Dantel gibi işlenmiş bir şehir: Budapeşte
Budapeşte, bildiğiniz gibi Tuna nehrinin ayırdığı Buda ve Peşte’nin birleşiminden oluşuyor.. Budapeşte anlatmaya başlıyoruz. Hazır mısınız?
Yeşer SARIYILDIZ
Havanın insanı bunaltmayan sıcaklıkta olduğu bir bahar ayını hayal edin, mesela Nisan. Etrafınızdaki hemen hemen her binanın tarihi olduğu bir şehirde, elbisenizin etekleri uçuşarak yürüyorsunuz. Sokaklardan nefis kahve kokuları geliyor, ortalık biraz sessiz, henüz sabah saatleri. Hızlı adımlarla yürüdüğünüzü fark edip yavaşlıyorsunuz. Telaşa mahal yok. Araba kornalarına, trafiğe, “cc’ye kimi koydun“lara, 10 slaytlık bir sunum hakkında saatlerce aynı şeylerin tekrar edildiği bitmek bilmeyen toplantılara ara vermek için buraya geldiniz, Budapeşte’desiniz.
Orta Avrupa’nın Paris’i olarak anılan Budapeşte, bildiğiniz gibi Tuna nehrinin ayırdığı Buda ve Peşte’nin birleşiminden oluşuyor. Bense, şu anda Peşte tarafında, Yahudi Mahallesi olarak bilinen ve son yıllarda gelişen 7.Bölge’de, içinde İstiklal Caddesi’nden daha fazla yeşillik olan bir café’de oturup bu şehirdeki 17. günümü geçiriyorum. Tahmin ettiğiniz üzere, bugün sizlere biraz Budapeşte öveceğim. Hazır mısınız?
Öncelikle, uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kalıp yine de Türkleri seven nadir ülkelerden biri Macaristan. Macarlar da çok sıcak insanlar, bir de kendilerini politik açıdan bize benzetiyorlar. Kiminle karşılaşsam, “Biz de sizin gibiyiz, sürekli şikayet edip aynı adama oy veriyoruz’’ diyorlar. Yine de durum bizden farklı tabii, bir ‘terör’ tehdidi şimdilik yok. O yüzden mesela yolun ne tarafında bomba vardır diye düşünmeden kilometrelerce dümdüz yürümek istiyorsanız, Budapeşte size çok iyi gelecek. Damak tadımız kesinlikle benziyor ve geleneksel Macar yemekleri muhteşem.
Şu ana kadar bahar aylarında Budapeşte’ye bir kaçamak yapmak aklınızda yer etmiş olmalı. O halde geldiğinizde ne yapacaksınız, nerede kalacaksınız, nerelere gideceksiniz, onları konuşalım.
NEREDE KALINIR
Şehrin Buda tarafı, daha çok tarihi eserlerin olduğu ve biraz daha elit kesimin oturduğu bölge. Sokaklar daha sakin, turistik restoranların, kale ve müzelerin olduğu alan dışında daha çok evler var. O nedenle, Peşte’de kalıp Buda’yı gezmeye gitmek çok daha mantıklı.
Şehirde Airbnb çok aktif kullanılıyor. Otelden daha ucuz ve en az otel kadar konforlu bir seçenek.
6. Bölge en turistik yeri, o nedenle 7. Bölge’de sakin sokaklardan birinde kalırsanız, daha yerli hissedebilirsiniz.
KÖPRÜ YAPMIŞLAR
Bizim yol ve köprülerin yanında lafı olmaz tabii, ama Budapeşte’nin de kendine has minik bir köprüsü var.
Aslında Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan birçok köprü bulunuyor, ama en ünlüsü Chain Bridge olarak bilinen Lanchid. Köprü deyince bir şey sanmayın, bizimkiler gibi yeni de değil, 1849’da yapılmış! Kendi zamanının mühendislik harikalarından olan bu köprü hakkında, herkesin anlattığı bir de şehir efsanesi var. Köprüyü yapan mimar/mühendis, eseriyle o kadar gurur duyuyormuş ki, köprüde tek bir hatanın bulunamayacağını iddia etmiş. Bir çocuk da çıkıp “kral çıplak” der gibi, köprünün simgesi olan aslanların dillerinin olmadığını söylemiş ve efsaneye göre, mühendis bu utançla yaşayamayıp Danube’ye atlayarak intihar etmiş. Tabii ki gerçekten böyle bir şey olmamış. Olay aslında nasıl oldu ve bugünlere kadar bu hikaye geldi bilemiyorum; ama şimdi olsa mimar Twitter’dan “Arkadaşlar, herkes öldüğümü düşünüyor, ama aslanların dili yok diye intihar etmedim, hâlâ hayattayım. Ayrıca aslanların dili var, sadece siz göz hizasından göremiyorsunuz.” diye açıklama yapıp fotoğraf da paylaşarak #realstoryoflanchid, #instabudapest şeklinde konuyu çözerdi.
LOKAL GİBİ GEZMEYİN, TURİST GİBİ YAŞAYIN
Son yıllarda çıkan lokal gibi gezme trendinin sonucu, bütün dünyada Karaköy’ü bulup birbirine benzer 3.dalga kahvecileri gezmek olunca, herkes neyse ki turist gibi yaşamaya döndü. Şehrin tadını tam bir turist gibi çıkarmanız için en turistik yerlerin listesi aşağıda. Kalan yerler, sizin tarafınızdan keşfedilmeyi bekliyor.
6. Bölge’deki Andrassy Caddesi’nden aşağıya doğru yürüyün. Yolda karşınıza çıkacak olan Terör Müzesi’ni planlarınıza mutlaka dahil edin. Müzenin etkisinden çıkmak pek kolay olmayacak. O nedenle çıkınca yürümeye devam edin.
Yolun sonunda Heroes Square, Yani Kahramanlar Meydanı sizi karşılayacak. Devamındaki parka girin, çimlere uzanın, güneşin tadını çıkarın.
Budapeşte’nin en ünlü şeylerinden bir tanesi de ruin barları. Terkedilmiş binaları, atılmış eşyalarla dizayn ederek oluşturulan bu mekanların ilki ve en ünlüsü Szimpla Kert. Burayı gördükten sonra, Foursquare’den diğer ruin barları da bulup ilginizi çekenlere gidin.
Macar şaraplarını deneyin, şarap ve et konusunda iddialılar.
Yine geleneksel bir Macar yiyeceği olan ve biraz pişiye benzeyen Langosh’u tadın.
Sokaklarda kaybolun, bisiklet kiralayın.
Buda tarafına gittiğiniz bir gün akşam olmasını bekleyin ve Parlamento Binası’nın muhteşem görüntüsünü izleyip bir binaya aşık olunabileceğini anlayın.
Parlemento Binası’nı yakından görün ve bir süre karşısında oturup izleyin.
Tuna nehri kıyısında güneşli bir günde yürüyüş yapın.