Yapay zeka: ‘Frankenstein’ ya da kapitalist para makinesi
James Petras, Financial Times'da yayınlanan 'Yapay zekanın kullanımı ve olası tehlikeleri' başlıklı makaleyi değerlendirdi.

James PETRAS
Financial Times, 16 Şubat 2017’de ‘Yapay zekanın kullanımı ve olası tehlikeleri’ başlıklı dört sayfalık bir ‘Özel Rapor’ yayımladı. Washington’un gazete sayfalarındaki çığırtkanlığını yapan tipik uyduruk gazeteciliğin aksine, ‘Özel Rapor’, temelden hatalı olsa da önemli konuları gündeme getiren özenli bir makale.
Yazarı, Richard Walters, yapay zekaya eşlik eden ‘toplumsal kaygılar, eşitsizlik ve iş güvensizliği’ gibi birkaç ana problemden bahsediyor. Walters, ‘özerk sistemleri kontrol edenler’ olarak andıklarına toplumsal ve ‘siyasi anlaşmazlıkları’ önemsemeleri ya da toplumsal sorunlarla yüzleşmeleri çağrısı yapıyor. İşçi sınıfına ve hizmet sektöründeki iş imkanlarına yönelik uzun vadeli, geniş çaplı imhayı tartışan uzmanlar ve gazeteciler, yapay zekanın doğru idare ve toplumsal mühendislikle iyileştirilebileceğini savunuyor.
Bu makale, sınıf analizine dayanan bir yapay zekaya dair alternatif bir yaklaşıma ilişkin soruları akıllara getirecek ve temel meselelerin gündeme gelmesini sağlayacak. Yapay zekayı fonlayan, tasarlayan, yöneten ve onun olumsuz toplumsal etkisinden yarar sağlayan sosyal güçleri tanımlayarak yapay zeka hayaletinin bir ‘Frankenstein’ olarak anılmasını reddedeceğiz.
TEMEL SORULAR: YAPAY ZEKANIN SIRRINI ÇÖZME
Konu hakkında yorum yapanların ortaklaştığı nokta, yapay zekanın herhangi bir sınıf yapısıyla bağı olmayan özerk bir sistem olduğu yönünde. Kapitalistlerin ihtiyaç ve taleplerinin üzerinde ve ötesinde onların teknolojik determinizmi, uyduruk gazeteci ve yorumcuların sistemle barışık ideolojisine uyuyor.
Gündeme getirilmesi gereken temel sorular şunları içeriyor:
1-Kimin için yapay zeka?
2-Yapay zeka performansının kazanımları emek ve sermaye arasında nasıl dağıtılacak?
3-Teknoloji sahipleri ve emek gücü arasında çalışma zamanı, gelir ve ücret nasıl dağıtılacak?
4-Yapay zeka ne çeşit bir sosyoekonomik faaliyete hizmet ediyor?
‘Yapay zeka’ ve onunla bağlantılı teknolojik yenilikler, temel olarak büyük şirketler ve mali kurumlar tarafından kapitalist rakipler arasındaki emek maliyetini düşürmek, kârı ve rekabeti artırmak için finanse edilir, tasarlanır ve kontrol edilir.
Yapay zeka ve benzeri kapitalist teknolojik değişiklikler, bilgi teknolojisi ile imalat sanayinin denizaşırı ülkelere transferiyle birlikte ABD’deki işçi istihdamı ve yaşama standardının düşmesinin ana failleri arasındadır.
Yapay zeka teknolojisi, emperyal savaşlar için yapılan dev harcamalar, askeri üretim, milyarlarca dolarlık banka kurtarma operasyonları ve üretim değil finansa dayanan ekonominin desteklenmesiyle ücretleri, yaşam standardını ve nihayetinde tecrit edilen işçi sınıfı ile kırsal nüfusun ortalama yaşam süresini düşüren güçleri temsil ediyorlar.
İster bireyler olsun ister küçük gruplar, yapay zekanın geliştiricileri, “buluşlarını” finanse etmek, pazarlamak ve satın almak için kapitalistlerin desteğini arıyor. İşin aslı endüstrinin tamamı büyük çapta, kamu kaynaklarına dayanan araştırma merkezleri ve üniversite laboratuvarlarının üzerine inşa edilmiş durumda, ki bunlar bu tesislerin yanı sıra bilim insanları ve akademisyenlerin de maaşlarını ödüyor.
Bilgi teknolojisi ve yapay zeka kaynaklı kârların çoğu askeri endüstriyel yapılara, kimyasal tarım sanayii tekellerine, nakliyat ve tüketici ürünleri imalatının seçkinlerine dağıtılıyor. Uyduruk gazeteciler ve uzmanlar ‘yapay zeka’nın sağlık, eğitim ve toplumsal hizmetlere desteğine vurgu yaparken bu ‘yeniliklerin’ kârları artırmayı hedefleyen, öğretmenlerin ücretlerini düşüren, eğitimi olumsuz etkileyen ve belli programları kaldıran özel sağlık şirketleri, özel okullar, kamu eğitim sektörünün bürokratları tarafından kontrol edildiğini söylemeyi unutuyorlar.
ABD’deki sağlık ve eğitim sisteminin kasvetli, parçalanmış ve eşitsiz durumu asla ciddi bir şekilde tartışılmıyor çünkü yapay zeka ve bilgi teknolojisinin nüfusun geniş kesimlerine yaptığı yararlara dair absürd iddialara dayanan yalanlar söylüyorlar.
‘Bağımsız’ ve soyut ‘kontrol edenlere’ tabi olmaktan çok uzak bir şekilde yapay zeka, bilgi teknolojisi ve ileri teknoloji, bu teknolojilerin nasıl kullanılacağını belirleyen yönetici sınıfın farklı sektörlerinin zenginlik, güç ve kârı yoğunlaştırmasına hizmet ediyor.
Yapay zekanın finansörleri ve onların ortakları bilim insanlarını, mühendisleri ve pazarlamacıları yönlendiriyor. Uyduruk gazeteciler, ‘tarih yazan’ yenilikleri duyurmak için maaş alıyor. Medya, yapay zekayı “‘öğrenen makine, devasa sayıda bilgiyi analiz ederek kararlar veren ve insan düşüncesini destekleyen bir çeşit ileri teknoloji” olarak tanımlıyor. (Financial Times Özel Raporu)
Yukarıda sayılan varsayımların aksine, kararlar hakim sınıf tarafından, seçkinlerin belirlediği parametre ve ölçüler kullanılarak alınıyor ve kârları artırmak, savaşmak, ölümü maksimize etmek ve işçilerin kitlesel kıyımını sağlamak için gereken bilgiyi elde etme yolunda hangi yolun izleneceğine karar veriliyor.
SONUÇ: ALTERNATİFLER
Eğer yapay zekayı sınıf belirliyorsa ve günümüz Amerikasında bu egemen sınıf, anlamına geliyorsa o zaman yalnızca sınıfsal yapıdaki değişiklikler başlangıçta belirlediğimiz problemlere farklı soru ve yanıtlar getirebilir. Yalnızca bankaları, fabrikaları ve toplumsal kurumların yöneticilerini değiştirecek olan sınıf savaşını keskinleştirmek, doğrudan yapay zeka, bilgi teknolojisi ve diğer yeniliklere yeni bakış açıları getirebilir.
Sadece toplumsal ihtiyaçların karşılanmasına değil kârın artırılmasına öncelik verenlerin yerine gelecek olan işçiler, profesyoneller ve bilim insanları, emeklilik yaşını düşürecek, ulusal sağlık bakımını artıracak, emekçilerin karar verme sürecini kolaylaştıracak, yüksek kalitede eğitim verecek, tüm vatandaşların bilgiye erişimini sağlayacak, eşitsizlikleri azaltacak ve kazanımları sermayeden işçi sınıfına aktaracak bir yapay zeka üretebilir.
http://petras.lahaine.org’dan çeviren Mithat Fabian Sözmen
Evrensel'i Takip Et