İşyerinde referandum yoklaması

Olcay Özak

Referandum yaklaşırken konuşulanların başında “Evet mi diyeceğiz hayır mı, vereceğimiz karar hayatımızı nasıl etkileyecek, yaşamımızda neler değişecek, yoksa her şey aynı mı kalacak?” soruları geliyor. PTT de taşeron olarak çalışan kadın işçilerle de bu sorular üzerine sohbet ediyoruz.

“Seçimde ne yapmayı düşünüyorsun?” diye sorduğum kadın işçilerden biri kararsız olduğunu söylüyor. Nedenini merak etiğimde ise şöyle diyor: “Neyimiz etkilenecek, neye evet, neye hayır diyeceğimizi bilmiyorum. Takip etmeye çalışıyorum. Ama sağlıklı bir bilgi edinemiyorum. İşyerimde işim çok ağır, işe başlarken çok mutluydum, bir işim olduğu için kendimi şanslı hissediyordum. Şimdi ise iş yükü çok. Yorgun ve mutsuz hissediyorum kendimi. Cumartesi günü bile dörtte çıkıyorum. Referenduma dair sağlıklı bir bilgim yok. Ortam belirsiz. Muhalefet de bir şey yapmıyor, hep eleştiriyor. Bu hükümetin yaptığı hiç mi iyi bir şey yok.”

Bir diğeri de nasıl bir sistem geleceğini bilmediğini söylüyor. “Dedikleri gibi acaba Erdoğan meselesi mi? Yani hırs mı yapıyor, yoksa gerçekten iki başlılığı mı ortadan kaldıracak, onu bilemiyorum” diye konuşuyor. Başka bir işçi de “Ne düşüneyim. Hayat çok pahalı, aldığımız para belli, belimizi doğrultamıyoruz. Seçim bizim derdimize derman olacak mı? Yok olmayacak. Onlar hep kendini düşünüyor” diyerek anlatıyor düşüncesini. 

‘KADRO DEDİLER, HAYAL OLDU’

Hayır diyeceğini söyleyen arkadaşa, “evet” oyu vereceğini düşündüğümü, şaşırdığımı söylüyorum. “Neden öyle düşünüyorsun, kapalıyım diye mi?” diye karşılık veriyor. “Hep önyargılı düşünülüyor, bu seçimde ben fikrimi değiştirdim. Nedeni de bizlere verdiği sözü tutmadılar. Kadro dediler hayal oldu. Ben ilkokul mezunu olarak işe girdim, kadroya alacaklar diye ortaokulu liseyi bitirdim. Üniversite 4. sınıftayım, onca yıl geçti verdikleri sözleri tutmadılar. Beni kandırdıkları için hayır diyeceğim, çok net.”

“Kesinlikle” hayır diyeceğini ifade eden bir işçi, nedenini “Bu kadar yetkiyi babama bile vermem” diye açıklayınca gülüşmelere neden oluyor. Yine ‘hayır’ diyeceğini söyleyen başka bir arkadaş ise hükümete tepkisini “Hepimizi terörist ilan etti. Olur mu öyle şey?” diye dile getiriyor. 

ÇOĞUNLUK BİLMİYOR

Evet diyeceğini söyleyen arkadaşların savunduğu şey ise ‘Güçlü Türkiye’. İçeride ve dışarıda Türkiye’ye yönelik çok büyük saldırılar olduğunu düşünen bir arkadaş, “Ülkemizin gücünü zayıflatmak isteyenlere karşı evet diyececeğim” diyor. Değişiklik maddelerini bilip bilmediğini soruyorum, “bilmediğini, mevcut anayasanın 90 yıllık olduğunu, güçlü bir liderin ülkeyi ayakta tutacağını, iki başlılığın ortadan kalkması gerektiğini” söylüyor.

Aslında çoğunluk neyin değişeceğini, maddelerin ne içerdiğini fazla bilmiyor. Bir de başkan veya cumhurbaşkanı kim olursa olsun işçilerin yaşamında olumlu bir değişim olmayacağına inanıyorlar.