Tekstilden başka yapacağımız mesleğimiz yok
Tekstil sektöründe çalışan, hakkını aradığı için işten atılan Ayten Unay çalışma koşullarını ve işten atılış öyküsünü Ekmek ve Gül için yazdı.

Ayten UNAY
Sultangazi
Tekstilde çalışmak hayattaki en zor işlerden biri. Günde 12 saat çalışmak, bunun dışında da mesai yapmak... İşçiler özellikle de hem evde hem işte çalışan kadın işçiler nasıl dayanıyor bu tempoya, ertesi güne dinlenmeden nasıl tekrar işbaşı yapıyor düşünün siz de.
İş güvencemiz yok. Sağlık güvencemiz yok. Olsa da ne kadar yararlanabiliyoruz ki? Zor şartlarda çalışıyoruz, çalışmak zorundayız ve başka yapacak mesleğimiz yok.
Biz tekstilde çalışan kadınlar erkeklerle aynı işi yaparken bir de farklı ücret alıyoruz. En doğal hakkımız olan tuvalet hakkımız için bile dakika tutuluyor. Geç geldiğin zaman usta arkadan hemen birini yolluyor, “Çabuk söyle gelsin, yedeği bitiyor” diye psikolojik baskı yapıyor. Her koşulda çok çalışmak zorundayız. Hep yarış halindesin. Bant sürekli devam etmeli hiç ara vermemeli ki usta sana bağırmasın. Biz kadınlar daha çok birbirimiz anlıyor, yardım ediyoruz. Bu da arada gezen ustaya çaktırmadan yapıyoruz. Hasta olan arkadaşımızı idare ediyoruz. Tekstilde izin almak öyle kolay değil. İzin veriyor, doktora gidiyorsun, hemen seni arıyor. “İyiysen gel, çalış.” “İyi de ben rapor aldım” diyorsun telefonda, usta bağırıyor “Ulan ne raporu, senin bir şeyin yok. Senin işini kim yapacak.” Ve raporlu olduğun halde gidip çalışıyorsun. Ya da fırçayı yiyorsun, hem raporlusun hem de ücret kesiliyor. Ve buna katlanıyorsun.
HAKKIMI ARADIM İŞTEN ATILDIM
Katlanmak zorundayız çünkü bizi koruyacak bir yasa yok. İşçinin güvendiği tek şey SGK. Kanunlara göre sigortasız işçi çalıştırmak yasak. Ama çalıştığım işyerinde hiç haberimiz olmadan sigortamızı kesmiş, çıkışımızı vermişler. Sorduğumda işyerinin el değiştirdiğini söylediler. İşyeri şirket değiştirince bizi de makinelerle birlikte satmış. Yeni işverenin ne zaman sigorta yapacağını da bilmiyoruz. Bunu duyunca iş arkadaşlarımla konuşmaya başladım. Öğrendim ki birkaç sefer daha olmuş. Giriş, çıkış yapıyorlarmış. Ben bazı arkadaşlarla konuştum. Ancak işçiler çok sessizdi: “Ne yapalım, birkaç ay sonra yapacaklar.” Bense o kadar çok dillendiriyordum ki bu konuyu bazı arkadaşlar rahatsız olmuş ve beni şikayet etmişler. İşveren beni çağırdı. “Neden işçilerin kafasının karıştırıyorsun, neden toplantılar düzenliyorsun” diyerek bağırmaya başladı. Ben de sigorta istediğimi, haberimiz olmadan sigortalarımızı kestiklerini ifade ettim.
Ben işverene en doğal hakkımı istediğimi belirtirken o ise bana “Seninle çalışamayız, sen kadınların kafasının karıştırıyorsun, buna izin veremem” dedi ve işten çıkarıldım. Benimle birlikte bir arkadaşım daha işten çıkarıldı. Biz ‘hayır’ demesini bildik. İşyeri hakkında şikayetçi de olduk. Bir kadının tekstilde çalışması gerçekten zordur. Anasın, çocuğuna öğretmensin, kadınsın, eşsin, işçisin. Her şey olmak zorundasın. Ama kadın olmak güzeldir. Kadın olmak özgürlüğün simgesidir, dünyadır. Biz işçi kadınlar en güzel gülüşümüzle yürümeye devam edeceğiz. 8 Mart’a doğru hep birlikte yürümeye kız kardeşlerim.
Evrensel'i Takip Et