Chomsky paylaşımı ‘FETÖ’ üyeliğine delil sayıldı
'FETÖ' iddiasıyla hakkında yargılanan 29 gazetecinin iddianamesi evlere şenlik 'delil'lerle dolu.
Fatih POLAT
İstanbul
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat Çağlak tarafından “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)” üyeliği suçlamasıyla düzenlenen iddianameyle haklarında dava açılan 29 gazetecinin ilk duruşması yarın Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülecek.
Çağlak, 196 sayfalık iddianamesinde, 28 ismi örgüt üyeliği, Said Sefa’yı ise, örgüt yöneticiliği ile suçluyor.
AKP döneminde bugüne kadar gerçekleştirilen benzer siyasi davalardaki, ‘delil’ oluşturma yöntemleri bu davanın iddianamesinde de dikkati çekiyor. Yargılananlar, Gülen Cemaati ile anılan basın organlarında çalışmış olmaları, yazdıkları köşe yazıları, attıkları tweetler ve hatta yaptıkları retweetlerden hareketle 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte, örgütün hedeflerine uygun algı oluşturmakla suçlanıyor. Ancak iddianamede öyle tweetler var ki, on binlerce Twitter kullanıcısı da aynı mantıktan hareket edilirse rahatlıkla ‘FETÖ/PDY üyesi’ olmakla suçlanabilir.
İddianamede, uzun bir ‘FETÖ/PDY’ tanımından sonra 105. sayfada, suçlanan gazetecilerle ilgili bölüme geçiliyor.
’DİKTATÖR’ SÖZÜ DELİL...
İddianamede Zaman, Radikal ve Habertürk gazetelerinde çeşitli görevler yaptıktan sonra Meydan Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Abdullah Kılıç hakkında sunulan delillerden biri şöyle: “06.03.2016 tarihinde Abdullah Kılıç@kilicabd adresinden ‘Cemaatin polisi, askeri, savcısı olmamalı! Polisin, askerin, savcının da cemaati olmamalı ama insaflı olmalı' şeklinde tweet atmıştır.” (s.109)
Bu tweetteki hangi vurgunun, nasıl bir algı faaliyetinin unsuru olduğunu iddianame bize söylemiyor. Onu ‘subliminal’ olarak siz çıkaracaksınız.
Zaman Gazetesi editörü Ali Akkuş’un suçlandığı tweetleri ise daha da ilginç. “03.05.2015 tarihinde Ali Akkuş@AliAkkusoglu adresinden ‘Hiçbir diktatör basını susturamaz’ şeklinde tweet attığı görülmüştür.”
“16.12.2015 tarihinde Ali Akkuş@AliAkkusoglu adresinden ‘Dünyaca ünlü düşünür Chomsky: Medyaya darbe Türkiye’nin gerilemesine işarettir’ şeklinde tweet attığı görülmüştür.” (s.114)
‘Diktatör’ sözünü kullanmanın ya da Chomsky’nin bir sözünü paylaşmanın insanı “FETÖ-PDY” üyesi yapabildiği bir iddianame ile karşı karşıyayız.
ATİLLA TAŞ’IN ‘SUÇU’ GEZİ’DEN BAŞLIYOR
İddianamenin, köşe yazarlığı da yapmış olan sanatçı Atilla Taş’la ilgili bölümü ise yine ilginç bir kanaat oluşturma yöntemine götürüyor bizi: “Şüphelinin Gezi olayları olarak bilinen 2013 haziran ayından sonra www.twitter.com isimli web sitesinde yer alan ‘atillatasnet’ kullanıcı adlı profilin yapmış olduğu paylaşımlar ile birlikte sosyal medyada tanındığı, bu durumu kendisinin de DHA’ya vermiş olduğu röportajda ‘Gezi olaylarından önce sosyal medyada 1000 ila 1500 takipçisi olduğu Gezi olaylarından sonra yapmış olduğu paylaşımlar ile birlikte gündeme geldiğini' belirterek teyit ettiği görülmüştür.” (s.115)
Bu yaklaşım tarzı, savcının Hükümete ‘darbe girişimi’ni aklının gerisinde Gezi’ye kadar götürdüğünü ele veriyor.
Atilla Taş’ın, iddianamede “Darbe ve darbeye zemin oluşturduğu değerlendirilen” ifadeleriyle sıralanan bazı tweetleri şöyle:
“11 Kasım 2014 günü ‘Ak saray’ın aylık elektrik parası 700 bin TL’ymiş. Reza için bir kol saati parası, o ödesin.’ şeklinde;
28 Mayıs 2016 günü ‘Gezi parkı damarlarımıza basılıp kızdığımızda ne kadar güzelleşebildiğimiz! bize göstermişti!’ şeklinde;
6 Şubat 2014 günü ‘Bal tutanın parmağını yaladığı, herkesin yolunu duble duble bulduğu bir ortamda, ‘yolsuzluk'tan söz edemeyiz, bu olsa olsa ‘Yolluluk’ olur !' şeklinde;
03 Kasım 2014 günü “Yarın sokakta şöyle gezsek, darbe girişiminden tutuklanırız yeminle!” şeklinde
20 Ağustos 2015 günü ‘Ben zaten Tayyip beyi hep sevmişimdir. Yanlış anlaşıldı bence, o aslında çok demokrat biri :)’ şeklinde; ” (s.117)
Gezi’yi seven, Erdoğan’ı hicveden, yargının ve iktidarın yolsuzluk sürecine dair tutumunu da eleştiren bir yaklaşımı yansıtan bu paylaşımlar, dünyanın herhangi bir ülkesinde bir kişiyi, ‘silahlı terör örgütü üyesi’ yapabilir mi?
Bugün Gazetesi Muhabiri Cihan Acar ise, Zaman Gazetesi’ne kayyım geldiği süreçte paylaştığı tweetleri ve Çağlayan Adliyesi önünde katıldığı protesto gösterisi nedeniyle “örgüt üyesi” olmaya hak kazanmış görünüyor savcının gözünde.
RETWEET YOLUYLA ÖRGÜT ÜYELİĞİ
Savcının delil oluşturma yöntemlerinden birisi de, gazetecilerin yaptıkları retweetlerin de -başkası tarafından yapılış bir tweeti kendi takipçileri de görsün diye yaptığı paylaşımların- izini sürmek.
Örneğin Cuma Ulus hakkında delil diye sunulan bazı bölümler şöyle:
“13 Temmuz 2016 Günü Fatih AKALAN'ın @fatihakalanadresinde ‘Özgür ve bağımsız haber izlemek isteyen dostları bekliyoruz.#Taşınıyoruz.’ şeklinde twitter paylaşısını Cuma ULUS @CumaUlus adresinden retweetlediği tespit edilmiştir.” (s.139)
“8 Temmuz 2016 günü Derya Sazak @sazak_derya adresinden ‘Gazetecilere gözaltı kararı çıkart tutuklatmaya çalış sonra kaçtı diye zil takıp oyna Tarık Toros Londraymış Bayram tatiline mi gitti acaba?' şeklinde twitter paylaşısını Cuma ULUS @CumaUlus adresinden retweetlediği tespit edilmiştir.” (s.141)
Murat Aksoy da, yaptığı retweet nedeniyle suçlanan gazeteciler arasında: “@TarikToros hesabından 12 Kasım 2014 tarihinde paylaşılmış ‘AKSaray’ın aylık elektrik faturası.. 10 bin aileninkine denk..’ şeklindeki tweeti retweet yapmıştır.” (s.171)
Yani bu iddianame bize şunu söylüyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sarayı’nın harcamalarına ilişkin eleştirel bir söylem, uygun bir savcı bulunduğunda sizi rahatlıkla ‘FETÖ-PDY’ sanığı yapabilir.
İddianamede Murat Aksoy’a dair diğer bölümleri 8 Mart 2017 tarihli köşe yazımda ele aldığım için burada yeniden yer vermiyorum.
Ve burada aktarılanlar, 196 sayfalık iddianameye bir kuşbakışı sadece.
YARGILANAN İSİMLER
Yargılananlar: Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Said Sefa, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız.