09 Mart 2017 23:31

Mısır’da grevler ve tarihin ilk grevi

Mısır, Arap halklarının mücadele tarihi açısından çok önemli olaylara; grevlere ve ayaklanmalara sahne oldu.

Paylaş

Nasır NAZAL
Ali KARATAŞ
Demir ÇALIŞKAN

Tahrir Meydanı’nı 2011 yılında dolduran kalabalıkların “ekmek, özgürlük ve sosyal adalet” sloganlarıyla inlettiği Mısır, diğer Arap ülkeleri arasında hem bu hareketin niteliği hem de Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesine yol açan ayaklanmayı besleyen tarihsel arka planıyla ayrılıyor.

Şüphesiz Mübarek rejiminin sonunu getiren halk hareketini anlayabilmek için Mısır’ın çalkantılarla dolu tarihini de unutmamak gerekiyor. Uygarlığın beşiği sayılan Mısır’ın bu Tarihi, efsanevi Lideri Cemal Abdülnasır liderliğinde Arap milliyetçiliğinin bayraktarlığını yapması ve Arap-İsrail savaşları çerçevesinde dönen siyasi gelişmeler çerçevesine sıkıştırılarak düşünülmemeli.

Nitekim Mısır, Osmanlı’nın ülkedeki varlığının son dönemlerinden itibaren, Arap halklarının mücadele tarihi açısından çok önemli olaylara; grevlere, ayaklanmalara sahne oldu. Buna ufak bir örnek verecek olursak Mübarek’in devrildiği ayaklanmada Tahrir Meydanı ön plana çıkartılsa da başta sanayi kenti Mahalla el Kubra’daki işçi eylemleri ve grevler, hareketin başarıya ulaşmasında çok büyük etkendir. Ki Mahalla sadece Tahrir Devrimi sırasında değil daha önce de kitlesel ve ses getiren önemli işçi grevlerine sahne oldu.

TARİHİN İLK İŞÇİ GREVİ

İnsanlığın tarihsel gelişimi ve derin uygarlığı açısından sadece Arap medeniyeti içerisinde değil, insanlık tarihi açısından çok farklı ve önemli bir yere sahip olan Mısır, birçok kaynağa göre bilinen en eski ve ilk işçi grevinin de görüldüğü yer.

Kaynaklara göre bu ilk grev milattan önce 1150’lerde gerçekleşti. Bu dönemde Antik Mısır’da iktidarda, bölgeyi 1183-1152 yıllarında yöneten 3. Ramses bulunmaktaydı. İşçi grevi, şu an ülkenin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Luksor kentinde yaşandı. Sebebi ise 3. Ramses’in giriştiği uzun savaşlar neticesinde işçilerin ücretlerinin ödenmemesi ve yaşanan buğday sıkıntısıydı.

Ücretleri ödenmeyen ve hakları olan buğday kendilerine verilmeyen işçiler başladıkları bu grevi yaklaşık bir ay sürdürdüler. Taleplerinin bir kısmı karşılanan işçiler, bütün haklarının verilmesi için 3. Ramses veya Veziri To ile görüşmek için ısrar ettiler.

İKİNCİ BÜYÜK GREV

Mısır tarihinin en çok ses getiren ikinci büyük işçi grevi ise 1882 yılının mart ayında Port Said Limanı’ndaki kömür boşaltma işçilerinin başlattığı grev oldu. Bu grev, ‘Arap devrimi’ olarak bilinen Ahmed Urabi Paşa liderliğindeki ayaklanma sırasında meydana gelmesi açısından da önemli.

İşçilerin bu grev sırasında iki büyük talepleri oldu. Yabancı şirketlere karşı başlatılan grevdeki ilk talep ücretlerin doğrudan işçilere ödenmesiydi. Çünkü o dönemlerde bu tip işletmelerde ücretler işçilere, aracılar veya işçi çalıştırma ofisleri aracılığıyla ödeniyordu ve bu da başka türlü bir sömürüye yol açıyordu.

İkinci talepleri ise ücretlere zam yapılmasıydı. Ancak bu iki talepten sadece ilki karşılık buldu. Yine de grev, Urabi Paşa ayaklanmasının daha da büyümesine ve genel itibariyle işçilerle yabancı şirketler arasındaki krizin derinleşmesine neden olması bakımından önemli.

İLK İŞÇİ ÖRGÜTLENMESİ

1899 yılının aralık ayında, sigara sarma sektöründe çalışan işçilerin başlattığı grev ise, Mısır’daki sendikal faaliyetler açısından bir dönüm noktası olmuştur. 3 ay süren grevin sonunda Mısır işçi sınıfı, mücadele tarihi bakımından bir sıçrama yaşadı. Grev, “Sigara Saran İşçiler Derneği”nin kurulmasına yol açtı. Bu yüzden Mısır işçi sınıfı, daha sonraki örgütlü mücadelesi bakımından bu greve çok şey borçludur.

İdam edilen grevci işçi gençler Hamis ve el Bakari

GENÇ İŞÇİLERİN İDAMI

Ağustos 1952 yılındaki Kefr el Devvar işçilerinin büyük grevi ise çok kötü olaylarla sonuçlandı. Greve müdahale sırasında ateşlenen silahlardan çıkan kurşunlarla üç işçi, iki asker ve bir polis öldü. Onlarca kişi de yaralandı.

Bu olaylar sonucunda başlayan mahkemelerin birinin kararı ise Mısır tarihinde çok tartışılacak bir karardı. Söz konusu mahkeme, Mustafa Hamis ve Muhammed Abdurrahman el Bakari adlı iki genç işçinin idamına karar verdi. İdam edilen işçilerden Mustafa Hamis 18 yaşındaydı. Bazı kaynaklar ise Hamis’in daha 17 yaşında olduğunu söyler. El Bakari ise 20 yaşını doldurmamıştı.

İki genç işçinin idamından sonra Mısır işçi hareketi bir korku ve gerileme dönemine girdi. “Hamis ve el Bakari olayı” olarak bilinen bu vakada dikkat çekici noktalardan biri de mahkemelerde yargılanan yüzlerce işçinin arasında 11 yaşında bir çocuk işçinin de olmasıydı. O dönemde işçi hareketini tekfir etmeye vardıracak kadar sert tutum takınan Müslüman Kardeşler teşkilatının bu olaylarda rejimin yanında yer alması da dikkat çeken bir diğer nokta oldu.

YAPAY GREVLER

1954 mart ayının büyük grevleri ise suni grevler olarak tarihe geçti. Bu dönemdeki yaygın ve kitlesel grevler Cemal Abdülnasır’ın Muhammed Necip’e karşı başta nakliye işçileri Sendikaları Birliği ve diğer sendikaların iş birliğiyle gerçekleşti.  Amaç Necip’i devirmekti.

Bu grevler, ülkede demokrasiyi inşa etmek için alınmış olan 25 Mart kararlarının askıya alınmasıyla sonuçlandı. Grevlerin yol açtığı en büyük zararlardan biri, işçi sendikalarının giderek devlete daha fazla tabii olmasıydı. Sonuçlar arasında tabii ki, özgürlüklerin ve sendikal faaliyetlerin daha fazla kısıtlanması da vardı.

ÖNCEKİ HABER

Farklı dillerde barışa ağıt

SONRAKİ HABER

‘İşimizi geri istiyoruz’ demek gözaltı sebebi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa