Kanallarımız yok ama kapı kapı dolaşacak ayaklarımız var

Hasret KANAT

Nurtepe ve Güzeltepe’de oturan yaklaşık 10 kadınla bir evde bir araya geldik. En önemli gündemimiz tabii ki referandumdu. Kadınlar, AKP’nin yıllardır bir çok vaatte bulunduğunu ama hiçbirini gerçekleştirmediğini, barıştan daha da çok kaos yaratıldığını söyledi.

“AKP döneminde fakirler daha fakir, zenginler daha zengin oldu” diyor kadınlar, “Taşeronu var edip, güvenceli çalışmayı ortadan kaldırıp, kiralık işçiliği hayatımızın içine sokarken çocuklarımıza bir gelecek hayali kuramıyoruz. Okuyorlar ama neye okuyorlar belli değil.” Erdoğan’ın “Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok” dediğini hatırlatan kadınlar, şimdi 18 yaşında gençleri milletvekili yapacaklarını söylemelerini “gülünç” buluyor. “Gençlere güvenceli bir geleceği sağlayamayan iktidar, 18 yaşındaki gençlerin temsiliyetini sağlasa ne olacak?” diye soruyorlar.
“Yoksulluk eskiden de vardı şimdi de var” diyen kadınlar, hayat pahalılığından, zamlardan yakınıyor: “Sağlık bedava diyorlar. Hastaneye giderken muayene parası, ilaç parası derken yine maaştan kesiliyor. Nerede bizim ücretsiz sağlık hakkımız? Bir gecede milletvekili maaşı artarken işçinin maaşı 4 kişilik bir ailenin simit hesabıyla artıyor. Bu yetmiyor kaşıkla verdiği asgari ücret zammını doğalgaz, su, elektrik faturaları, pazarın zammı derken kepçeyle alıyor.” 

‘KADINLAR YARDIM ALAMAMAKTAN KORKUYOR’

Yardım alanların AKP iktidardan düşerse bu yardımları alamamaktan korktuklarını ifade eden kadınlar, iktidarın yetim, dul maaşı veriyor olmasının kadınların biat edeceği anlamına gelmediğini ifade ediyor. AKP’nin din üzerinden siyaset yapmasına da tepki gösteren kadınlar, “Müslümanlığı AKP ile başlatıyorlar. 15 sene boyunca Müslümanlık yok muydu şimdi öğretecekler. Evet-hayır diyenlerin gittiği camiler bile ayrışırken tek adamla bizi yönetseler kim bilir ne olacak” diyor.

Yan yana gelmenin büyük bir ihtiyaç olduğunu dile getiren kadınlar, evde de ‘tek adam’a karşı: “Evde kaynayan çorbanın hesabını biz biliriz, kaç tane ekmek yiyeceğimizi biz belirleriz. Bizleri ötekileştirerek kazanabileceğini düşünen iktidardan daha çok sesimiz var. Medya kanallarımız, yalanlarımız yok ama kapı kapı dolaşacak ayaklarımız, gerçekleri anlatacak dillerimiz de ‘hayır’lamız var.”