‘Bir anne zorunlu olmadıkça asla kürtaj yaptırmaz’
Kürtaj cinayet midir, yoksa kadın bu konuda özgür müdür? Tecavüze uğrayan kadın kürtaj olmalı mı, yoksa devlet bakar mı?Türkiye uzun süredir bunları tartışıyor ve tartışmalar her geçen gün yapılan açıklamalarla, tepkilerle yeni bir boyut kazanıyor. Başbakanın, bakanların, din alimlerinin her gün yeni bir
Türkiye uzun süredir bunları tartışıyor ve tartışmalar her geçen gün yapılan açıklamalarla, tepkilerle yeni bir boyut kazanıyor. Başbakanın, bakanların, din alimlerinin her gün yeni bir şeyler ekleyerek ilerlettiği tartışmaya kadınlar çeşitli eylemlerle “kürtaj haktır” diyerek katılıyor. Kocaeli’de Yenikent semt pazarında kadınlarla konuşuyoruz. Bu konuyu konuşmanın birçok kadın için zor olduğunu ve konuşmak istemediklerini görüyoruz. Konuşanların bazılarının kürtaj hakkını savunurken, kiminin ise kürtajın cinayet olduğunu düşündüğünü ama yasaklanması konusunda bir fikirleri olmadığına tanık oluyoruz.
‘KÜRTAJ EN SON ÇARE’
“Anne zor durumdaysa, tecavüze uğramışsa hamileliğe son verilmesinden yanayım. Çünkü o çocuk dünyaya gelirse kötü şartlarda büyür. Bu durumda kürtaj yapılmasın denmesi yanlış, tecavüzcülerin devlet tarafından bulunup gereğinin yapılması gerekir, bakabiliyorsa çocuğa da bakması gerekir bence. Son ihtimal kürtaj yapılmasıdır. Tabii ki kürtaj günah ama başbakan yaşam şartlarını bilmiyor, her şeyi kendi rahat yaşantısı gibi düşünüyor galiba”diyor Ayşe Sapalı. Sevda Gülen ve Filiz Gülen ise kadının bu konuda özgür olduğunu savunuyor. ”Çocuğu doğurmak istemiyorum diyelim, başbakan mı bakacak? Önce sokak ortasındaki çocuklara baksınlar sonra milletin çocuğuna bakarlar. Ben iki çocuğuma bakamıyorum, üçüncüsüne nasıl bakacağım” şeklinde konuşuyor.
KİMSENİN KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLAMAYA HAKKI YOK
Sevda Gülen ”Kadın doktora gidip aldıramayınca ne yapacak? Bir yerden atlamayla, ilaç içmeyle eski yöntemlerle yapacak, isterse bekâr olsun. Aldırmak istedikten sonra doktora rahat gidebilmeli kadın.” Bu sırada yan taraftan yaşlı bir teyze sesleniyor “üniversiteye gidip anadan babadan habersiz çocuk doğuran kızlar var” diyor. Teyzeye yanıt veren Sevda ve Filiz Gülen “bütün kadınların özgürlüğünü kısıtlamaya kimsenin hakkı yok ama” diyorlar. Dilber İşken ise başbakanın haklı olduğunu ve kadının tedbirini erken alması gerektiğini söylüyor. Yasal olmayan koşullarda yapılan kürtajın kadın ölümlerini arttırdığını söylediğimizde ise duraksıyor Dilber İşken. Sokağa bırakılmış çocuklara devletin anne babası gibi bakamayacağını da belirtiyor. Neriman Akbulut da kürtajı cinayet olarak görüyor ve ekliyor: ”Zorunlu olmadıkça bir annenin asla kürtaj yaptıracağını düşünmüyorum zaten. Kadın daha tedbirli olursa, sağlık ocaklarında aile planlamasına dair daha iyi bilgi verilirse kürtaja da gerek olmaz. Yasaklanmasının doğru olup olmadığını bilemiyorum”diyor.
Kadınlar için kürtaj, bir canlının yaşamına son vermek bakımından kötü anlamlar taşıyor. Fakat dünyada her yıl güvenli olmayan kürtaj koşulları sebebiyle yaşamını yitiren kadın sayısının yaklaşık 80 bin olması gerçeği, Türkiye’de her yıl 5 bin çocuğun sokağa bırakıldığı gerçeği gözler önüne serildiğinde özellikle dini sebeplerle kürtaja karşı çıkan kadınlar da bir kez daha düşünüyor: ”Kürtaj cinayet mi, yoksa yasaklandığı zaman yaşanacaklar mı cinayet?” (Kocaeli/EVRENSEL)