Kartal'da ibre 'hayır'ı gösteriyor
1 Kasım seçimlerinde AKP'nin yüzde 44 oy aldığı Kartal'da referandumun nabzını tuttuk.
Şerif KARATAŞ
İstanbul
İstanbul’un Kartal ilçesi, adını Bizans döneminde Aydos Tepesi’ne verilen ve kartal anlamına gelen ‘Aetos’tan alıyor. Denize kıyısı olan ilçe 1947 yılında endüstri bölgesi ilan edildi. 1990’lı yılların başına kadar önemli bir sanayi havzasıydı. ’90’lı yıllarla birlikte sanayiinin ağırlıklı olarak Gebze’ye taşınmasıyla işçi semti olma özelliğini kaybetmeye başladı.
Özellikle son yıllarda çok katlı inşaat çalışmalarının harıl harıl sürdüğü Kartal’da ev fiyatlarının yüksek olması ve kiraların giderek artması işçi ve emeklilerin burada yaşamasını güçleştiriyor. Emekliler memleketlerine ya da bütçelerine uygun yerlere taşınırken, işçiler ise ağırlıkla Gebze tarafına yerleşiyor.
Kartal’da yaşayanların profili yavaş yavaş değişse de referandumun nabzını tutmak için dolaştığımız mahallelerde ağırlıkla emekliler ve işçilerle karşılaştık. Atalar, Soğanlık, Orta, Gümüşpınar, Yakacık ve Cumhuriyet Mahallelerinde kahveleri gezdik. Kartal’da referandumun ibresi ‘hayır’dan yana görünüyor. “Hayır” diyenlerin en temel itirazı “tek adam”lığa. Getirilmek istenen sistemin ülkeyi karanlığa götüreceğine inanıyorlar.
‘TEK ADAMLIK VAR!’
İlçe merkezinde belediye binasına yakın bir kahvedeyiz. Öğle vakti olduğundan masaların bir bölümü dolu. Ömer Şahin, Mehmet Çelik, Niyazi Yanmaz ve Hikmet Aldemir bir masada okey oynuyor. Hepsi emekli, Hikmet Aldemir servis şoförlüğü yapıyor. Dördü de referandumda “hayır” diyecek. Daha çok Ömer Şahin konuşuyor. “Tek adamlık var, bundan başka gerekçeye de gerek yok” diyor.
Şahin ve Yanmaz Gümüşhaneli, diğer ikisi Erzincanlı. “Türkiye ne zaman sıkışsa bir Erzincanlı başbakan buluyor” diyerek arkadaşlarına takılıyor. ANAP döneminde Turgut Özal cumhurbaşkanıyken Yıldırım Akbulut’un başbakan olmasını hatırlatıyor. Henüz Hollanda krizi yaşanmamıştı bu haberi yaparken, ama Almanya ile gerilim vardı. Düşüncelerini sorduğumuz Şahin, “Menfaatin ve çıkarın olduğu sürece sen o ülkenin dostusun. Bunun için bunların her şeyi yapması doğal gibi geliyor. Eskiden beri böyle” diye yanıt veriyor.
Başbakanın “Evet çıkarsa ‘terörü yok edeceğiz” açıklamasını hatırlatan Hikmet Aldemir, “15 senedir yok etmemişsin, şimdi nasıl edeceksin?” diye soruyor. Mehmet Çelik de bulunduğu mahallede hayır diyenlerin oranının daha ağır bastığını söylüyor.
HALKI BİRBİRİNE DÜŞÜRÜYORLAR
Başka bir masada kağıt oynayan Karslı gençlerin yanına geçiyoruz. Pazarcılık yapıyorlar. Tercihleri ‘hayır’. Çok da konuşmak istemiyorlar. Aralarında Kürtçe konuşuyorlar. İçlerinden biri Kürtlere karşı olan ön yargıdan şikayetçi.
Dışarı çıkıyoruz, kapının önünde çay içen gençler var. Belediyede taşeron işçi olarak çalışan gençler, isimlerini vermek istemiyor. Onlar da ‘hayır’ diyor. Anayasa değişikliğinin memleketin sorunlarını çözmeyeceğini düşünüyorlar. Gençlerden biri konuşuyor, diğerleri gülerek “Sözcümüz o” diyor. “En iyi yorumu halk sandıkta yapar” diyen genç, siyasetçilerin ötekileştirici dilinin halkı birbirine düşüreceğini düşünüyor ve bu yüzden “referandumun bir an evvel aradan çıkmasını” istiyor.
TEPKİ OLARAK 'EVET' DİYECEK
Atalar Mahallesi’nde uğradığımız kahvede cuma namazına gideceğini söyleyen biriyle ayak üstü konuşuyoruz. MHP ile DSP’nin hükümet kurmasından sonra “devrimciliği” bırakmış! Şimdi ise MHP’nin anayasa değişikliğini desteklemesine karşın tercihi ise ‘evet’ten yana.
Arif Adaga da “evet” diyeceğini belirtiyor. CHP’li Kartal Belediyesine bir mağduriyeti nedeniyle yaptığı başvuru sırasında rencide edildiğini söylüyor ve tepki olarak “evet” oyu vereceğini anlatıyor.
Aynı kahvede bir masada kağıt oynayan dört emekli de “tek adamlığa karşı” hayır diyeceklerini ifade ediyor. Zira hepsi yapılmak istenen değişikliğin ülkeyi daha kötüye götüreceği konusunda hemfikir.
‘VAR OLAN DA SİLİNMEK İSTENİYOR’
Aydos Tepesi’nin eteğindeyiz. Boş alanda camiye yakın bir yerde ‘evet’ çadırı kurulmuş. Öğle vakti olmasına karşın çadırda kimse yok. Soğanlık Kültür Merkezinin kafesinde Trabzonlu iki arkadaşla sohbet ediyoruz. Biri Kartal Belediyesinde çalıştığı için isminin yazılmasını istemiyor. Ona göre, anayasa değişikliği maddelerinde halk yararına hiçbir şey olmadığı için ‘evet’ propagandası “FETÖ buna hayır diyor, PKK hayır diyor. HDP hayır diyor. O halde evet dememiz lazım” söylemi üzerine kuruluyor. Buna karşın muhalefettin üzerine düşeni yapmadığını, topu taca attığını düşünüyor. Sellahattin Kudu da aynı fikirde; özellikle ana muhalefet olan CHP’nin referandum kampanyasının görünür olmamasını eleştiriyor. “Bir ülkenin yok edilişi, bir kişinin kurtuluşu.” Anayasa değişikliğini böyle tanımlıyor Kudu. “Biz demokrasiyi savunan kişileriz. Demokrasinin ortadan kalkması, insan haklarının, ki Türkiye’de olduğu söylenemez, ama var olanın da silinip süpürülüp çöpe atılmasıdır” diyor.
‘GELECEĞİ DÜŞÜNEREK OY KULLANSINLAR’
Gümüşpınar Mahallesi’nde uğradığımız bir kahvede sohbet ettiğimiz Vedat Kadıoğlu da “Tek adam yönetiminin ülkenin geleceği için doğru olmadığını” söylüyor. “Bu parti seçimi değil” diyen Kadıoğlu, ülkenin geleceğini düşünerek oy kullanılmasını istiyor. Emekli Mehmet Cengiz de, yönetimin tek elde toplanmasına karşı olduğu için “hayır”diyecek.
Kağıt oynanan, seyircisi bol bir masaya yanaşıyoruz. Diğerlerine göre daha genç olan “hayır” diyeceğini belirterek giriyor söze ve devam ediyor: “Geleceği, çoluk çocuğu düşünerek oy kullansınlar. Maddelerin çoğuna baktım. Tüm yargı ve yürütme hepsini bir kişiye bağlıyor. Kendisinin atadığı kişiler kendisine zarar vermeyeceğine göre... Bir madde bile hayır demeye yeterli, diğerlerine bakmaya gerek yok.” Seyircilerden biri ise geçmişte kızının yaşadığı türban mağduriyetinden dolayı “evet” diyecek. Hemen yanında oturduğum emekli de ‘evet’ oyu verecek. Gerekçesini soruyorum, hayatından memnun olduğunu söyleyip “şükür” diyor.
Sedat Oflaz ve Bülent Biçici iki emekli arkadaş. Biçici kararsız. Oflaz ise kararını çoktan vermiş, “Tek adam sistemine karşıyım, hayır diyeceğim.” “Emekliye 30 lira zam yapıldı. 30 lirayı ben ne yapayım!” diyen Oflaz, televizyondaki tartışma programlarına ‘hayır’ diyenlerin pek çıkartılmadığına işaret ederek, böyle bir referandumun OHAL’de yapılmasının yanlış olduğunu belirtiyor.
Cumhuriyet Mahallesi’nde Divriği Derneğinin lokaline uğruyoruz. Çok kalabalık sayılmaz. Hepsinin tercihi aynı, tek adama karşı “hayır!”
‘SAMANLA, BUĞDAYLA OLMUYOR, TANKLA TOPLA TÜFEKLE OLUYOR’
Gümüşpınar’da ikinci el eşya satan bir dükkanın önünde oturanlarla sohbete girişiyoruz. ‘Evrensel gazetesi’ deyince içlerindeki cüppeli bir genç, “Komünist gazete” diyor. Bir süre komünizm tartışması yapılıyor. Genç cüppeli misafirinin olduğunu söyleyip gidiyor. Yaşlı bir cüppeli “Gerekçesiz olarak evet diyeceğini” söylüyor. Yanında oturan da gülerek “Gerekçesiz hayır diyeceğini” ifade ediyor.
Yaşlı cüppeli koalisyonların ülkeyi ileri götürmeyeceğini söyleyerek, hükümeti eleştirenleri suçluyor: “Muhalefet ülke için bir çivi çakmadı. Kendi roketimizi, helikopterimizi, tankımızı yapıyoruz.” Başka biri “Ama motorlar başka ülkeden geliyor” dese de “Önceden yapamıyorduk” diyerek savunmasını sürdürüyor. Köprülerin hepsinin yabancı ortaklı yapıldığını, bunun halka faturasının çok ağır olacağını söylemesi üzerine yaşlı cüppeli yine itiraz ediyor; “Yap işlet devret yapılıyor. Bugün geçmezse yarın öbür gün köprüden geçmek zorunda...” Ona mahallede ortalama ev kirasını soruyoruz, 1000-1200 liradan başladığını söylüyor. “Asgari ücret ne kadar?” deyince biraz düşünüyor. 1400 lira olduğunu hatırlatıyoruz, itiraz sürüyor: “50 sene önce asgari ücret nasıldı? 10 sene önce nasıldı?” Türkiye’nin samanı bile ithal eden bir ülke haline geldiğini hatırlatmamız üzerine, “Samanla, buğdayla bu işler olmuyor. Tankla topla tüfekle oluyor. Nohuttan, fasulyeden bahsetme” diyor.
Sohbetin başından ayrılan genç cüppeli geri geliyor. Ses kaydının açık olduğunu belirttikten sonra, hükümeti eleştirenlere Kürtçe, “Konuşun, devam edin siyasetinize...” diyor imalı bir şekilde. Ortalık birden sessizleşiyor. Ayrıldıktan sonra biri arkamızdan geliyor. Ortamdan dolayı kaygısını dile getirip kayıtların silinmesini istiyor. İsim yazılmayacağını ve fotoğraf çekilmediğini belirtiyoruz. Az da olsa rahatlıyor.
EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU ÇALIŞIYOR
Kartal’da çeşitli kitle örgütleri ve siyasi partilerin oluşturduğu Emek ve Demokrasi Platformu, halkı referandumda “hayır” demeye çağırıyor. 20 mahallenin bulunduğu ilçede 7 mahallede komisyon kuran platform, ev ve salon toplantılarıyla anayasa değişikliği maddeleri konusunda halkı bilgilendiriyor, “Neden hayır demeliyiz”i anlatıyor.
SON SEÇİMLERDE NE OLMUŞTU?
30 Mart 2014 Yerel Seçimleri: 331 bin 658 seçmenden 298 bin 997’si oy kullandı. 12 bin 662 oy geçersiz sayıldı. AKP’nin adayı 122 bin 585, CHP’nin adayı 128 bin 531, MHP’nin adayı 17 bin 284, HDP’nin adayı ise 8 bin 252 oy aldı.
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri: AKP’nin Adayı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 45.90; CHP ve MHP’nin çatı adayı Eklemedin İhsanoğlu yüzde 47.01; demokrasi güçlerinin adayı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yüzde 7.09 oranında oy aldı.
7 Haziran 2015 Genel Seçimleri: AKP yüzde 37.74; CHP yüzde 34.91; MHP yüzde 11.49; HDP yüzde 9.94.
1 Kasım 2015 Genel Seçimleri: AKP yüzde 43.9, CHP yüzde 35.9, MHP yüzde 9.8, HDP yüzde 8.3 oranında oy aldı.