08 Mart 2017 22:44

Demokrasinin nefes almasını sağlayacağız

İzmir Balçova'da park bahçe işçileriyle referandumu konuştuk. İşçiler tecihlerini demokrasinin nefes almasından yana kullanacaklarını söyledi.

Paylaş

Koray YETİŞ
İzmir

Balçova İnciraltı’nda çalışan park bahçe işçileri ile referandumu konuştuk. İnciraltı’ndaki bütün yeşil alanların bakım ve temizliğinden sorumlu olan işçiler 30 kişilik bir atölye gibi çalışıyor. Daha önceleri mevsimlik 3-5 ay gibi sürelerle çalışırlarken uzun mücadele sonunda sendikalaşarak Büyükşehir Belediyesine bağlı kurulan şirkette taşeron işçi olarak çalışmaya başlamışlar. Başkanlık tartışmaları diğer illere oranla daha sönük geçiyor. Daha çok,‘hayır’ın nedenleri üzerinde süren bir tartışma sürüyor işçiler arasında.

EVET KARDEŞLİĞE ZARAR VERİR

Hüseyin Güven 2007’den beri park bahçelerde çalışıyor. CHP’de bir dönem gençlik kollarında çalışmış. Balçovalı olması nedeniyle “Girip çıkamayacağım MHP’li, AKP’li evi yok buralarda” diyor. Hepsine referandumda neden hayır demeleri gerektiğini anlattığını söylüyor daha biz soru sormadan ve devam ediyor: “Değişiklik istenen maddelerin ülkemizin bütünlüğünü böleceği endişesini yaşıyorum. Hem bu maddeler halkların kardeşliğine zarar verecektir. Bu güne kadar yapılan KHK’ler ile STK’lerin kapatıldığını muhalefetin susturulmaya çalışıldığını gazete ve TV’lerin kapatıldığını gördük. Bu değişikliklerden sonra sendikalarımızın kapatılmayacağını nereden bilebiliriz. Dünyanın her yerinde uçağı bile 2 pilot kullanırken ‘kandırılan’ bir cumhurbaşkanına nasıl güvenip bu ülkeyi verebiliriz. Ben bu yüzden hayır diyorum”.

Park-Bahçe işçilerinin eskilerinden olan 2008 girişli Ertan, Roman mahallesi Mortakya’da, resmi adı ile söylersek Ege Mahallesinde oturuyor. Arkadaşlarının biraz da, “Bu ‘evetçi’ bununla konuş” diye yaptığı baskıdan kaynaklı “Kararsızım ben” diyor.

AKP’nin yaptığı Roman açılımı toplantısına da katılmış. “Ama değişen bir şey olmadı hayatımda. Bu açılımlar aslında bizi ayrıştırıyor. Zihniyet değişmedikten sonra biz hiçbir şeyi değiştiremeyeceğiz” deyip olabildiğince kısa kesiyor sohbetimizi.

SENDİKAL ÖZGÜRLÜKLER İÇİN

İsmini vermek istemeyen işçilerden biri de sendikal özgürlüklerin için hayır dediğini ifade ederek, şöyle devam edi-yor: “Tek adamlık, padişahlık 100 yıl öncede kaldı. Atatürk’e verilmeyen hakları neden verelim ki. Hayır diyen herkesi PKK’lı ilan ediyorlar. Çoluk çocuğumun geleceği için hayır diyorum.”

‘HAYIR’I GÜÇLENDİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Zeynel Abidin park bahçelerde çalıştığı bölümde Genel-İş işyeri temsilcisi. Buca’da oturuyor ve buradaki Alevi derneğinin yönetiminde bulunuyor.

“Ben aslında 3 kimlikli bir vatandaşım. Hem ezilen bir işçi, hem 1400 yıldır ezilen Alevilerin bir hizmetkarı, hem de ezilen bir vatandaşım. 3’ü ile de ‘hayır’ diyorum” diyen Abidin, şöyle devam etti: “Tayyip Erdoğan’ın başkanlık gibi bir sıkıntısı olmamalı. Zaten darbe bahanesi ile başkanlığını ilan etti. Şimdi yasal zemine oturtmaya çalışıyor. Ama biz buna engel olacağız. Genel-İş Sendikası olarak yaptığımız çalışmalar var. İşyeri komitelerinde olan arkadaşların bir bölümü afiş yapıyor, metro ve kalabalık yerlerde bildiri dağıtıyoruz. Bu işlerden sonra ise feribot ve vapurlarda da yolculara başkanlık sistemine karşı çıkılması ve ‘hayır’ denilmesi yönünde konuşmalar yapmaya başlayacağız. Bunun bir parti seçimi değil, kimliklerin ve demokrasinin nefes almasını sağlayacak bir seçim olduğunu anlatacağız.”

ÖNCEKİ HABER

Bize ait olanları kaybetmemek için!

SONRAKİ HABER

Gazeteci Sedat Sur serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa