Dinçer açığı tutturamadı!

Dinçer’in verdiği yanıtlara göre, Türkiye’de resmi eğitim kurumlarında 675 bin 54 kadrolu, 28 sözleşmeli, 50 bin 150 de ücretli öğretmen görev yapıyor. Bunlardan 21 bin 652’si Bakanlığa bağlı okul ve kurumlarda ‘geçici görev’ ile çalıştırılıyor. Bakan Dinçer’e göre mevcut öğretmen açığı 126 bin 137. Bakan Dinçer, daha önce CHP İstanbul Milletvekili Veli Ağbaba'nın soru önergesini de yanıtlamıştı. Tüzel’ve ve Ağbaba’ya verilen yanıtlar birlikte değerlendirildiğinde, öğretmen açının hayli fazla olduğu da  görülüyor.
Buna göre; Türkiye’de 19 bin 357 rehber öğretmen bulunurken, en fazla açığın olduğu bu alanda, 18 bin 956 rehber öğretmene daha ihtiyaç var. Okul öncesi öğretmenlikte 40 bin 350 öğretmen görev yapıyor iken; 11 bin 138 öğretmen açığı dikkat çekiyor.

Bakan Dinçer’in Veli Ağbaba’nın sorusuna verdiği yanıta göre, resmi öğretmen açığı 111 bin. Ancak Eğitim Sen’in verilerine göre gerçek açık bakanlığın verdiği rakamın hayli üzerinde. Buna bir de 4 artı 4 artı 4 eğitim sistemiyle birlikte gelen ihtiyaç eklendiğinde, öğretmen açığının 300 bine yaklaştığı da biliniyor.

HİZMETLER TAŞERON ELİYLE

Bakanlığın taşra teşkilatında sadece 30 bin 134 kadrolu yardımcı hizmetli görev yapıyor. Resmi ilköğretim binasının 43 bin 619, lisenin 8 bin 271 olduğu dikkate alındığında, okullara bir yardımcı hizmetli bile düşmüyor. Okulların büyük bir bölümünde hizmetlerin taşeron firmalar aracılığıyla karşılandığını gösteren bu durum, her eğitim dönemi başında görmeye alıştığımız velilerin okulları temizlediği sahneleri de açıklıyor.

TEOLOJİ MÜFREDATI

Bakan Dinçer’in verdiği yanıttaki verilere göre, 18 bin 734 Din ve Kültür Öğretmeni bulunurken, 9 bin 441 biyoloji, 8 bin 541 Fizik, 8 bin 322 Kimya, 8 bin 966 Müzik, 6 bin 375 Felsefe öğretmeni sayısı dikkat çekiyor. Bakanlığın daha 8 bin 690 Din ve Kültür öğretmenine daha ihtiyaç olduğunu açıklaması, önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde pozitif bilimlerin değil, teoloji müfredatının öne çıkacağını da gösteriyor. Bakan Dinçer’in başka bir soru önergesine verdiği yanıtta da 8 bin 882 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni açığı olduğunu belirtirken, 515  Fizik, 368 Biyoloji, 141 Kimya öğretmeni ihtiyacı olduğunu ifade etmişti.

DİN ÖĞRETMENLERİ YÖNETİCİ OLUYOR

Bakan Dinçer yanıtında ayrıca, “İller arası yer değiştirme suretiyle atamalar hariç eğitim kurumlarının her kademedeki yöneticileri valiliklerce” atandığını belirtti. Müdür ve müdür yardımcılarının branşlarına göre dağılımı ise Bakanlıktaki kadrolaşmayı kanıtlıyor. Müdür ve müdür yardımcılarının 4 bin 257’si Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni. Bu rakamla Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yönetici kadrolar içinde en fazla yer alan ikinci branş. Birinci ise 31 bin 805 ile sınıf öğretmenliği. Türk Dili ve Edebiyatı branşından 3 bin 590 öğretmen, Tarih branşından 3 bin 210 öğretmen, Sosyal Bilgiler branşından ise 3 bin 152 öğretmen il ve ilçe müdürlüklerinde yönetici.

21 BİN ÖĞRETMEN 'GEÇİCİ GÖREVLİ’

Ayrıca, kadrosu Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında olup, kadrosunun bulunduğu okul dışındaki okullarda (3 bin 440), norm fazlası olduğundan diğer okullarda (4 bin 615), norm fazlası olup il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde (521), diğer sebeplerle diğer okullarda (12 bin 593), Bakanlık merkez teşkilatında (438) ve başka ildeki okullarda (45) “geçici görevli” öğretmen olup, toplam 21 bin 652 geçici görevli öğretmen bulunduğu da dikkat çekiyor.

19 Mart 2012 itibariyle Bakanlık dışındaki kurum ve kuruluşlardan 668 öğretmen görevlendirildiği, bunlardan 27’sinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olduğu da yine gelen yanıtlar arasında.  (Ankara/EVRENSEL)

BAKAN DİNÇER: UMRE ‘CAİZ’

Levent Tüzel, Bakan Dinçer’e ilköğretim okullarından öğrencilerin umreye götürülmesininin “milli eğitimin temel prensiplerinden olan ‘laik eğitim sistemi’nin ihlal edilmesi” olup olmadığını  da sordu. Tüzel’e Bakan Dinçer’in, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin Anayasanın 23’üncü maddesinde teminat altına alman seyahat hürriyetine sahiptir” yanıtı vermesi dikkat çekti. Dinçer, Anayasanın 24’üncü maddesinin de “herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu ve ibadet, dini ayin ve törenlerin serbest olduğunu açıkça düzenlediği”ni belirterek de çocukların okulları, öğretmenleri aracılığıyla umreye götürülmelerini savundu.