İşçiye değil patrona, nineye değil reise kıyak
Kısa vadede de uzun vadede de erkek egemenliğine ‘HAYIR’ diyen pek çok kadın var artık, ufukları dışında kaldıkları için iktidarın gözden kaçırdığı...

Necla AKGÖKÇE
AKP Hükümeti, nineleri üç kuruşluk ücretle torun bakımına yönlendirirken, finansmanı işsizlik sigortasından sağlıyor, yani bizlerin cebinden. Bizden alıp bize verirken, bizden aldıklarıyla patronları besliyorlar. Kadınların da olan sendikalar ise cinsiyet temelli haklar karşısında parmaklarını oynatmazken, iktidara, patronlara para aktarıyorlar. Biz kadınlar gerçekleri görüyor ve hayır diyoruz.
Ocak ayında devletimizin(!) elini cebine atarak patronlarla birlikte ninelere evde çocuk bakımı için ücret vereceklerini duymuştuk. Daha sonra işin ayrıntıları belli oldu. Büyükannelere torunlarına bakmaları için 425 TL ücret verilecekti. Bu bir pilot sosyal yardım projesiydi, belli şehirlerde, sınırlı sayıda nineye verilecek, finansmanın küçük bölümü patron örgütleri, büyük bölümü ise İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacaktı, devletin verdiği bir şey yoktu. İnsanlar yoksul; 5 bin kişiye yönelik düşünülen projeye, 80 bin büyükanne başvurdu. Yararlanıcı sayısı 6 bin 500’e çıkarıldı. Bir başka olay daha oldu, kendi kadın üyelerini örgütlemekten ve onların toplumsal cinsiyet temelli sorunlarını çözmekten aciz, memleketimizin en büyük işçi konfederasyonlarından olan Türk-İş Başkanlar Kurulu üye pek çok sendikayı da atlayarak projeye katkı sunacağını söyledi. Bir defaya mahsusmuş! Bunun kadınlara değil referandum öncesinde AKP iktidarına bir jest olduğu açık. DİSK ‘hayır’ derken, Türk-İş başkanları ‘evet’ dediklerini beyan ediyorlardı üstü kapalı. Zaten başka türden bir tutum da beklenemezdi.
Ömür boyu evde iş yapmış ama emeği hesaba katılmamış “ev kadınları”, güvencesiz, taşeron, merdiven altı atölyelerde yaşamlarını tükettikleri halde sigortasız çalıştıkları için emekli olamamış kadınlar ve emekli olmalarına rağmen aldıkları emekli aylığı dişinin kovuğuna bile yetmeyen büyükanneler için bu bir gelir, bir ek gelirdi.
KAYIRMA VE YANDAŞA DESTEK
Esasında AKP’nin sosyal güvenlik rejimi, sosyal devlet prensibi üzerinden örgütlenmiyor. Bu rejimde sosyal haklar yerini, sosyal yardım ve hayırseverliğe bırakmış durumda. Sosyal hak adı üstünde bir haktır ve yasal olarak tanımlanır, herkese yöneliktir ve gücünü yasalardan alır, ortadan kaldırmak için yasal değişiklikler yapmanız gerekir. Ama sosyal yardım nineler örneğinde olduğu gibi fonlara bağlıdır, onu kendi istediğiniz belli sayıda kişiye yönelik düzenleyebilirsiniz. Hayırseverlik ise bütünüyle AKP’li vakıflar tarafından yürütülüyor. İkinci olarak da bakım hizmetlerini de AKP aile içinde çözmeye çalışıyor. Daha önce biliyorsunuz, evde yaşlı ve sakat çocuk bakımı yapan kadınlara yine bir miktar ücret veriliyordu. Şimdi işin içine nineleri de soktular. Bu biçimiyle, sosyal güvenlik rejimi bir kayırma ve bir siyasi rant devşirme mekanizmasına dönmüş vaziyette. Kadınlara yönelik fon temelinde yapılan her sosyal yardımın, bir siyasi olaya denk gelmesi de bu yüzden zaten. Seçim öncesi şu kadınlara bu kadar yardım, referandum öncesi bu kadınlara yönelik “büyük hizmet”...
Ninelere ücret hizmeti de zaten doğum izni sonrası işçi kadın için altı aylık ücretsiz iznin, yarım gün çalışma hakkına dönüşmesini istemeyen patronların önerisi üzerine düşünülmüştü. Patronlar olmaz böyle, zarar ederiz dediklerinde, hükümet yetkilileri sizi üzeceğimize, dişimizi kırarız deyip, böyle bir formülasyon buldular. Türk-İş kadın üyelerini kayırsaydı, bu bizim kadın üyemiz yararına bir uygulama diye ısrar edebilirdi mesela.
Sistemi biz bulduk diyorlar ya hayır biz bulmadık, ayrıca çünkü devletin sosyal devlet olmaktan çıktığı, çocuk bakımı da dahil olmak üzere ev ve bakım hizmetlerinin ailelere, onlar üzerinden kadınlara yüklendiği neoliberal ekonomi şartlarında, bu tarz uygulamalara Almanya gibi merkezi kapitalist ülkelerde de rastlanıyor. Orada da eyaletler bazında, çocuk bakan büyükannelere ayni bazı hizmetler sunulduğu gibi, aileler vergi indirimine tabi tutuluyorlar. Uygulamada çocuğu bakılan kadın ebeveynlerle sözleşme de imzalıyorlar, işi sağlama bağlamak için bu da kurumsal kapitalizmin bir sonucu olsa gerek.
PATRONUMA HELAL OLSUN
Kadın işçilere, kendi ceplerinden kıyak yaptılar ya, ya patronlar? AKP Hükümeti, işsizlik fonuna göz dikmiş vaziyette. İşçinin alınteri ile biriken bu fonu, beş kuruşluk değer vermediği işçilere değil patronlara yedirmenin yollarını arıyor, durmadan. Ama patronları ikna etmek zor, kararnameler ne güne duruyor, onlara 687 No’lu kararname ile kıyağın kıyağı geldi. Cumhurreisi R. Tayyip gittiği toplantılarda bir yandan başkanlık sisteminin ‘nimetlerini’ anlatırken, devamlı artan işsizliğe karşı da istihdam seferberlikleri ilan ediyor. Bunun için akla gelen çözüm patronları destekleme. Şubat ayında çıkan KHK’yle kış lastiği zorunluluğunun yanı sıra işsizlik fonu kanununa iki madde daha eklendi. İstihdam kaynaklı işçi işveren sosyal güvenlik primleri ile gelir vergisi yükü İşsizlik Fonu tarafından karşılanacak. Ne anlama geliyor bu; işveren sadece net ücreti ödeyecek. Patrona işçi başına her ay 773.47 TL indirim geliyor. Bu indirimin 666.60 TL’lik kısmı sigorta prim desteği ve İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak. Asgari ücretli bekar işçi için 93.32 TL’lik gelir ve 13.49 TL’lik damga vergisi ödeniyordu, patronlar bu sene işe alacakları işçi için bunu da ödemeyecekler. Bu kısmı devlet desteği ve onu da bizim verdiğimiz vergilerden ödeyecekler. Sınıflı toplumda devlet böyle bir şeydir işte, yoksullardan alır, patronlara verir. Ağıza çalınan bir parmak balı da yine bizlerden tahsil eder… Ninelere ücret böyle bir şey işte.
İŞÇİ CİNSİYETLİ BİR ÖZNE
İlk taslakta sigortasız işçi çalıştıran bir yıl süre ile bu teşvikten yararlanmıyordu. Devletimiz patronun her cinsini sevdiğinden, bu büyük ‘yanlıştan’ hemen döndü. AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş tarafından Meclise sunulan teklifte, sigortasız işçi çalıştıranlar için bekleme süresinin bir yıldan bir aya düşürülmesi öngörülüyor. Bu, kayıt dışı istihdamı teşvik önerisi olarak da değerlendirilebilir. Bu kıyaktan da en çok zarar görecek kesim işçi kadınlar olacak. Güvencesizliğin yoğun olduğu tekstil, hazır giyim, otel, hastane temizliği gibi işlerde ağırlıklı kadınların çalışması bir yana, kadın çalışması hâlâ ek çalışma olarak görülüyor patronlar, toplum ve sendikalar nezdinde. Bu konuda sendikalardan da hayır yok. İşçinin cinsiyetli bir özne olduğuna inanmamakta ısrar eden sendikalar, patrona inanmakta bir beis görmüyorlar. Son olarak, TBMM Plan Bütçe Komisyonu sendikalı ve toplu sözleşmeli işyerlerinin patronlarına yapılacak 100 TL’lik desteği de güle oynaya kabul etti. Patronlara karşı haksız rekabet oluyormuş, ayrıca örgütlenmeyi teşvik ediyormuş. Bunu Türk-İş’in beyleri söylüyor. 100 TL’lik paraya fit olup, sendikal örgütlenmenin önüne geçmeyecek kaç patron tanıdınız şimdiye kadar? Söyler misiniz beyler?
Sendikalaşıp, iş koşullarını düzeltmeye çalışan kadınları işten atan, ayrıca KHK’lerle sorgusuz sualsiz kamuda güvenceli çalışan pek çok kadını kapı dışarı eden AKP iktidarı, ninelere İşsizlik Sigortası Fonundan maaş öderken, kadınların istihdamını arttırmayı mı düşünüyor Allah’ınızı severseniz. Ya sendika? 8 Martlardan 8 Martlara sizi hatırlayan, işçi kadına yönelik cinsiyetten kaynaklanan hiçbir soruna el atmayan Türk-İş, nine fonuna destek verirken sizi mi düşünüyor? O kadar parayı siz isteseniz, kreş açacağız diye verirler mi? Elbette hayır? Peki, patronlara verilen bu destekle patronlar daha fazla kadını güvenceli işlere alırlar mı? Hiç sanmıyoruz. Küresel ‘esnek zamanlı’ güvencesiz iş piyasalarında bizim gibi ülkelerde yaşayan yoksul, kadınların emeğine ihtiyaçları var. Kapitalist küresel ekonominin işlemesi için bizim bu şekilde çalışmamız uygun! Devletin yapmadığı çocuk bakım işlerini üç kuruşa ninelerimize devredecekler, onlara yaşlılık parası bağlamaktan daha kolay çünkü bu. Radikal dinciliği yükselterek, ırkçılığı pompalayarak, nasıl bize sokakları haram etmeye çalışıyorlarsa, kadın olarak haklarımızla çalışmamızı istemeyecekler. Fakat kadınlar onların durduğunu sandıkları noktayı çoktan geçtiler. Kısa vadede de uzun vadede de erkek egemenliğine ‘HAYIR’ diyen pek çok kadın var artık, ufukları dışında kaldıkları için iktidar sahibi adamların gözden kaçırdıkları...
Evrensel'i Takip Et