24 Şubat 2017 23:57

Sınırlar insanların kafasında

Vedat AYDEMİR
İstanbul

Türkiye Yayıncılar Birliğinin (TYB) yürüttüğü ve iki ülke yayıncılığı arasında köprü kurmayı amaçlayan “Ermenistanlı Yayıncılar Türkiyeli Yayıncılarla Buluşuyor” projesini kapsamında, gerçekleştirilen ziyaretler ve toplantılar basına verilen yemekle sona erdi. Üç gün boyunca Türkiye’deki yayınevlerini ziyaret edip iki ülke arasındaki kültürel faaliyetleri arttırmak isteyen Ermenistanlı Yayıncılar; Arkmenik Nikoghosyan, Artur Mesropyan, Shavarsh Karapetyan, Armen Martirosyan, Samvel Gasparyan ve  Hripsime Madoyan izlenimlerini aktararak kültürel kaynaşmanın önemine vurgu yaptı.

‘KÜLTÜR KOLYESİ İNŞA ETMEK İSTİYORUZ’

Armen Martirosyan, Orhan Pamuk, Elif Şafak, Ahmet Ümit ve Vedat Türkali’nin kitaplarını Ermeniceye çeviren Antares Yayınevi Yönetim Kurulu Başkanı. Sorularımızı yanıtlayan Martirosyan, yalnızca Türkçeden değil, 17 farklı dilden çeviriler yaparak farklı halklardan “inci taneleri toplayıp” bir kültür kolyesi inşa etmek istediklerini aktardı. “Dilimiz farklı kültürlerden gelen yeni kelimelerle zenginleşiyor, genç neslimiz daha farklı düşünmeye başlıyor çünkü diğer kültürlerin de kayda değer olduğunu görüyor” diyen Martirosyan, hayalini ise “Genç yazarımızdan birinin Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık olması. Alıp almaması önemli değil” diyerek açıkladı. Martirosyan, ayrıca direkt çeviri yaptıklarını, ara diller kullanmadıklarını da sözlerine ekledi. Ülkelerindeki sektörü ve Türkiye’deki Ermeni yayıncılığını değerlendiren Martirosyan, Ermenistan’da 1930’lu yıllarda çok iyi tercüme bürolarının olduğunu ve Sovyetlerin bu büroları yok ederek yalnızca Rusçadan Ermeniceye çeviriler yapılmasını istendiği aktararak “Bu büroları baştan inşa etmek zorundayız” dedi. Ayrıca Ermenistan’daki kitap sektörünün büyük sorunlar yaşadığını, kitaba dair önemli enstitülerin henüz olgunlaşmadığını ifade eden Martirosyan, son yıllarda yapılan çalışmalarla 2 milyon nüfusa sahip Ermenistan’ın edebi değerler bakımından Türkiye’ye oldukça yaklaştığını belirtti.  

‘TOPLUMA HİTAP EDENLERİN CESARETİNE HAYRANIM’

Ermenistan’daki özgürlükler sorusuna ise “Anayasamızda sansür yoktur” diyerek yanıt veren Martirosyan, bugüne kadar herhangi bir kitabı yayımlarken engellemelerle karşılaşmadıklarını fakat hükümetin yarattığı ortam neticesinde insanların kitap alabilecek durumda olmadığını da sözlerine ekledi. Martirosyan, Türkiye’deki yaşanan sansürlere karşı izlenimlerini ise şöyle aktardı; “Türkiye’deki yayıncılıkta solcuların ağırlığının daha fazla olduğunu görüyorum. Burada topluma hitap eden ve toplumun sözlerini aktarmaya çalışan insanların cesaretine hep hayranlıkla bakıyorum.”

‘ÇEVİRMENİMİZ YOK. NASIL ÇEVİRELİM?’

Birçok yayınevini ziyaret sonrası ortak yanıtın “Çevirmenimiz yok. Nasıl çevirelim” şeklinde olduğunu belirten Martirosyan, Ermeni yazarların Türkçeden birden fazla kitabı çevirdiklerini duyunca, Türkiyeli yayıncıların mahcup olduğunu aktardı. “Ermenistan ve Türkiye arasındaki sınırın kapalı olduğunu söylüyorlar, o sınır aslında insanların kafasında” diyen Martirosyan, gerçekleştirdikleri buluşmalar neticesin TYB’nin duyular yapacağını, yeni uzmanların yetişmesi için adımların atılacağını ifade etti. Martirosyan, çeviri sorunu olduğunu bildiğini belirterek şunları söyledi: “Sanatın birçok dalı var çeviriye ihtiyaç olamayan. Müzik ve resim gibi çeviriye ihtiyaç yok. En azından burada bile iş birliği içinde olabilir.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

Yoksulluk sınırı kırmızı çizgi

600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşmesi görüşmeleri dün başladı. Ek iş yapmadan geçinemez hale gelen işçilerin temel talebi yoksulluk sınırının üzerinde ücret. Kamuda 4 ayrı kuşaktan savunma sanayi işçilerinin aktardığı deneyimler de taleplerin ancak birlik olup, mücadeleyi göze alınca kazanılabildiğini gösteriyor.

Ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın

Vergi kesintileri yüzde 15’le sınırlı tutulsun

İkramiye ve ek ödemeler vergi kesintisi dışında bırakılsın

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Mardin’de kayyım 3 ayda 301 işçiyi işten attı.

Evrensel'i Takip Et