Şişecam işçileri: Serzenişte bulunmakla hak elde edemeyiz
Muzaffer Özkurt Lüleburgaz Şişecam işçileriyle arabulucu aşamasını geride bırakan toplusözleşme sürecini konuştu.
Muzaffer ÖZKURT
Lüleburgaz
Şişecam, her geçen yıl daha da büyüyor. Bu büyümesinin işçilere yansıması ise tam zıttı yönde; ücretler düşüyor, çalışma koşulları ağırlaşıyor... Lüleburgaz’da bulunan Kristal-İş üyesi cam işçilerinin gözü ise arabulucu aşamasını da geride bırakan toplusözleşme sürecinde. Geçmiş dönem sözleşmelerinde hep kaybettiklerini, işçilerinse sendikacılara serzenişte bulunmakla yetindiğini söyleyen Şişecam işçileri, “Bu şekilde hak elde edemeyiz. Patron şimdiden greve karşı önlemlerini almaya başladı. Biz de taleplerimiz için bir araya gelmeli, patronu ve sendikacıları zorlamalıyız. Yoksa yine her şey haberimiz olmadan bitecek ve biz yine serzenişte bulunmakla kalacağız” uyarısında bulunuyor.
Şişecam özellikle son 10 yılda hızla büyüdü. Rusya, Romanya ve Bulgaristan başta olmak üzere yurtdışında kurduğu fabrikalar ve Avrupa’nın önde gelen firmalarını satın alarak bugün Avrupa’nın birinci, dünyanın ise üçüncü firması haline geldi. Geçtiğimiz yıl 1.4 milyar lira kâr eden Şişecam yönetimi, yaptığı açıklamalarla hedefinin daha da yukarıda olduğunu açıkladı.
CİĞERLERDE BİRİKEN CAM TOZLARI
Şişecam’ın büyüme açıklamalarının işçi cephesindeki karşılığı ise kara bir tablo: Ciğerlerde biriken cam tozları, bel fıtığı, makinelerin uğultusundan sağır olan kulaklar, iki kişinin işinin bir kişiye yaptırılması, ağır iş yapamaz raporu alan yığınla işçi... Ücretler ise gittikçe asgari ücret düzeyine gerilemiş. Bir dönem girdiği meyhanede “Herkese benden bira” diyebilen cam işçisi, bugün çay ocağına gidemez halde. Borcu olmayan işçi yok gibi. Hemen herkes aynı zamanda işveren konumunda olan İş Bankası’nın kredi borçlusu. Borç beraberinde icra maaşa el konulmasını da getirmiş. İcralık olan işçilerden biri, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Beni muhasebeye çağırdılar. İcralık olduğumu söyleyip adımı sordular. Sonra bir yığın dosyanın altından benimkini buldu. Abartısız fabrikanın yarısı icralık.”
PATRON PATRONLUĞUNU YAPIYOR YA SENDİKACILAR?
“Patron kendi çıkarı için ne gerekiyorsa yapıyor. Bu normal. Sorun biz işçilerin ve sendikamız Kristal-İş’in tutumu” diyen başka bir Şişecam işçisi, sendikacıların, özellikle son 10 yılda, “patronun sömürüsünü engellemek bir yana partneri gibi davrandığını” söyledi. Sürekli “Başka fabrikalara göre daha iyisiniz. Sesinizi çıkarmayın” dendiğini söyleyen işçi, taslak tartışmaları sırasında yaşananların son nokta olduğunu söyledi: “Yıllardır çok fazla kaybımız var. Taslak tartışmaları sırasında biz saat ücretlerine 5 lira zam istedik. Sendikacılar bizimle pazarlığa oturdu. 2.60 liradan açtılar 3 lirada kapattılar. İşçiyle pazarlık yapması gereken kim? Patron. Sendikacı bunu yapıyorsa artık işçi temsilcisi değil işveren temsilcisi konumuna düşer. İşçi temsilcisi bir sendikacının yapması gereken, işçinin talebini patrona iletmek ve bu talebin karşılanması için ne gerekiyorsa yapmaktır. Üstelik Şişecam’da işçi maliyeti yüzde 5’in de altına indi. Daha ne kadar indirecekler? Başka yerlerle karşılaştırmanın anlamı var mı?”
PATRON SIKIŞINCA MASA KURULUYOR
Özellikle 2015 girişli işçiler düşük ücret politikasından fazlasıyla mağdur olmuş durumdalar ve sendikaya tepkililer: “Bizim saat ücretimiz 2016 asgari ücreti belirlendiğinde asgari ücretin altına düştü. Ama sözleşme gereği aldığımız zam bizi asgari ücretin üzerinde gösterdiği için ek bir artış yapılmadı. 2016 yılında girenler ise asgari ücretin üzerine sözleşme zammı aldığı için bizden saat ücreti olarak 1 lira 4 kuruş daha fazla ücret aldılar. Biz de gidip bunu sendikacılara söyledik. Sözleşmede, olası bir gelişme durumunda tarafların yeniden bir araya gelebileceği yazılı. Bunu hatırlattık. Bize 2016’da kadrolu işçi alınmasaydı gelmeyecektiniz dediler. Israr edince de bir şey yapamayacaklarını, sözleşmeyi beklememizi söylediler.”
Daha eski işçiler ise bu gerekçeye öfkeli. Zira kriz yaşandığı ve patronun zora girdiği söylenen 2008-2009 yıllarında sendika patronla masaya oturmuş, ücretsiz izinler için anlaşmıştı. Bir işçi “Patron ne zaman sıkışsa o masaya oturuluyor. Ama iş işçiyle gelince sözleşmeyi bekleyin deniyor” dedi.
3 YILLIK SÖZLEŞME ÖLÜM DEMEKTİR
Yıldan yıla ücretlerin eridiğini, geçen yıl imzalanan 3 yıllık sözleşmenin bellerini büktüğünü anlatan başka bir Şişecam işçisi de şunları söyledi: “Geçen dönem greve çıkmıştık. Grev yasaklandıktan sonra patron ikinci ve üçüncü yıl enflasyon oranında zam teklif etmişti. Sendika da bunu referanduma götürmüştü. Hayır çıkmasına rağmen gidip imzaladılar. Çünkü sendikacı da patron da 3 yıllık sözleşmeden memnun. Düşünsene 3 yıl derdin yok! Şimdi yeniden 3 yıllık sözleşme söylentileri doluşuyor. Bir 3 yıllık sözleşme daha bizim için ölüm demektir.”
Fabrikalarda yayılan fırın kapatma söylentilerine de tepki gösteren işçi, “Mersin, Topkapı ve Eskişehir’de yaşananlar örnek gösteriliyor. Yani ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istiyorlar” dedi.
İŞYERİ KOMİTELERİNİ KURMALIYIZ
Özellikle son 10 yılda sözleşmeleri hep kayıplarla karşıladıklarını anlatan bir işçi, “Her kayıptan sonra da sendikacılara serzenişte bulunuyoruz. Ama serzenişle sorun çözülmüyor” diye konuştu. Bütün işçilerin taslaktaki taleplerine yerine getirilmesini istediğini belirterek söze giren bir işçi ise birlik ve mücadele çağrısı yapıyor: “Şimdi arabulucu aşaması da geride kaldı. Sendikacılar kapat derse işçi makineleri kapatacak. Grev derse greve hazır, mücadeleye hazır. Bir telefonla ailesini akrabalarını fabrika önüne yığacak. Çünkü herkes aynı sorunları yaşıyor ve bıktı. Ama biz sendikacılardan beklemeye devam edersek, kaderimizi patronla sendikacılara bırakırsak daha çok serzenişte bulunuruz. Metal direnişi döneminde metal fabrikalarında olduğu gibi şucu bucu ayrımı yapmadan her vardiyadan ve bölümden seçtiğimiz temsilcilerle işyeri komitesi kurmalı, belirlediğimiz talepleri için baskı kurmalıyız. Yoksa sözleşme yine bize rağmen imzalanır, her zaman olduğu gibi biz işçiler yine kaybederiz.”
FİİLİ MÜCADELEYE HAZIR OLMALIYIZ
İşçilerin bir gündemi de grev yasakları ve EMİS sözleşmesi. Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi metal işçileri ile Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası (EMİS) arasında süren sözleşmenin tıkanmasının ardından çıkılan grevin de yasaklandığını hatırlatan bir cam işçisi, şöyle dedi: “İşçiler fabrikaya girdi ama üretim yapmadı. Bu kez patronlar işçilerin taleplerini karşılamak zorunda kaldı. O dönem sendikamız Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş, verdiği demeçlerde metal işçilerinin fiili grevinin ilham verdiğini, örnek olduğunu, yol açtığını söylemişti. Bunu söylemek yetmez. Çünkü belli ki patron OHAL’i de, grev yasaklarını da kullanacak. Fiili mücadeleyi de göze alan bir mücadele için şimdiden toplantılar yapmak, işçileri hazırlamak gerekir.” Bir başka işçi ise sözleşmenin kesinlikle işçinin onayı alınmadan imzalanmaması ve her aşamada işçilere bilgi verilmesi gerektiğini dile getirerek “Böyle yapılmayınca her şeyden bitince haberdar oluyoruz” dedi.
İŞÇİ BÖLÜNMEYİ KABUL ETMEDİ SENDİKACILAR DA KABUL ETMEMELİ
Sözleşme görüşmelerinde patronun en çok tartışılan isteği Trakya Otocam Fabrikasının grup sözleşmesinden ayrılması oldu. Patronun gruptan ayırabilmek için Trakya Otocam olan adını Şişecam Otomotiv olarak değiştirdiği fabrika, otomotiv fabrikalarına cam üretiyor ve siparişleri yetiştirme zorunluluğu bulunuyor. Bu nedenle Şişecam patronunun yumuşak karnını oluşturuyor. Patronun bu talebinin kabul edilmesi için zemin yoklandığını belirten bir Otocam işçisi, “Otocam için 5 lira gibi daha yüksek zam verileceği söylentileri bile yayıldı. İlk önce işçi arkadaşlar da bir düşündü, ancak bunun sonuçları da var. Biz ayrılırsak ve yan fabrikalarla bağımız koparsa bir grev ya da başka saldırı karşısında biz onlara destek vermemiş olacağız. Dolayısıyla aynı saldırı bizim başımıza gelirse onlar bize destek vermeyecek. Yani bizi bölecekler ve herkes kaybedecek. Bu anlaşılınca tüm arkadaşlar fazla zam verilecek olsa bile karşı çıktı. Sendikacılara da bunu ilettik. Çabalayacaklarını söylediler. İşçi göz boyamak için verilen fazla zammı bile elinin tersiyle itmişken, sendikacılar bu talebi asla ve asla kabul etmemeli” diye konuştu.
PATRON HAZIRLIKLARA BAŞLADI
2014 ve daha önceki grevlerden ders çıkartan Şişecam yönetimi hazırlıklarına şimdiden başladı. Otocam fabrikasının gruptan ayrılması dayatmasının greve karşı hazırlık amacı taşıdığını söyleyen işçiler, grev döneminde mal çıkartılmasını engellemek için araçları ve aileleriyle birlikte kapattıkları alanın de jiletli tellerle çevrildiğini söyledi. Böylece bu alanda toplanmalarının engellendiğini ve E-5 otoyoluna itildiklerini söyleyen işçiler, bu durumun jandarmayla daha fazla karşı karşıya kalmalarına neden olacağına dikkat çekti. Grev döneminde patron beyaz yakalı idari personeli üretim yapmaya ve mal çıkarmaya zorlandığını, kabul etmeyenlerin işten atıldığını hatırlatan işçiler, “Şimdi belli bölümlerden işçi arkadaşları tekniker adı altında beyaz yakalı hale getirdiler. Bu arkadaşlar böylece grev kapsamı dışına alındı ve sendikadan istifa etmek zorunda kaldılar. Bu uygulama da kabul edilmemeli” dedi. İşçiler, giderek artan sözleşmeli çalışan uygulamasını da greve hazırlık olarak değerlendiriyor.
İZİN DÖNÜŞÜM EKİBİNDEN KALICI SÖZLEŞMELİYE
ŞİŞECAM bünyesinde sözleşmeli personel uygulaması da artıyor. Daha önce kadrolu işçilerin yıllık izin kullandığı nisan-eylül ayları arasında alınan “izin dönüşüm ekibi” adı altındaki sözleşmeli çalışanlar, bugün yılın herhangi bir döneminde alınıyor ve patronun istediği kadar çalıştırılıyor. Öyle ki 3 yıldır sözleşmeli çalışan işçiler var. Bu işçilere yıllık izin verilmiyor. Sendika üyesi olmaları halinde asgari ücretin yüzde 30 fazlası bir ücretle çalıştırılan işçiler, sosyal haklardan ise yararlanamıyor. Sözleşme görüşmelerinin tıkanması sonrası sendikanın çağrısıyla fazla mesaiye kalmama eylemi yaptıklarını hatırlatan bir işçi, “Bu dönemde 40 tane daha sözleşmeli işçi alındı. Onlar fabrikaya girdikten ve üretim yaptıktan sonra bizim fazla mesaiye kalmamamızın bir etkisi de olmuyor. Sözleşmeli çalışmanın da TİS’le sınırlandırılması gerekir. Uzun süreli sözleşmeli çalışanlar da kadroya alınmalı” dedi.