17 Mart 2017 11:17

Akademisyen ve sendikacılardan emekçilere 'Hayır' çağrısı

Aralarında Prof. Dr. Korkut Boratav ve Prof. Dr. İzzettin Önder'in de bulunduğu akademisyenler 'birlik, mücadele ve dayanışma' çağrısı yaptı.

Paylaş

İstanbul ve Ankara’da bir araya gelen akademisyen ve sendikacılar, işçi ve emekçileri referandumda ‘hayır’ demeye çağırdı.

Aralarında Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Doç. Dr. Murat Birdal gibi isimlerin de imzacı olduğu çok sayıda akademisyen tarafından açıklanan metinde, AKP’nin referandumdan sonra işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarını yok etmeye hazırlandığına dikkat çekildi.

İstanbul’da 178 akademisyen ve sendikacının imzacı olduğu “Birliğe, mücadeleye ve dayanışmaya" çağrısı Taksim’de bulunan Makina Mühendisleri Odasında okundu.

MEHMET FATİH TRAŞ DA İMZALAMIŞTI

Metni, barış bildirisine imza attığı için Çukurova Üniversitesi tarafından sözleşmesi yenilenmeyen ve bunalıma girerek intihar eden Mehmet Fatih Traş’ın da hayatına son vermeden önce imzaladığı belirtildi. Akademisyen Atilla Özsever tarafından okunan metinde işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaştığı ifade edilirken, bir ekonomik krizin de yaklaştığına dikkat çekildi.
Birleşik Metal-İş Sendikasının Asil Çelik ve EMİS grevlerinin yasaklandığını hatırlatarak konuşmasına başlayan Özsever, “Bu grev yasakları basit birer grev yasağı olmayıp doğrudan sendikaları etkisizleştirme, temsil özelliğini ortadan kaldırma ve onları sıradan bir derneğe dönüştürme müdahalesidir” dedi.

TAŞERONLUK GENELLEŞTİRİLİYOR

Türkiye’nin adım adım bir ekonomik krize doğru sürüklendiğini söyleyen Özsever, “Kiralık işçilik yasası, özel istihdam büroları emek gücü piyasasını esnekleştiren uygulamalar olarak kanunlaştı. Bu uygulamaları kıdem tazminatının kaldırıp fona devredilmesiyle tamamlamak istiyorlar. Taşeron çalıştırma sorunu çözüme kavuşmadığı gibi hem kamuda hem de özel sektörde kiralık işçilikle birlikte farklı adlar altında taşeronluk genelleştiriliyor” diye konuştu.

KRİZE CAN SİMİDİ

“Krizde sermayeye can simidi olması için fonlar kurulmaya başlandı bile” diyerek konuşmasına devam eden Özsever şöyle devam etti: “Ulusal Varlık Fonu, halkın cebinden alıp krize düşen şirketleri kurtarmak için oluşturuldu. Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi ise 1 Ocak 2017’de yürürlüğe girmiştir. Hem işçileri hem de kamu çalışanlarını yakından ilgilendiren bu uygulama da yine kıt kanaat geçinen emekçiyi zorla tasarruf ettirmeye ve gerek kamusal gerekse bireysel emeklilik şirketleri aracılığıyla Hazine’ye ve sermayeye kaynak aktarmaya yönelik.”

İŞÇİ VE EMEKÇİLER HAZIRLIKLI OLMALI

Kıdem tazminatının fona devri tehlikesine, iş cinayetlerinin arttığına dikkat çeken Özsever, “Sermayenin krize ve sertleşeceği görülen mücadeleye yönelik sistemli ve örgütlü bir hazırlık yaptığını gözlemlediğimiz bu dönemde aynı hazırlığın hatta fazlasının işçi sınıfı ve emekçiler tarafında da olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

İŞÇİLER ‘HAYIR’ DEMELİ

Özsever, referandum sürecine de şu sözlerle dikkat çekti: “Nihayet, ülkenin kaderini derinden etkileyecek bir referandumun arifesinde, yeni düzenlemelerin sermayenin sömürü ve baskısını dizginsiz hale getirecek bir istibdat rejiminin inşası anlamına geleceğini saptayarak, işçi sınıfı ve emekçilerin menfaatlerini esas alan bir yaklaşımla sermayenin tek adam diktasına dayalı baskı ve zulüm rejimine hayır demek gerektiğini vurguluyoruz.”

TOPLANTIYA KATILAN BİLİM İNSANLARININ MESAJLARI

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu: Emekten yana olan 178 kişinin imzaladığı bildiri ortak irademizi yansıtıyor. 16 Nisan’da özgürlükler insan hakları için hayır demek zorundayız ama emekten yana olan insanların vahşi sömürüye karşı bir ‘Hayır’ı olacaktır. İşsizlik rakamları yüzde 12’nin üzerine çıktı. 4 kişiden birine iş bulundu. Eğer tek adam rejimine bir evet çıkarsa emek sömürüsünü derinleştiren, KHK rejiminin sürekli olmasına neden olacaktır.

Prof. Dr. Sungur Savran: Metinde ifade edilen patronların hükümetinin uygulamalarıdır. Bu iktidara dizginsiz bir yönetim olanağı tanımak için yapılan referandumun arifesindeyiz. Bu imza metni aynı zamanda işçi sınıfının savunusu. Türkiye’nin siyasi rejimiyle ilgili çalışma hali olarak görülüyor. Kapitalistlerin patronların yanında olduğunu ve buna karşılık işçilerin karşısında olduğunu anlatmak için yeni bir şey söylemeye gerek yok. Tarihin en büyük istihdam seferberliği işçinin brüt ücreti ile net ücreti arasında bulunan farkı devlet patrona veriyor. Referandumda hayır kullanmakla görev tamamlanmış olmaz. İster evet ister hayır çıksın bu mücadeleye devam etmek gerekir.

Dr. Arif Koşar: Türkiye’de düşük ücret, grev yasağı, ağır sömürü var. Tüm bu zorlukları yaşayanlara, toplumun neden bu durumda olduğunu anlatmak isteyen akademisyenler tehdit altında. Türkiye’de onurlu aydınlar işçi sınıfının yanında bu yüzden hedefte. Bu, demokrasi için emek için yapılan bir çağrıdır. (İstanbul/EVRENSEL)


ANKARA’DA DA OKUNDU

Türkiye’nin ekonomik durumunda  işçi ve emekçilerin sorunlarına dikkat çekmek için bildiri hazırlayan aydın,  akademisyen ve sendikacılar, bildirilerini Ankara’da da basın toplantısıyla duyurdu. Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Şubede gerçekleşen toplantıya Kaya Güvenç, Oğuz Oyan, Ali Rıza Aydın ve Burcu Kaya katıldı. Bildiriyi Kaya Güvenç’in okumasının ardında konuşan Oğuz Oyan, Renault fabrikasında sendika seçme hakları gasbedilen işçiler özelinde konuştu. Renault’da yaşanan durumun Uluslararası arenaya taşındığını söyleyen Oyan, “İngiltere ve Fransa’dan sendikacılar Türkiye’ye gelerek Renault fabrikasındaki işçilerin sendika seçme haklarının gasbedilmesine tepki gösterdiler. Türkiye’deki işçilerin bu haklarının gasbedilmesinin ileride kendi başlarına da gelebileceği kaygısını yaşayan yabancı sendikacılar buradaki işçilerin yanında oldukları mesajını verdiler” dedi. Önümüzdeki referandumda işçilerin neden ‘hayır’ demesi gerektiğine değinen Ali Rıza Aydın ise 12 Eylül Anayasası’yla işçilerin grev hakkı resmen kullanılamaz duruma getirildi. Eğer önümüzdeki referandumda ‘evet’ çıkarsa işçiler bu hakkını hiç kullanamayacak ve şu an Bakanlar Kurulunun elinde olan grev ertelemesi cumhurbaşkanının elinde olacak” diye belirtti. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İHD Şube Başkanı Bilici'nin serbest bırakılması istendi

SONRAKİ HABER

Kolcuoğlu: Sazlıdere Barajı, hafriyat atıklarıyla dolu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa