Engelli çocuğuna bakarken binbir engelle boğuşuyor
Adana’da yaşayan Mine Bolat, kas hastalığı yüzünden yatağa bağlı yaşayan oğlu Yasin’le birlikte yaşam mücadelesi veriyor.
Fatma KOÇ
Volkan PEKAL
Adana
Adana’da 40 yaşındaki iki çocuk sahibi Mine Bolat, “DMD” adındaki kas hastalığı yüzünden yıllardır yatağa bağlı yaşayan oğlu Yasin’le birlikte yaşam mücadelesi veriyor. Engelli ve bakım aylığıyla hem evini geçindirmeye hem de oğlunun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan Bolat, devletin bir bölümünü karşıladığı 5 bin lira değerindeki solunum cihazına parası yetmeyince oğlunun tedavi gördüğü hastaneden arızalı bir solunum cihazını alıp tamir ettirmiş. Solunum cihazı, tekerlekli sandalye, engelli maaşı gibi konularda tek tek rapor istenmesinden şikayet eden Bolat, ambulans imkanı için bile bir sürü yere telefon etmek zorunda kaldığını, yatalak olan oğlunu hastaneye götüren ambulansın daha sonra eve bırakmadığını söylüyor.
AYLIK 900 LİRA İLE GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR
Oğlunun hastalığının getirdiği maddi ve manevi yükü kaldıramayan kocası yaklaşık 10 yıl önce Mine Bolat’tan boşanmış. Ayrıldıktan sonra da ne aramış ne de herhangi bir maddi destekte bulunmuş. Sadece 900 lira olan engelli ve bakım aylığı ile geçinmeye çalışan Bolat, oğlunun hastalığını bir yaşında fark etmiş: “Hiç yürüyemiyor ve hiç konuşamıyordu. Bir sürü doktora götürdük. Eklem romatizması diyorlardı. 3-4 yaşındayken DMD yani kas hastalığı teşhisi konuldu.” Oğlunun iyileşmesi için çok uğraşmış, ancak doktorlar, hastalığın tedavisi olmadığını, oğlunun günden güne daha da kötüleşeceğini söylemiş.
HER SEFERİNDE ENGELLİ OLDUĞUNU KANITLAMAK ZORUNDA
Tıbben iyileşmesi imkansız olması ve yüzde 100 engelli raporu bulunmasına rağmen Yasin her yıl onlarca kez hastaneye gidip, heyete görünüp yüzde 100 engelli olduğunu ispatlamak zorunda kalıyor. Bolat: “Doktorlar bana oğlumun iyileşmeyeceğini söylüyor ama yine de her yıl iyileşip iyileşmediğini, engelinin kalkıp kalkmadığını görmek için hastaneye gidip heyete girmemizi istiyorlar” diyor.
Mine Bolat için hem rapor, hem de oğlu Yasin’i hastaneye götürmek işkenceye dönmüş durumda. Yasin’i her seferinde tek başına indirip kaldıramadığı için toplu taşıma araçlarını kullanamadığını söyleyen Bolat, maddi durumu nedeniyle taksiyi de kullanamadığını söylüyor. “Peki ambulans neden istemiyorsunuz?” diye sorunca, “Devlet ambulans hizmeti veriyor ama sadece hastaneye giderken... Hastane dönüşü ambulans bırakmıyor. Bu yüzden ambulans çağırmıyorum, dönüşüm problemli oluyor. Keşke Yasin gibi ağır hastalar için eve gönderilen görevliler olsa, onlar gelip burada baksalar raporu yenileseler, ne ben ne de oğlum bu kadar zorlukla karşılaşmasak” diyor.
HASTA CİHAZI ALDIKTAN SONRA DEVLET ÖDEME YAPIYOR
Yasin’in hastalığı yaşı büyüdükçe ilerlemiş. Eskiden günde bir veya iki saat solunum cihazına ihtiyaç duyuyorken şimdi günde en az 12 saat solunum cihazına bağlı olarak yaşıyor. Mine Bolat için bu kez de solunum cihazı temin etmek için bir mücadele başlamış. Çünkü cihazın fiyatı 5 bin lira. Devlet de bu miktarın yalnızca 2 bin 300 lirasını karşılıyor. Ödemeyi de hasta cihazı kendi parasıyla aldıktan sonra yapıyor. Bu miktarı ödeyecek mali gücü olmayınca Bolat, bu kez oğlunun tedavi olduğu hastaneden cihaz almak istiyor. Ancak hastanenin bünyesinde de ücretsiz olarak hastalara verilen solunum cihazlarının kalmadığını öğreniyor. Bolat’ın hastaneden solunum cihazı alması için, bir hastanın yaşamını yitirmesi gerekiyor. Hastanedekilere maddi durumunun iyi olmadığını anlattığı söyleyen Bolat, bunun üzerine kendisine “Elimizde bir cihaz var ama arızalı, istersen onu verelim” denildiğini aktarıyor. Bolat, o cihazı dışarıda 500 liraya tamir ettirip kullanmaya başladığını ifade ediyor.
MÜCADELE ETMEK GÜÇLENDİRDİ
Çocuğuna baktığı için çalışamadığını ifade eden Mine, “Sabaha kadar uyumuyorum onun solunum cihazına bağlı kalmasını sağlıyorum. 24 saat onun yanında olmam lazım” diyor. Oturdukları görevli dairesinde soba kurmalarına izin verilmediği için klima ile ısındıklarını da söyleyen Bolat, bu yüzden engelli, bakım maaşının büyük kısmının elektrik faturasına gittiği ekliyor. Maddi imkansızlıklar arasında kendisini en üzen şeyin oğlunun isteklerini karşılayamamak olduğunu dile getiren Bolat, “Televizyonda kar gördü. ‘Anne kara gitsek keşke’ dedi ama oğlumu götüremedim. Onun istediği şeyleri yapamamak tek üzüldüğüm şey” diye devam ediyor. Çok zor bir hayat sürdürdüğünü ifade eden Bolat, boşandığı eşinin de kendilerini ne aradığını ne de maddi bir destekte bulunduğunu söylüyor. Evli kaldıkları süre boyunca eşinin hiç düzenli bir işinin olmadığını anlatan Bolat, “Evlere temizliğe giderek ailemin geçimini sağlamaya çalıştım” diyor. “Neden daha önce boşanmadın?” sorumuza “Aile kabul etmiyor. Köy yerinde gittin mi geri dönüşün olmaz. Ekonomik özgürlüğün yok. Bir yerde yaşadıklarını kabulleniyorsun” yanıtını veren Bolat, oğlunun hastalığı ile mücadele ederken kendi gücünün farkına vardığını, bir erkeğe ihtiyaç duymadan da ayakta kalınabileceğini gördüğünü söyledi.