversitesi
686 sayılı KHK kararı ile Ankara Üniversitesi’nden 72 akademisyen ihraç edildi. Ankara Üniversitesi’nin en köklü fakültesi olan Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (Mülkiye) daha ilk iki dalganın yankıları sürerken 3. dalga geldi, birçok akademisyen görevinden alındı. Tezlerin yarım, derslerin hocasız kalması, eğitim hakkının göz göre göre engellenmesi; tarihi direnişlerle dolu bir fakültede bardağı taşıran son damlaydı.
YILLAR SONRA MÜLKİYE’DE ŞEKERLER KIRILDI
1987 yılı Osmanlı -Yunan harbi zamanı Padişah Abdulhamit Mekteb-i Mülkiye Okul Müdürü Recai Bey aracılığı ile bir şeker bayramında öğrencilere şeker yollamıştı. Müdür şekerleri dağıttıktan sonra “Padişahım çok yaşa” dedirtmek istedi. Hiçbir öğrenci tezahürata katılmıyordu. Müdür biraz daha ısrar edince öğrencilerden biri “Bunun için mi bağıracağız?” deyip elindeki şekeri yere attı ve ayağıyla ezdi. Diğer öğrenciler de ellerindeki şekerleri yere atıp ayaklarıyla ezmeye başladılar. Bir şeker bayramında Mülkiye ilk öğrenci protestosuna tanıklık etti. Yıllar sonra Mülkiye öğrencileri, gazetelerin fakülteden içeri girmesinin yasaklandığı, panellerin söyleşilerin iptal edildiği, haksızlığa karşı duran öğrencilerin uzaklaştırmalar aldığı bu dönemde şekerleri yeniden kırdı. Mülkiye, 2017 yılında ikinci şeker eylemini gerçekleştirdi.
“KİMSE DOKUNAMAZ BİZİM SUÇSUZLUĞUMUZA”
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, yaz döneminde “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerin de aralarında bulunduğu ihraçlar, hemen ardından rektörlük tarafından gelen kimliksiz hiçbir öğrencinin alınmaması yönünde çıkan karar, kimliklerin çoğu zaman kapı önünde bekleyen polisler tarafından kontrol edilmek istenmesi, polisin tacizine ve baskısına maruz bırakılan öğrenciler için süreç öfkeyi büyüterek ilerliyordu. 686 sayılı KHK kararı ile ihraç edilen akademisyenlerin ardından Cebeci kampüsü önüne yapılan çağrı öğrencilerin birlik olmak için bekledikleri adımdı. Cüppelerin üstüne basıldığı, hocaların dövülerek göz altına alındığı, kampüsün dört bir köşesinde biber gazlı, joplu, hakaretli polis müdahalesinin sürdüğü gün madalyonun diğer tarafını da bizlere göstermişti; cesaret bulaşıcıydı. Köpekleriyle üstüne gelen polislerin karşısında geri adım atmayacak bir kadının görüntüsüydü cesaret, 82 yaşındaki Korkut Boratav’ı okulunun barikatına getiren inançtı. Tüm bu görüntüler belleklerde tazeyken öğrenciler arasında hocaların geri dönmesini hedefleyen iletişim grubu açıldı. Gruba katılım sayısı birkaç saat içinde artmaya devam etti kişi sayısı fazlalığından 1 grup yeterli gelmedi aynı isimde 1-2-3.. numaralı gruplar oluşturuldu. Boykot kararıyla okula giden öğrenciler tüm hafta boyunca ihraç edilen hocaların açık derslerini örgütledi, beraber direniş şarkıları söyledi, hep birlikte tüm fakültelere kendi yazdıkları bildirileri dağıttı, forumlar yaptı, boyalarla pankartlar hazırladı. OHAL dönemi fırsat bilinerek çıkarılan KHK’lerle Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde birçok hocamız ihraç edilmiş, dersler yapılamaz ve birçok tez verilemez durumda bırakılarak lisans ve lisansüstü öğrencileri mağdur edilmiştir. Mağduriyetimizin sorumlusu başta cüppede hala düğme arayan Rektör Erkan İbiş ve Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanıdır. Baskılarla yıldırılmaya çalışılan Mülkiyenin tarihinde biat yoktur ve olmayacaktır. Abdülhamit’in istibdatına meydan okuyan öğrenciler bugün de aynı direnişini sürdürmektedir.