24 Mart 2017 00:40

Afişe çıkan yalanlar

AKP hükümeti halkı ‘evet’e ikna etmek için 18 maddelik anayasa paketini afişlerle çarpıtarak oy istiyor.

Paylaş

Çağrı SARI
İstanbul

Başkanlık sistemi için yapılan referanduma kısa bir zaman kaldı. AKP hükümeti halkı ‘evet’e ikna etmek için 18 maddelik anayasa paketini çarpıtarak halktan oy istiyor. AKP son olarak yurdun birçok yerini reklam panoları ile donatıp yeni anayasa ile Meclisin güçlendirildiğini, Cumhurbaşkanına yargılama geleceğini öne sürdü. 

Referandumda ‘evet’ çıktığında ülkenin tek adam ile yönetileceği, Meclisin işlevsizleşeceği hatta Cumhurbaşkanına Meclisi feshetme yetkisi verileceği 18 madde ile belirlenmişken, AKP tüm bunları reddediyor; yargının tarafsızlaşacağını, Meclisin daha etkin olacağını savunuyor. 

AKP’nin afişlerine konu olan maddeleri yeniden incelemek gerekirse; Meclis’in işlevsizleştirilmesi her maddeye serpiştirilmiş durumdayken daha güçlü bir Meclis olacağı, hatta Meclisin hükümeti denetleyeceği ifade ediliyor. 5. madde ile Meclisin bütçe yapma yetkisi dahi ortadan kaldırılıyor. Bütçeyi artık Cumhurbaşkanı hazırlayacak ve Meclise sunacak. Meclisin, Cumhurbaşkanının hazırladığı bütçeyi değiştirerek onama yetkisi yok. Ya onayacak ya da geri gönderecek. 4. madde ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile milletvekili seçimlerinin aynı gün yapılacağı düşünülürse Cumhurbaşkanının partisi çoğunlukta olacak. Haliyle partili Cumhurbaşkanının milletvekillerinin bütçeyi reddetme olasılığı neredeyse imkansız. 

6. madde ile de Meclis’in denetleme görevi düzenleniyor. Bir denetleme kurumu olan gensoru ile hükümet ve bakan düşürme usulü kaldırılıyor.  Ayrıca sözlü soru sorma diye bir şey de kalmayacak. Meclis cumhurbaşkanını düşürebilmek için ancak seçime gidebiliyor, o zaman da milletvekilleri bir daha seçilememe riski ile karşı karşıya kalıyor. 

CUMHURBAŞKANI HAZIRLAYACAK

8. madde ile Meclis cumhurbaşkanını neredeyse denetleyemezken, Cumhurbaşkanı Meclisin çıkardığı yasaları iptal talebi ile Anayasa Mahkemesine gönderebilecek, Anayasa değişikliklerini referanduma götürebilecek. Yürütme ile ilgili konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilecek. Yasama yürütme dengesinde yürütme bu düzenlemelerle daha ağır basıyor. Yürütmenin yasama üzerinde vesayeti oluşturuluyor. Yani tüm bu kararlar Meclisin değil Cumhurbaşkanının olacak... 

ÇOĞUNLUĞU İKTİDAR PARTİSİ NASIL SEÇİM YENİLER?

Madde 11, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır” diyor. Yani madde, "Evet, Meclis Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de yapar" diyor Fakat  bu kararı alabilmesi için 360 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var.  Bu rakama ancak iktidar ile bazı muhalefet partilerinin anlaşması ile varılabilir. Cumhurbaşkanının başkanı olduğu iktidar partisi istemezse bu durumda Cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilenemiyor.

SIKIYÖNETİM İLANI İKİ DUDAK ARASINDA

AKP tarafından referandum kampanyasında kullanılan afişlerden “Sıkıyönetim uygulaması son buluyor” da dikkat çekici. Anayasa’daki sıkıyönetim maddesi ile diğer maddelerdeki sıkıyönetim ifadeleri çıkarılıyor. Buna karşılık sıkıyönetim ilanı gerektiren şartlar büyük ölçüde OHAL uygulamasının içine taşınıyor. Cumhurbaşkanına OHAL yetkisi tanınıyor. Kararname çıkarma yetkisi veriliyor. Fakat sıkıyönetim propagandası yaplıyor. Kaldı ki darbe girişimi sonra hükümet OHAL’i üç kez uzattı ve referandum çalışmaları OHAL altında yapılıyor. Yeni bir KHK çıkacağını bizzat hükümet temsilcileri dile getirdi. Darbe girişiminin ardından CHP’nin Mart ayı raporuna göre 103 bin 850 kişi ‘şüpheli’ pozisyonunda. 71 bin 274 kişi gözaltına alındı. 41 bin 326 kişi darbe soruşturmaları kapsamında tutuklandı. İşten çıkarma ve ihraç süreci devam ediyor. Bu süreçte 150’den fazla gazeteci ise cezaevine konuldu. Tüm bunlar bir yanda dururken hükümet propaganda çalışmalarında “Sıkı yönetim uygulaması son buluyor” afişini kullanıyor. 

YARGI BAĞIMSIZLIĞINDAN BAHSEDİLEMEZ

Yargı sivilleşiyor afişini inceleyelim: Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak.  Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kalkacak AKP'nin afişlerindeki sivilleşmeden kasıt bu ibarelerin maddede yer alması. Yargıya dair bağımsızlığın artacağı propagandasını da HSYK ve AYM'deki değişikliklere bakarak değerlendirebiliriz.

Teklifte, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısında değişiklik yapılması öngörülüyor. Mevcut adındaki  “yüksek" kelimesi çıkarılan kurulun adı “Hâkimler ve Savcılar Kurulu” olarak değiştirilecek. HSYK’ye egemen olabilmek için AKP 12 Eylül 2010 referandumunda kurulun sayısını arttırmıştı.  Şimdi üye sayısını 22’den 13’ e indiriyor. Daire sayısını ise 3’ten 2’ye indiriyor.
Kurul’un başkanı her zaman olduğu gibi adalet bakanı ve adalet bakanı müsteşarı da kurulun üyesi.  Kurul’un üyelerini Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanı’nın başkanı olduğu iktidar partisinin çoğunluğu olan Meclis seçiyor. Halbuki  Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak ayrı ayrı oluşturulacak kurullara belli bir mesleki kıdeme sahip üyeleri hakim ve savcılar seçmesi gerekir.  Bu kurullarda Adalet Bakanı ve Müsteşar ya da yürütmenin başka bir temsilcisi olmamalıdır. Anayasa Mahkemesi Üye sayısı da düşürülüyor 15 üyeden 12’si cumhurbaşkanı ve onun başkanı olduğu çoğunluk partisi milletvekilleri tarafından atanıyor. 

ÖNCEKİ HABER

Balıkesir’in yüzü ‘Hayır’a dönük

SONRAKİ HABER

Arap Halklarının Mücadele Tarihinden: Cezayirli Cemile

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa