Savunma yapan Gazeteci Murat Aksoy: Gazetecilik suç değildir
29 gazetecinin yargılandığı davada savunma yapan Murat Aksoy: Gazetecilik suç değildir.
Cansu PİŞKİN
İstanbul
"Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)” üyeliği suçlamasıyla haklarında dava açılan 29 gazetecinin duruşmasına üçüncü gününde devam edildi. Bugün görülen duruşmada, örgüt üyeliği suçlamasıyla tutuklu yargılanan Murat Aksoy, "Gazetecilik suç değildir" dedi.
'FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamındaki iddianameyi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak hazırladı. 29 gazetecinin 196 sayfalık iddianamesinde, 28 kişi örgüt üyeliği, 'FuatAvni' hesabının kurucusu olduğu iddia edilen Said Sefa ise örgüt yöneticiliği ile suçlanıyor. 29 gazetecinin yargılandığı dosyada 26 kişi tutuklu, 1 kişi ise tutuksuz yargılanıyor. Dosya kapsamında yargılanan gazeteciler Said Sefa ve Bülent Ceyhan ise firari durumda.
'ROTA HABER'DE MUTFAK İŞLERİNE BAKIYORDUM'
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 25 Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuklu yargılanan Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız ile tutuksuz yargılanan Muhterem Tanık hazır bulundu.
Hafta başında başlayan duruşmanın 3'üncü celsesi Cihan Haber Ajansı foto muhabiri Hüseyin Aydın'ın savunmasıyla başladı. Aydın, 20 Nisan 2015'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla Avea'nın sponsorluğunda engelli çocuklar ile ilgili yapılan "Günışığı Projesi"nin organizasyonuna firma yetkililerince davet edilmemesine rağmen girmeye çalışmak ve içeri alınmadığı için kara propaganda yapmakla suçlanıyor. Aydın savunmasında, "Ben bir medya patronu değilim. Sadece bir foto muhabiri olarak çalıştım. Ergenekon'da, Balyoz'da manşeti ben mi attım? Ben mi yazdım 17 Aralık'taki haberleri? Hiçbiri yok ama ben örgütün üyesi olarak geçiyorum iddianamede. 2015'te Avea'da yaşanan olaydan sonra rencide edildim, meslekten soğudum ve lanet olsun deyip işi bıraktım. Suçsuzum tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi.
Kısa bir süre Rota Haber Genel Koordinatörlüğü yapan tutuksuz sanık Muhterem Tanık, ofiste sadece mutfak işlerine baktığını, yayınlama ve haber işleriyle eşinin ilgilendiğini söyleyerek beraatini talep etti.
'ÇOCUKLARIM İÇİN ADALET İSTİYORUM'
Tutuklu gazeteci Murat Aksoy savunmasında, yazılarında daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve daha çok adaleti savunduğunu söyledi. Aksoy, bugüne kadar yapmış olduğu hiçbir programa, yoruma, yazmış olduğu hiçbir yazıya dava açılmadığını belirterek iddianamede somut delil olmadığını savundu ve "AKP'yi öven birçok yazım da vardı ancak sadece aleyhe olabilecek yazılardan cümleler cımbızlanmış" dedi.
İddianamede kendine yöneltilen 'devleti IŞİD ile irtibatlandırmak' suçlaması ile ilgili konuşan Aksoy, 2013 yılında IŞİD'in Suriyeli Nusayrilerin ciğerlerini yediği görüntüleri izleyince bir Alevi olarak endişelendiğini anlattı. Aksoy, "Bir Alevi olarak IŞİD'i eleştirmekten başka ne yapabilirim. 'IŞİD AKP'nin iyi çocukları' yazısını 15 Eylül 2014'te yazmışım. 2016'da da 'IŞİD'in küresel cihadı' yazısını yazmıştım çünkü dünyanın dört bir yanında eylem yaptı" diye konuştu. 2013 yılında yazdığı yazılarda Türkiye'nin Suriye politikasını eleştirdiğini söyleyen Aksoy şöyle devam etti: "Türkiye'nin Suriye politikasını sırf, 'Esat gitsinciliğe' indirgemesinin yanlış olduğunu yazdım. Yeni Şafak'ta yazsam bile bunları eleştirdim. İktidarın Suriye politikasını eleştirirken kaynaklık ettiğim fikirler dünyadaki diğer yazarların da yazmış olduklarıydı. Dış politika eleştirilerini Yeni Şafak'ta da, T24'te de yazdım, sabit konuşmacı olduğum programlarda da dile getirdim. Ve o konuşmalar ile yazılara ilişkin hakkımda açılmış tek bir dava yok. İki tane evladım var 7 buçuk aydır görmüyorum onlar için adalet istiyorum artık. Yaptığım şey eleştirmek ve eleştirel yazı yazmaktı. Eleştiri suç unsuru sayılıyorsa diyecek bir şey yok." Aksoy savunmasını "Gazetecilik suç değildir" diye bitirdi.
'TÜRKİYE'DE GAZETECİLİK YAPTIĞIM İÇİN PİŞMANIM'
Habertürk muhabiri Muhammet Said Kuloğlu savunmasına, tutuklanmasının ardından eşinin yaşadığı zorlukları anlatarak başladı.
Kuloğlu, "Fuat Avni ekibi olarak tutuklandım, tutuklanmadan 6 ay önce evlenmiştim. Ben 'terör örgütü' üyesi iddiasıyla tutuklanınca ev sahibi korktuğu için eşimi evden çıkarmış. Daha sonra eşim bir firmada tezgahtar olarak çalışmaya başlıyor asgari ücretle. Ancak patronu bu sebeple tutuklandığımı öğrenince eşimi işten çıkarmış. 493 tane Fuat Avni haberi yapmakla suçlanıyorum, başka da bir suçum yok" dedi.
Kuloğlu, yaptığı Fuat Avni haberlerinden birinin dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ey Fuat Avni erkeksen çık ortaya" şeklindeki konuşmasını yazdığı haber olduğunu söyleyerek, "Sabah gazetesi 91 tane Fuat Avni haberi yapmış. Yeni Şafak 291 haber yapmış. Onlar niçin yok bu iddianamede" diye sordu. Mahkeme heyeti başkanı savunmasını bitiren Kuloğlu'na, "Etkin pişmanlık için bir şey söyleyecek misiniz" sorusunu yöneltti. Kuloğlu ise cevaben, "Türkiye'de gazetecilik yaptığım için pişmanım" dedi.
ATİLLA TAŞ CEZAEVİNDE KİTAP YAZIYOR
Tutuklu gazeteci Mutlu Çölgeçen ise savunmasında mahkeme başkanı İbrahim Lorasdağı'na kendisini tutukladığını hatırlattı. Çölgeçen, Atilla Taş'ın cezaevinde bir kitap çalışması içinde olduğunu kaydederek, kitabın adının “Sakıncalı Çökelek” olduğunu söyledi. Çölgeçen, yaptığı Balyoz haberlerini de savcı tarafından hazırlanan iddianameden yararlanarak yazdığını ifade etti. Çölgeçen, "İddianameyi yazan savcılar ve benimle birlikte haber yapan diğer gazeteciler burada değiller ama ben Balyoz haberleriyle 'algı operasyonu yaptığım' söylendiği için buradayım" dedi.