26 Mart 2017 00:35

Belirsiz barış sürecinde ölüm ve umut bir arada

FARC gerillalarının silah bırakmak üzere toplandıkları kampları ziyaret edip birçok görüşme yapan Jesus de la Roza, izlenimlerini Evrensel'e yazdı.

Paylaş

Hazırlayan: Jesus de la ROZA
Çeviri: Hilal ÜNLÜ

2001 yılında bazı kitle örgütlerinin de desteği ile İspanya’nın Asturias Özerk Bölgesi Hükümeti, Kolombiya’da saldırılara maruz kalan, yaşamı tehdit altında olan insan hakları savunucuları ve sendikacılar için “Asturias Kolombiya Şiddet  Mağdurlarına Yardım Programı” başlattı. Tehdit edilen Kolombiyalı bir grup hak savunucusu bu program çerçevesinde her yıl 6 aylığına Asturias’ta konuk ediliyor. 

Yine 2005 yılından bu yana kitle örgütleri, sendika ve siyasi örgütlerden oluşan bir heyet Kolombiya’yı ziyaret ediyor. Bu doğrultuda bu yıl Kolombiya’ya, aralarında Avrupa Parlamentosu üyeleri Birleşik Sol Partisi’nden Javier Couso ve Podemos’tan  Tania Gonzales ile Gijon kenti Belediye Meclis Üyesi Mario Suarez’in de bulunduğu 12 kişilik bir heyetle yaklaşık 20 Şubat-5 Mart arasında iki haftalık bir ziyaret gerçekleştirdik. 

ELVIRA KAMPINDA GERİLLALARLA GÖRÜŞMELER

İspanya’dan Bogota’ya ulaştıktan yalnızca birkaç saat sonra Asturias İnsan Hakları Heyeti olarak Cali kentini, Cauca vadisinin düzlüklerini geride bıraktık ve Cauca bölgesindeki dağların virajlı ve toprak yollarında yol alarak bizi ilk FARC buluşmamızı gerçekleştireceğimiz yer olan “Elvira Kampı”na götürecek minibüse bindik. 

Elvira Kampı  gerillanın silahsızlanma öncesi toplanma; sivil ve siyasi yaşama geçiş yerleri olarak belirlenen 26 noktadan biri. Elvira’ya varmadan birkaç kilometre önce heyetimiz askeri bir bölgede durduruldu. 

Yüksek Barış Komiserliği yetkilileri geçişimize izin verilmemesi talimatı vermiş. Bu, Havana Barış Anlaşması hükümlerinin açık bir ihlali. Üç saatlik bekleme ve telefon görüşmelerinden sonra “sorumluluğu üstlenerek” yolumuza devam edebildik. 

Anlaşılan o ki birileri heyet içindeki Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin varlığından ürkmüş; hükümetin anlaşma hükümlerine uymadığının tanığı olmasından çekinmişti.

HÜKÜMET SÖZLERİNİ TUTMADI

Elvira’nın ziyaretçi kabul alanına vardığımızda kendimizi, içinde yöre halkının yeni yaptığı küçük bir spor sahası ve iki eski bina bulunan bir düzlükte bulduk. 292 gerilla birkaç hafta önce buraya geldiğinde yalnızca bunlar varmış. 

Oysa anlaşma hükümlerince hükümetin, bu kamplara insanca yaşamaya uygun; elektriği, suyu, sağlık hizmeti olan yapılar inşa etmiş ve genelde gerilla ile komşu bölgelerin ve ziyaretçilerin iletişim kurma olanaklarını sağlamış olması gerekiyordu. FARC, anlaşma koşullarına uyarak 7 bin erkek ve kadın gerillasıyla (toplam gerillanın yüzde 30’u) kamplara yerleşti. 

Ancak hükümet, kamp hazırlık çalışmalarına gerilla geldikten sonra başlamış. 

Elvira’da, ziyaretçi kabul yerinin 1 kilometre yukarısında ufak tefek bazı çalışmaların ve taş döşeyen bir kaç makinenin varlığına ve yapılacak çalışmaların duyurusuna tanık olduk. 

Batı Bloku Komutanı Walter Mendoza, “Planlanan işin en fazla yüzde 10 ya da 15’i bu” diyor. Elektriksiz, susuz, sağlık hizmetsiz bir şekilde idare etmeye, kendi yaptıkları ahşap ve plastik kulübelerde kalıyorlar. 

Bir gerilla, “Orman yaşadığımızdan daha kötü koşullardayız şu an” diyor.

BARIŞ İÇİN SABREDİYORLAR

Ancak bu koşullara rağmen barış içinde bir Kolombiya inşa etmek ve yaşamak arzusu kampın her noktasında hissediliyor; bazı kulübeleri süsleyen barış içerikli grafittilerde, kampın girişinde dalganan beyaz bayrakta, tüm zorluklara rağmen barış hayali içindeki ve uykudan bomba sesiyle uyanma korkusu olmadan uyuyacaklarını bilen genç, yaşlı kadın, erkek gerillaların sakin tavırlarında...

Sürecin uzamasından korkmuyorlar. Üstlerine sanki “Yaklaşık 53 yıldır süren bir savaştan sonra birkaç ay nedir ki!” düşüncesi sinmiş.

FARC’ın barış mesajı net ve bunu Elvira’da bir araya geldiğimiz gerilla önderleri bizlere aktardı. 

Üst düzey gerillalar Walter Mendoza, Francisco Gonzalez ve 34 yılını gerillada geçirmiş Rolando Cauca ile kampın şeflerinden Pacho, sürece yüzde yüz bağlı kalacaklarını, iyi bir şekilde sonuçlanması için “her türlü fedakarlığı” ve “barış için ellerinden geleni yapmaya” hazır olduklarını dile getirdiler. 

Komutan Mendoza, “Savaş, insanlığa ait en kötü salgındır” dedi.


FILA KAMPI (ICONOZCO, TOLIMA)
‘BUNLAR BARIŞIN ÇOCUKLARI’ 

Birkaç  gün sonra, toprak yolda uzun süren bir yolculuktan sonrası Tolima’da, Iconozco dağlarının uzak bir kesiminde yer alan Fila kampına geldik. Bir yamaca kurulmuş olan kampa ulaşmada bizi karşılayan zorluk bu kez, yalnızca geliş gidişleri gözetleyen polis değildi; çamur da barikat kurmuştu adeta. Çamurlar içinde süren bir bir kilometrelik yürüyüş sonrası ağaçlar ve sisin arasında tepeden aşağılara inerken gerillanın eseri; kamış, ahşap ve plastikten yapılmış derme çatma kulübeler görünmeye başladı.

Elvira’da inşa çalışmalarında hiç değilse yüzde 15’lik bir yol alınmıştı; Fila’da daha hiç bir çalışma başlanmamış. 32 saatlik yolculuktan sonra ulaştığımız kampta herşey gerilla tarafından yapılmıştı. 

FARC’ın söz sahibi komutanlarından Carlos Alberto’nun anlatımına göre müteahhitler gelmiş, 3’er metrekarelik prefabrik evler yapacaklarını söylemiş; ancak gerilla, bunun anlaşma hükümlerine ve insanca yaşama uygun olmadığı için müteahhitleri geri göndermiş.

BABALARINA KAVUŞAN ÇOCUKLAR

Tipik bir Pazar günü havası var kampta. Paylaşılan kulübelerde yemek ve temizlik yapılıyor, çamaşır yıkanıyor. Tüm bunları, FARC, sık sık feminizmden bahseden ve “kadınlar nasıl silah taşıyor ve kullanıyorsa erkekler de mutfakta çalışırlar” diyen bir örgüt olmasına rağmen yalnızca kadın gerillalar yapıyor. Benim gördüğüm buydu; ancak bir başka arkadaş bu işleri yapan bir erkek gerilla da gördüğünü söyledi. 

Anne baba gerillalar var, bebeklerini gösteriyorlar ve gururla “Bunlar barış çocukları” diyorlar. Yine buz gibi bir suda keyifle yıkanan bir aileyi izledim şaşkınlıkla. Çocuk üşüyor; ama 4 yıl sonra kavuştuğu babasıyla olmanın verdiği mutluluktan olsa gerek hiç şikayetçi görünmüyordu.

Öte yandan koşullar açısından durum hiç iç açıcı değil. Hava soğuk. Kamp, gerillanın alışkın olmadığı bir iklim bölgesinde. Ayrıca kampta elektrik, su ve sağlık hizmeti yok. Tıbbı bakıma gereksinimi olan 7 çocuk, 9 hamile kadın ve 30 yaralı var. Kulübenin birini sağlık kabini haline getirmişler; ilaç yok denecek kadar az ve sağlık hizmetini savaş zamanı kendi kendini yetiştirmiş bir gerilla veriyor.

Hükümetin işleri savsakladığının farkındalar. İzolasyona maruz bırakıldılar, ziyaretlerine gelenlere ise zorluk çıkartılıyor; polis tarafından kimlikleri kayıt altına alınıyor ve fotoğrafları çekiliyor. Ancak herşeye rağmen Elvira kampındakiler gibi adil bir barış sağlanması konusunda kararlılar. Kampın her yerinde dalganan bayraklar da bunu anlatıyor...

Baştan beri barış sürecinin önündeki engelleri ve “geriye dönüş olmadığını” biliyorlar. Üç şey konusunda ısrarlılar: Birincisi; uluslararası topluluğun ülke gerçekliğini tanıması ve sürece dahil olması, desteklemesi, gözlemesi ve yapılan anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesinde rol alması. 

Kolombiya halkının bu anlaşmaların desteklenmesi ve savunulması konusunda seferberliğe geçmesi ihtiyacı ki bu oldukça zaruri bir ihtiyaç olarak açıklanıyor. 

Son olarak ne zaman yapılan anlaşmalar ve bunlara uyulmaması üzerine konuşsalar tutsakları geliyor akıllarına ve hemen onlardan söz etmeye başlıyorlar.

YARIN: Picalena Cezaevi

ÖNCEKİ HABER

Gazeteci Ayhan Demir tutuklandı

SONRAKİ HABER

Serbest bırakılan iki polis görevden alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa