Geleceğimizin inşası için herkes elini taşın altına koymalı
Gebze'den bir grup Kroman Çelik işçisi, işçilerin geleceğinin birlikte inşası için tüm işçileri birlik olmaya çağırdı.
Bir grup Kroman Çelik işçisi
Gebze/Kocaeli
Önümüzdeki süreç biz metal işçileri için son derece önemli gelişmeleri barındırıyor. Sizlerle fabrikamızdaki tartışmalar ışığında işçi arkadaşlarımızın düşüncelerini paylaşmak istedim.
Çalıştığımız fabrika Gebze’de Birleşik Metal’e bağlı bir döküm fabrikası. Ağır sanayi iş kolunda olduğumuz için her sözleşmede beklentimiz diğer fabrikalara göre hep daha fazla oluyor. İşyerimiz yoğun bir üretim içerisinde, çevremizdeki fabrikaların birçoğu işten çıkarma ve ekonomik sıkıntı yaşarken, bizim işyerinde böyle bir sıkıntı olduğu söylenemez. Arkadaşların çoğunluğunun bu dönem TİS’in iyi bir şekilde sonuçlanacağına inançları var. İşyerindeki üretimin iyi olması ve son süreçte yapılan TİS’lerin iyi geçmesi (ERDEMİR, EMİS sözleşmesi) anlatılarak MESS sözleşmesinin bunun altında olmayacağı söyleniyor.
Diğer yandan bazı işçi arkadaşlarımız “Bu hükümet başta olduğu sürece bizlerin iyi bir TİS yapmasının imkansız. Hele bir de referandumda başkanlık sistemi gelirse bırakın ücreti, elimizde kalan tüm haklarda gidecek” düşüncesinde. AKP Hükümetine oy vermiş olan işçi arkadaşlarımız ise daha önce grevimiz yasaklandığını ve hükümetin tutumunu bildiği, başkanlık sisteminde TİS’in daha zor geçeceği kaygısını duyduğu halde sadece sendikayı eleştirerek süreci izah ediyor. Sayıları az da olsa bazı işçiler bu dönem Türk Metal Sendikası’nın da bu sözleşmeye iyi hazırlanacağı, grev olduğunda onların da katılacağı, böyle olunca da TİS’in bizler için iyi sonuçlanacağı kanaatini taşıyor. Tüm bu tartışmalar aslında biz metal işçilerinin yaşadığımız tecrübeler üzerine kendiliğinden oluşmuş bir bilincin görüntüsünü ortaya koyuyor.
Değerli işçi arkadaşlar, tüm bu tartışmalar haklılık içeren tartışmalar olarak ele alınabilir. Fakat bizler bu sürecin öznesi, parçası olduğumuz fikrini asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Bu ortaya konan değerlendirmeler, beklenticilik havasının hakim olduğunu, kendimizi bu sürecin dışında bıraktığımızı gösteriyor.
Bizler işçi olarak, geleceği için mücadele ediyor, insanca yaşamayı arzuluyorsak; bunun önündeki engelleri net şekilde ortaya koyup ortak bir mücadelenin adımlarını atmalıyız. Önümüze çıkacak engelleri görüp şimdiden gerekli tedbirleri almalıyız. Bu sadece TİS için geçerli değil. Geçen gün çalışma bakanının iş adamlarına referandumdan sonra kıdem tazminatlarının fona devredilmesi konusunda söz verdiğini kulaklarımızla duyduk.
Sürekli klasik bir cümle kullanırız, önümüzdeki süreç zor geçecek diye, artık varlıkla yokluk sürecine girdiğimizi düşünüyorum. Olabilecekleri görüp bir şey yapmazsak, yarın kimsenin sızlanmaya hakkı yok. Bizler yarın grevimizin yasaklanacağını biliyoruz, kıdem tazminatlarımızın kaldırılacağını biliyoruz, kiralık işçi bürolarının tüm çalışma hayatımızı mahvedeceğini biliyoruz, sendikalarımızın ortadan kaldırılacağını biliyoruz. Başkanlık sisteminde bu saldırıları daha kolay yapacaklarını da biliyoruz.
O zaman bunları durduracak adımları atmalıyız. Bizler kaderimizi ne hükümete, ne tek adama, ne sermayeye, ne de satılmış sarı sendikalara bırakabiliriz. Huzur dolu bir ülkeyi ve geleceğimizi birlikte inşa etmek için herkes elini taşın altına koymalı. Kolay gelsin diyerek herkesi selamlıyoruz.