'OHAL rejimi ve kamu emekçileri ihraç kurultayı' başladı
KESK’in KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçilerini bir araya getirdiği kurultay başlarken ilk günde 'Mücadele ve dayanışmayı büyütme' mesajı verildi.
Derya KAYA
Ankara
KESK’in KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçilerini bir araya getirdiği “OHAL/KHK Rejimi ve Kamu Emekçileri İhraç Kurultayı” Ankara’da başladı.
Kurultayın açılışında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, tüm baskı ortamına rağmen mücadele ve dayanışmayı büyüteceklerini söyledi. Kurultayın ilk gününde OHAL KHK’leri hukuk ve insan hakları bağlamında ele alındı.
İMO Teoman Öztürk Salonu’nda bugün başlayan kurultaya Türkiye'nin dört bir yanından delegelerin yanı sıra, ihraç edilen kamu emekçileri, barış akademisyenleri, uluslararası kurumlar ve büyükelçiliklerin temsilcileri de katılıyor.
Kurultayı EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, CHP Ankara Milletvekilleri Şenal Sarıhan ve Necati Yılmaz ile HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de takip etti.
Açılış konuşmasını yapan KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, 15 yıldır Türkiye'yi birlikte yönetenlerin devleti paylaşma kavgasına düştüklerini, darbe girişimine kadar varan bu kavganın faturasının emekçilere kesildiğini ifade etti. OHAL KHK'lerinin sıkıyönetim uygulamalarından farkı olmadığını söyleyen Özgen, konfederasyonlarına bağlı binlerce üyenin ihraç edilmesinin yanında, binlercesinin sendikal faaliyetleri nedeniyle gözaltına alındığını ve 76'sının da tutuklu olduğunu kaydetti. İhraçlarda herhangi bir hukuksal sürecin işletilmediğini belirten Özgen, kararların yargısal denetimden de muaf olduğuna dikkat çekti. Şu anda konfederasyona bağlı 3100 üye ve yöneticinin ihraç edildiği bilgisini veren Özgen, 698 kişinin de halen açıkta olduğunu belirtti.
Özgen, “Bir üyemize yapılmış haksızlığı bütün üyelerimize yapılmış sayan bir gelenekten geliyoruz. İş güvencesine sahip çıktığımız, eşitlik, özgürlük, demokrasi istediğimiz için, grev hakkını kullandığımız için hedef haline geldik. 330 yöneticimizin ihraç edilmesi bunun göstergesi. Önerilerle zenginleşecek bir mücadele hattını bu kurultayda sağlayacak ve mücadele ve dayanışmayı büyüteceğiz” dedi.
AYM’YE ‘SEN NEYİ DENETLEYECEKSİN’ ELEŞTİRİSİ
Özgen'in ardından, kendisi de 1980 darbesi sonrası 1402'liklerinden olan Ankara Üniversitesi İdare Hukuku Kürsüsü emekli hocalarından Prof. Dr. Metin Günday, OHAL KHK'lerini hukuksal açıdan değerlendirdi. OHAL KHK'lerinin yargısal denetimden yoksun olduğunu kaydeden Günday, OHAL’in anayasada belirtilen sınırları çok aştığını, KHK’lerin OHAL’in gerektirdiği konularla alakası olmadığını ve OHAL sonrası da devam edecek uygulamaların KHK’ler yoluyla gerçekleştirildiğini söyledi. Günday, hiçbir kamu görevlisinin savunmasını almadan ihraç edilemeyeceğini, bunun anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu dile getirdi. Anayasa Mahkemesinin OHAL KHK'lerine yönelik kararıyla kendi kendisini işlevsiz hale getirdiğini belirten Günday, “Anayasa Mahkemesi binası var, üyeleri var, maaş alıyorlar ama anayasa yargılaması ortadan kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi, o zaman sen neyi denetleyeceksin” dedi.
'KOMİSYONUN BAĞIMSIZLIĞI YOK'
Kurulacak OHAL komisyonuyla AİHM’e gitmenin önünün kapatılmaya çalışıldığını söyleyen Günday, 23 Ocak’ta kurulması öngörülen komisyonun hâlâ kurulmadığını hatırlattı. Komisyonda görev alacakların bağımsız olmadığını vurgulayan Günday, komisyon iki yıl boyunca ara vermeden çalışsa dahi her dosyaya ancak 10-12 dakika inceleme zamanı düşeceğini belirtti. Komisyonun ihraç kararını reddetmesi halinde özel yetkili idare mahkemelerine kararların götürülebileceğini kaydeden Günday, mahkeme geriye dönüş kararı verse bile geçmişe yönelik kaybolan hiçbir hakkın geri verilmeyeceğini söyledi. Kurultay yarın yapılacak oturumların ardından sona erecek.
AVRUPA KONSEYİ NİSAN AYINDA TÜRKİYE’Yİ İZLEME KARARI ALABİLİR
Günday'ın konuşmasının ardından “İnsan Hakları Bağlamında OHAL KHK'leri” başlıklı oturum gerçekleştirildi. Oturumun moderatörlüğünü yapan eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, iş yükü çok olan AİHM’in yüz binlerce dosyanın önlerine gelmesinden korktuğunu söyledi. Türmen, OHAL komisyonuna başvurarak oradan çıkacak bir ret kararıyla AİHM’e gidilmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Sosyal İşler ve Sosyal Şart Komitesi üyesi Andrej Hunko, Avrupa İzleme Denetleme Komitesinin Türkiye üzerine yoğun olarak çalıştığını söyledi. Nisan ayında Avrupa Konseyinden Türkiye'nin izlenmesine ilişkin çıkacak bir kararın Türkiye'deki demokratik güçlerin işine yaramasını umduğunu kaydeden Hunko, Avrupa Konseyinin yaklaşan referandumu izlemek için 30 parlamenter göndereceğini belirtti.
REJİM DEĞİŞİKLİĞİ KHK’LER İLE BAŞLATILDI
Venedik Komisyonu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Öykü Didem Aydın ise hukuk kisvesi altında çevrilmiş bir silaha karşı ne yapılabileceği üzerine tartışma yürütüldüğünü belirtti. Egemenlerin her gün farklı davranış biçimlerinde bulunmasının korkuyu büyüttüğünü söyleyen Aydın, temel hak ve özgürlükler çerçevesinde bu süreçte yan yana gelinmesi gerektiğini kaydetti. 15 yıldır birlikte ülkeyi yönetenlerin birbirlerini suçladığı ve ortaklardan birinin yargıç koltuğuna oturduğunu belirten Aydın, “15 Temmuz öncesi katıldığı toplantı suça delil olarak gösteriliyor. Masumiyet karinesine aykırı hareket ediliyor. İhbar iklimi yaratılmış durumda” diye konuştu. “16 Nisan’da rejim değişecek” söylemlerine dikkat çeken Aydın, yayınlanan 20 KHK ile zaten çoktan rejim değişikliği yaşanmaya başladığını söyledi.
Aydın, artık AİHM’in insan haklarının ihlal edildiğine ilişkin kararları vermeye başlayacağını, bu anlamda iyimser baktığını belirtti.