05 Mart 2017 02:06

1 yanlış kaç doğru götürür?

Yeşer Sarıyıldız, anons skandalının damga vurduğu Oscar Ödülleri’ni değerlendirdi.

Paylaş

Yeşer SARIYILDIZ

89. Akademi Ödülleri, yanlış ödül skandalıyla Oscar ya da sinemayla hiç ilgilenmeyen bir insanın bile aklında kaldı ve tarihe kazındı. Bir haftadır o ödülün nasıl yanlış verildiğini konuşuyoruz. Türkiye’de bizler, her kriz durumu sonrası teröristler oraya nasıl girmiş, darbe amaçlı nereden haberleşilmiş, tüfekle nasıl kaçmış, emir komuta zinciri nasılmış vs. gibi günlük hayatta hiiiiiç ihtiyacımız olmaması gereken konuları öğrendiğimiz için, hemen arka planı araştırdık. Bizdeki bilgi birikimine bak be, Oscar perde arkası da entrika mı yani, yalar yutarız. 

Hepinizin elbette bildiği gibi; bu işin sorumlusu 83 yıldır Oscar törenlerinin oylama işlerini yöneten PwC Denetim Şirketi’nin 32 yıllık çalışanı Brian Cullinan. PwC’nin yaptığı açıklama şöyle: “Cullinan, en iyi film ödülü zarfı yerine, yanlışlıkla en iyi kadın oyuncu ödülünün yedek zarfını Warren Beatty ve Faye Dunaway’a verdi. Hata oluştuğu zaman, durumu düzeltmek için protokoller, Cullinan veya partneri (Martha Ruiz) tarafından çabucak takip edilmedi.” 

Şirket de 32 yıldır bizimle bu adam dememiş, direk “Brian yaptı” demiş anlayacağınız. Brian kendini geceye ya da bedava şampanyaya kaptırmış olacak ki, bütün akşam perde arkasında ünlülerle fotoğraf çektirip Twitter hesabını coşturmuş ve sonrasında da tepkilerden çekinip birkaç tweet’ini silmek zorunda kalmıştı. 

İşte arkadaşlar, bu Brian yüzünden, bir haftadır gece boyunca yapılan protestoları ya da Meryl Streep’in elbisesini değil, yanlış ödül skandalını konuşuyoruz. Oysa ki, bu seneki Oscar mavi kurdelelerden, yapılan konuşmalara kadar bir Trump protestosuydu. O yüzden tam şu an, dünyanın en uyuz olunan adamı Brian’ı bir kenara bırakıp geceye geçiyorum.

Kırmızı halıyla başlayalım; çünkü resmen Bomonti’de perdeci tarafından kazıklanmış gibi görünen Scarlett’e “Kuzum sen kendine ne yaptın?” demeden devam etmemeliyiz. 89 yılın en sıkıcı kırmızı halısında, Hailee Steinfeld, Brie Larson, Emma Stone ve Taraji P. Larson kurtarıcı oldular. Karl Lagerfeld ve Meryl Streep arasındaki atışmadan sonra, 20. kez Oscar’a aday gösterilen Meryl Streep’in ne giyeceğini herkes aşırı merak ediyordu ve kendine çok yakışan bir tulumla karşımıza çıkıp kırmızı halıda poz vermeden törene ilerledi büyük sanatçı. Yine de kırmızı halıya damga vuran şey ne şıklıklar ne de rüküşlüklerdi. Herkesin dikkatini çeken şey Amerikan Yurttaş Hakları Birliği’ni (ACLU) desteklemek ve Trump’ın seyahat yasağını eleştirmek için takılan mavi kurdeleler oldu.

AKADEMİ’Yİ AZINLIKLARA AFFETTİRME TÖRENİ

Geçen yılki törenlerde Oscar’ın bir beyaz güzellemesi olduğuna dair yapılan eleştirileri, Akademi kabul etmiş olacak ki, bu seneki ödül töreni Akademi’nin kendisini azınlıklara affettirme töreni gibiydi.  

Bu sene ilk kez, siyahilerin oynadığı LGBT içerikli bir yapım “En İyi Film” ödülünü aldı.

Moonlight’ta oynayan Mahershala Ali, “En İyi Yardımcı Oyuncu” ödülüne sahip olan ilk Müslüman oldu.

“En İyi Yardımcı Oyuncu” ödülünü alan muhteşem oyuncu Viola Davis’in de beyaz olmadığı zaten gözler önünde. 

The Salesman filmiyle, “En İyi Yabancı Film” ödülü kazanan Farhadi, uzaya çıkan ilk İranlı kadın Anousheh Ansari vasıtasıyla muhteşem bir konuşma yaptı ve Trump’ın 6 ülkede uyguladığı göçmen yasağından bahsetti. 

Jimmy Kimmel da, ergen kızların “Jimmy sen muhteşem bir detaysın” şeklinde öveceği kadar başarılıydı. Sahneden Trump’a attığı “Uyanık mısın?” ve “Meryl selam söylüyor” tweet’leri gecenin en büyük aksiyonu olmalıydı. Ne yazık ki olamadı.

Onun yerine, günlerdir Oscar kartlarının dizaynının nasıl olması gerektiğini, La La Land yapımcısı Jordan Horowitz’in, koskoca 80 yaşındaki Warren Beatty’nin elinden kartı kabaca çekip almasını konuşuyoruz. Adam iyi ki Oscar’ı almamış, yaşlı başlı adama kriz yönetimi ve dürüst yapımcı ayağına nasıl davrandı öyle…

TRUMP’A GOL ATTIRMAK

Şüphesiz ki, böyle bir hatanın gecenin en sonunda olması, Trump’ın da ekmeğine yağ sürdü. İnsan keşke aradaki ödüllerden birinde olsaydı diye düşünmeden edemiyor. Jimmy Kimmel bu olayı türlü şakalarla unuttururdu. Olay en sonda ve en önemli ödülde patlayınca, Jimmy Kimmel da kendisini suçladığını ve batırdığını söyleyip “En azından birkaç güzel ekstra konuşma dinlemiş olduk” diye toparlamaya çalıştı. Gerçekten en çok Jimmy Kimmel’a üzülüyor ve onunla empati kuruyorum. Adam hiç kontrolünde olmayan bir hatayı üstlenmek ve toparlamaya çalışmak zorunda kaldı.

Biz bu sırada kendi aramızda sürekli yorumlar yapıp Trump ne diyecek diye beklerken, Trump da sonunda konuştu ve üzgünüm ama söylenebilecek en mantıklı şeyi söyleyerek asıl Oscar’ı kaptı. Breitbart News’e yaptığı açıklamada “Sanırım siyasete o kadar çok odaklandılar ki, finalde birlikte hareket etmediler. Bu biraz üzücüydü. Oscar’ların şıklığından uzaktı. Göz alıcı bir gece gibi hissettirmedi. Bu şekilde bitirmek son derece üzücü” dedi. 

Hepimiz “Ey Akademi, sen daha ekmek kaç para bilmezken, koskoca ABD başkanıyla uğraşmaya kalkarsan, başına bu gelir işte. Benim bir cevap vermeme gerek yok, cevap kendiliğinden geldi.” diye başlayan ve en az 23 dakika süren bir açıklama yapmasını, konuşma sonunda kendisiyle röportaj yapan habercinin sigara paketini almasını beklerken; lafı çok dolandırmadan, net ama durumu da abartmayan bir açıklama yapmak, onun kazanan olmasını sağladı ve resmen krizi fırsata çevirmiş oldu. Trump’ın sopası yok mudur bilinmez, ama maalesef artık bir Oscar kazananı olduğu aşikar. 

Hepimize geçmiş ve Brian, sana yazıklar olsun.

ÖNCEKİ HABER

Rahatsızız, rahatsızsınız, rahatsızlar

SONRAKİ HABER

1489’dan Özlem’i çıkartmak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa