4 Mart 2017 03:13

Yasemin ÖZTÜRK 
Ankara / Sincan

Aylardır komşularla kavilleşip bir türlü gerçekleştiremediğimiz pazar kahvaltımızı nihayet yaptık. Kahvaltıdan sonra kahvemize referandum sohbeti eşlik etti. 

Zeynep ev kadını, eşi polis emeklisi. Kararsız olduğunu söylerken bir taraftan da yaşamındaki sıkıntıları aktarıyor; “Yıllarca AKP’ye oy verdik, inandık. Hiçbir şey iyiye gitmedi. Her gün bir şehit cenazesi. Ekonomi dersen cep boş, borç çok. Kredi kartları sağ olsun! Oğlan yeni evlendi. Gelin çalışıyor, oğlan bunalımda, iş yok. Ev ev üstüne olur mu? Mecburen birlikte oturuyoruz. Son üç aydır pazara bile gidemez durumdayız. Yine de Erdoğan’ı dinlemek istiyorum, ne diyecek? Bize açıklama yapmak zorunda.”

10 SAAT ÇALIŞANIN BİLGİSİ OLUR MU?

Hamide eşinin maaşı ile geçinemedikleri için üç ay önce bir markette işe başladı. Erdoğan’ın zaten her istediğini yaptığını, neden başkan olmak istediğini anlayamadığını söylüyor. “Açıkçası çok bilgim yok, kınamayın. Yorgunluktan pertim çıkıyor. Markette çalışan arkadaşlarla konuştuk. Çoğu ‘hayır’ diyor. On saat çalışıyoruz, aldığımız asgari ücret. Tek maaşla geçinmek hayal, o yüzden çalışmak zorunda kaldım. İşsizlik var, geçim sıkıntısı var, giyeceği unuttuk, yiyecek de zar zor... ‘Hayır’ demeyi düşünüyorum. Erdoğan yıllardır başımızda, yönetiyor zaten, sahaya tam çıksın da bakalım ne diyecek?”

Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiği için ‘evet’ oyu vermekte kararlı olan Emine de anayasa değişikliğinin ayrıntılarını bilmiyor, ama terörü bitireceğine inandığı için Erdoğan’ın başkan olmasını istediğini söylüyor. Şadiye alıyor sözü; ailesindeki AKP’liler nedeniyle kadınların AKP’nin yerel çalışmalarına nasıl katıldığını biliyor. Geçmişte Gülenci kadınların AKP çalışmasının büyük bir kısmını omuzladığını anlatıyor, “Bu ilçede tanıdığım AKP’li hanım arkadaşlarım da Gülen’e yardımda bulunmuştur. Biz çocuklarımızı Gülen’in okullarına gönderdiysek, bize tavsiye edildiği içindir” diyor kızgınlıkla. “Erdoğan, ‘ev ev dolaşıp anlatacağız’ diyor ya şimdi kadın bulurlarsa ev ev dolaşırlar. Bence çalışacak kadın azaldı. Memlekette kadın cinayetleri, çocuk istismarı arttı. Bizim Suriye’de ne işimiz var? Her gün bir cenaze... Üniversite hocalarını işten attılar, yetmedi bir de sokaklarda sürüklediler. Binlerce öğretmen açığa alındı, işten atıldı. Herkes tepkili” diyor. Şadiye’nin kaynı FETÖ operasyonuyla gözaltına alınmış, şimdi cezaevindeymiş. “Çocukları sefil oldu. Geçen eşi ziyarete gitmiş, koskoca hakimlere bile işkence yapılmış. Şimdi biz Erdoğan’a nasıl güvenelim de ülkeyi teslim edelim?” diye soruyor.

‘BUNDAN SONRA EKMEK PARTİSİNDENİM’

Suzan bir şirkette aşçılık yapıyor. Aileden gelen bir alışkanlıkla hep MHP’ye oy vermiş. Devlet Bahçeli’nin MHP’yi bitirdiğini düşünüyor, referandumda “hayır” oyu kullanacağını söylüyor. MHP’yi ve bugüne kadar izlediği politikaları da sorgulamaya başlamış; “Yıllardır milliyetçilik adına yapılmadık kalmadı. Kürdü, Lazı, Alevisi biz kardeşiz. Bakın, bir masada birlikte kahvaltı yapıyoruz. Erdoğan, bu ülkeyi bölmeye çalışıyor, padişah olmak istiyor, Bahçeli de onun yardımcısı. HDP’lileri içeri attılar, seçilmişler gelmişler, bu hazmedememek... Çalışanlar için ne yaptılar? Kadınlar için, gençler için ne yaptılar? Hiç. Kiralık işçilik büroları açılacakmış. Seçimlerden sonra tazminatımızı da elimizden alacaklar. Ben şimdi kim işçiden, çalışandan yanaysa ondanım; bundan sonra ekmek partisindenim” diyor.

SAVAŞI KİM İSTER?

Şirin, iki çocuk annesi genç bir kadın. 90’lı yıllarda Şırnak’tan Ankara’ya göç etmek zorunda kalmış ailesi. Haymanalı bir Kürt ile evlenmiş, “Biz bu savaştan çok çektik. Üç ay önce Şırnak’a gittim. Bazı mahalleler yerle bir olmuş. Terörü kim ister? Savaşı kim ister? Artık bu acılar dinsin, gençler ölmesin. Bugüne kadar AKP’ye oy verdik. Şiddetle, savaşla olmuyor dedik. Erdoğan, eğer barış ortamı sağlasaydı elbette ‘evet’ derdik. Ama her gün bir öncekini aratıyor. Ben barış istiyorum. Ailecek ‘hayır’ diyeceğiz.”

Kadınların kafalarındaki pek çok soruya yanıt bulduğu bir kahve sohbeti oldu bizimki. Tabi yeni soruları da ceplerine doldurdular. Bir araya gelerek konuşmaya başlamak yeni sorulara yine birlikte yanıt vermek için iyi bir başlangıç oldu. O soruları da yanıtlarız elbet birlikte. 

Evrensel'i Takip Et