25 Mart 2017 19:51

Şu gençlik meselesi

“İdeal gençlik” normlarına uymayan gençler marjinalize ediliyor, devlet denetimine tabi tutuluyor. Çünkü onlar olması gibi yetişmeyen gençler.

Paylaş

Cansu CEYLAN
Boğaziçi Üniversitesi

Geçtiğimiz günlerde AKP’li “genç” milletvekillerinin milletvekili seçilme yaşının 18’e indirilmesiyle ilgili çektikleri video, sosyal medyada hatta bazı ana haber bültenlerinde yayınlandı. Videoda 29-33 yaşları arasında seçilmiş milletvekilleri, babalarının memur, öğretmen, esnaf olmaları üzerinden bu düzenlemenin bütün gençleri etkilediğini savunuyorlardı.

Öncelikle şunu söylemek gerekir ki bahsettiğimiz videonun sonunda yer alan, gençlik üzerine yapılan tartışmaların bir “turnusol kağıdı” niteliği taşıdığı önermesinin hem çok söyleyen hem de hiçbir şey söylemeyen iddialı bir söylem olduğu açık. Fakat gerek videodaki teknoloji kullanımı gerekse bir komedi dizisi izler havası yaratan kahkaha efektleri videonun özellikle gençleri hedef aldığını kanıtlıyor. O nedenle bu cümlenin neden söylendiği çok açık.

BİR KAVRAM OLARAK “GENÇLİK”

Bunlar bir yana asıl sorunu “gençlik” kavramının ifade ettiği kategorik anlatımın içeriğinde bulabiliriz. Birçok gençlik tarihi araştırmasının modernitenin, kentleşmenin ve endüstri toplumunun bir ürünü olarak ortaya çıktığını söylediği “gençlik”, toplumsal ve tarihsel olarak şekillendirilmiş olmakla beraber gençliğin sınırları, kimin genç olup olmadığını belirleme kriterleri bu nedenle değişkenlik göstermiştir. Bir sosyal kategori olarak “gençlik”, Sanayi Devrimi ile birlikte çalışması için eğitilmesi gereken bir yaş grubuna olan gereksinimden ortaya çıkmış olmakla birlikte 20.yüzyıla kadar “çalışan, evli, kendi evine sahip” yetişkin olma yolunda ilerleyen yaş kategorisi olarak kullanılmıştır. Böylesi bir gençlik tanımı çocuk yaşta çalışan çocuk işçileri, genç işçileri, maddi koşullar nedeniyle ailesiyle yaşayan yetişkinleri dışlar. Bugün açısından böyle tanımlanan, sınıfsal ayrımlardan kopuk, taleplerinden ziyade sadece yaş itibariyle bir ortaklık kurabilen, yekpare bir gençlik tanımı oldukça sorunlu.

İDEAL GENÇLİK EŞİTTİR RİSKLİ GENÇLİK

Bütün bu tartışmalar çerçevesinde AKP’nin gençlik politikaları ve gençliği hedef alarak çekilen video bize ne anlatıyor? AKP’nin “gençlik” diye tarif ettiği gençlerin, “dindar ve kindar” gençlik yetiştirme hedefinin aslında tartışmamıza tam da oturan bir yönü var.

Dinamik ve heterojen yapısına rağmen değişimi denkleme katmayan, homojen bir gençlik tasavvuru ve bu gençliğin “kendi içinde iyi” ve “geleceği temsil eden bir umut” olarak nitelendirilmesi, Judith Bessant’ın ortaya koyduğu üzere aynı zamanda “olması gereken gibi olmayan, riskli” gençliğin tanımlanmasını ve denetim ve devlet kontrolüyle “doğru yola yönlendirilmesi”ni meşru kılıyor.

Bu bağlamda AKP’nin gençlik politikalarını incelemeliyiz. İlk olarak, şunu söyleyebiliriz ki AKP “gençsiz bir gençlik” politikası ortaya koyuyor. Bu politika çerçevesinde gençlerin sorunları, düşünceleri ve tepkileri ikinci plana bırakılarak “dindar ve kindar” olarak inşa etmek istenen gençlik, geleceğin mimarı olarak nitelendiriyor.

Lüküslü, AKP’nin gençlik politikaları üzerine yaptığı çalışmasında AKP hükümeti döneminde Gençlik ve Spor Bakanlığı etkinliklerinin gençlik üzerine bir politika üretmekten ziyade İslami normların ve milli bir kimliğin pekişmesi üzerine şekillendiğini belirtiyor (“Gençlik Şühedanın İzinde” etkinlikleri). Elhan ise bu etkinliklerin hazırlanma süreçlerinde ve gerçekleşmelerinde gençlerin aktif rol almadığını, tam tersine etkinliklerin gençleri pasif birer nesne konumuna getirdiğini söylüyor. Sonuç olarak, gençler kendi iradeleri dışında şekillenen bir “gençlik” tanımına uymaya zorlanıyor. Madalyonun bu yanı bir “ideal gençlik” inşası olduğunda diğer yanında ise risk iştirak eden gençlik yer alıyor. “İdeal gençlik” normlarına uymayan gençler marjinalize ediliyor, devlet denetimine tabi tutuluyor. Çünkü onlar olması gibi yetişmeyen, doğru yolda ilerlemeyen gençler. Bunu gördüğümüz bir olay proje okullar tartışmaları sırasında öğretmenlerinin uzaklaştırılmasına karşı çıkan Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencilerine TOMA ve polislerle okulun içine girilerek verilen gözdağıydı.

ÇALIŞIRSAK YAPAR MIYIZ?

AKP’nin otuzlu yaşlarından seçilmiş olmalarına rağmen “genç” yaşta seçildiklerini iddia eden milletvekillerinin çektikleri videoya geri dönersek videonun ana amacının “çok çalışırsan yaparsın” diyen meritokrasi kavramının vurgulanması olduğunu görüyoruz. AKP’li milletvekilleri, seçilme yaşının 18’e düşürülmesiyle yeterince çalışan her gencin milletvekili olabileceğini vurguluyor. Peki bu ne kadar gerçeği yansıtıyor?

Hem eğitim üzerine yapılan birçok araştırma hem de daha büyük ölçüde yapılan toplumsal araştırmalar “çalışırsan yaparsın”cı söylemin toplumda var olan eşitsizlikleri yeniden ürettiğine dikkat çekiyor. Yani bu söylem, her kesimden bireye “çalışırsan yaparsın” diyerek kapitalizmde sistematik olarak yeniden üretilen birçok eşitsizliği bireylerin omzuna yıkıyor. Eğer biri işsizse yeterince çalışmadığındandır, eğer bir öğrenci sınavda başarılı olamıyorsa okul kitaplarını satın alamadığından, özel öğretmen tutamadığından değil çalışmadığındandır!

Durum böyle olunca, 33 yaşında bir milletvekili adayının “baba”sının esnaf olması ve bir şekilde milletvekili olması ne var olan eşitsizlikleri ortadan kaldırır ne de ailesi esnaf olan herhangi bir gencin çok çalıştığı takdirde milletvekili olabileceği anlamına gelir ancak bütün bunları gölgelemek için kullanılabilir.

GENÇLİĞİN TASFİYESİ

Sonuç olarak, AKP’nin söylemleriyle ve gençlik politikalarıyla inşa ettiği/etme aşamasında olduğu gençlik, bugün kendi içinde değişken ve geçişken gençliği tam olarak yansıtıyor ne de gençliğin var olan sorunlarına değiniyor. Bütün bahsettiklerimizin yanında görece demokratik bir işleyişe sahip olduğunu söyleyebileceğimiz proje okulların ve akademinin çeşitli merkezi düzenlemelerle tasfiye edilmesi, ekonomik sömürünün her geçen gün arttığı içinde bulunduğumuz sömürü ilişkilerinin üzerinin daha da nasıl örtüleceği sorusuna bulunan cevabın biat eden toplum için biat eden bir gençliğin inşaası olduğunu bizlere gösteriyor.

KAYNAKÇA

*Bourdieu’nün gençlik sosyolojisi üzerine röportajından

Bessant, J. 1993, ‘A patchwork: the life-worlds and “cultures” of young Australians: 1900–1950’, in Youth Subcultures: Theory, History and the Australian Experience, ed. R. White, National Clearinghouse for Youth Studies, Hobart.

Demet Lüküslü (2016): Creating a pious generation: youth and education policies of the AKP in Turkey, Southeast European and Black Sea Studies.

Elhan, Uğur. 2015. Seçim Beyannamelerinde “Gençlik Politikaları II.”Bianet Bağımsız İletişim Ağı. http://bianet.org/bianet/siyaset/165036-secim-beyannamelerinde-genclik-politikalari-ii

Wyn, Johanna, and Rob White. Rethinking Youth. SAGE Publications Ltd, London, 1996.

Lüküslü, Demet. Türkiye'de gençlik Miti: 1980 Sonrası Türkiye gençliği.İletişim Yayınları, İstanbul, 2009.

ÖNCEKİ HABER

Karadeniz dağ kartalı: Mustafa Şevik

SONRAKİ HABER

Referandum yaklaşırken bizim sözümüz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa