Kadınların Newroz coşkusuna ihtiyacı var!
Newroz, Kürt halkının ulusal bayram olarak gördüğü, zalime karşı başkaldırının ve yeniden dirilişin günü. Peki Ohal koşullarında Newroz kutlanacak mı?

Serpil BERK
Newroz yaklaşıyor, Kürt halkının ulusal bayram olarak gördüğü, zalime karşı başkaldırının ve yeniden dirilişin günü. Kürt halkı bu coğrafyada on yıllardır Newroz’u her koşulda kutladı. OHAL koşullarında Newroz’un kutlanıp kutlanılmayacağı konusunda soru işaretleri var. Bu soru işareti eşliğinde Newroz kutlamalarına katılıp katılmayacağını sorduğum her kadın “Gerekirse o ateşi kendi sokağımda yakarım yine de bayramımı kutlarım” diyor. Kadınlar için bu yılki Newroz sessizliğe bürünmüşlüğünü yok edebileceği gün olması umudunu barındırıyor.
‘BU SESİZLİK BENİ BOĞUYOR’
Bu yılki Newroz’da milyonların katılımıyla kutlanan coşku belki olmayacak ama geçmişten bugüne değişmeyen direnme gücü ve barış talebi olacak. İçinden geçtiğimiz günler toplum üzerinde umutsuzluk, yer yer korku havası yaratmışken genç bir kadın öğrenci söylemişti “Benim bu çığlığı duymaya ihtiyacım var, bu sessizlik beni boğuyor, o alanda bulunan insanları görmek, seslerini duymak o kadar iyi gelecek ki” diye. Doğanın yeniden canlanması gibi insan da yeniden canlanıp üzerine atılan bu ölü toprağından kurtulmak istiyor.
‘GEREKİRSE KAPIMIZIN ÖNÜNDE KUTLARIZ’
Bu Newroz’u diğerlerinden ayıran temel nokta yeniden canlanma olacak çünkü bu sese ihtiyaç var. “Newroz kutlamaları olursa gider misiniz” diye sorduğumuz kadınların birçoğu “giderim” derken şunu eklemeyi de unutmuyorlar “Kutlamaları kayyım gerçekleştirirse gitmeyi düşünmüyoruz.” OHAL koşulları nedeniyle eylem yasağını hatırlattığımız kadınlarsa “İstedikleri kadar yasaklasınlar, biz Newroz’u bugüne kadar hep rahat koşullarda kutlamadık ki, gerekirse kendi kapımızın önünde, kendi sokağımızda o ateşi yakar Newroz’u yine de kutlarız diyor.
‘ÖNCEKİ YILLARDAKİ COŞKU YOK’
Sur’da 18 yıldır yöresel kıyafet dikilen ve yalnızca kadınların çalıştığı Lewendi Terzi ve Dikim Evinde kadınlarla sohbet ettik. Dikimevine girdiğiniz anda sizi içine çeken Newroz alanındaki o coşku gibi askıdaki rengarenk elbiseler. Çatışmalı sürece rağmen dükkanını kapatmayan Yasemin, “Eskiden daha farklı olurdu Newroz, çoğu zaman sabahlardım kıyafet yetiştirmek için, gece üçte kıyafet almaya gelenler olurdu. Geçen yıldan beri yoğunluk yok” diyerek önceki yıllardaki coşkunun olmadığını anlatıyor. “Ama ne olursa olsun bizler bunu ulusal bayramımız olarak kabul ettik, her koşulda Newroz’u kutlarız” demeyi de ihmal etmiyor.
KADINLAR İÇLERİNDE BÜYÜYEN ÇIĞLIĞI HAYKIRACAK
Bir yıl süren çatışmalı süreç, OHAL ve seçilmişlerin tutuklanması, bir de atanan kayyımın ilk iş olarak kadın kazanımlarını yok etme girişimleri. Belediyeler aracılığıyla kurulan ve neredeyse her ilçede bulunan kadın merkezlerinin bölgedeki kadınların yaşamında özel bir yeri var. Kadınlar psikolojik destekten, şiddete, ekonomik şartlarını düzeltmeye dönük atölye ve kooperatiflere, çocuk gelişimine kadar bir çok sorununu bu merkezler aracılığıyla bir nebze de olsa çözebiliyordu. Kadınların bu imkanları ellerinden alınmış, yaşam alanları talan edilmiş, iradesi yok sayılmış böyle bir ortam içerisinde yaşadıklarına tepki veremeyen kadınların çığlığı içerisinde büyümüş ve artık boğulacak duruma gelmişken Newroz kadınların içinde büyüyen bu çığlığı haykıracağı gün olacak.
Evrensel'i Takip Et