Kıdem tazminatı son kalemiz, gol atmalarına izin vermeyelim!
Kayseri'de iş cinayetinde hayatını kaybeden 'Halo Dayı' lakaplı Elbey Algül anısına 'İşçi sağlığı ve kıdem tazminatı' konulu panel düzenlendi.
Ali KESKİN
Ahmet AKARSU
Kayseri
Kayseri İşçinin Gündemi gazetesi, Ortadoğu Döküm Sanayi’de iş cinayetinde hayatını kaybeden, işçilerin ‘Halo Dayı’ dediği Elbey Algül anısına, “İşçi sağlığı ve kıdem tazminatı” konulu bir toplantı düzenledi. Avukat Eylem Sarıoğlu ve DİSK/Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan’ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, “Kayserili işçilerin kaybetmeye tahammülü yok, birliğimizi daha da güçlendirmeliyiz” vurgusu yapıldı.
30’U AŞKIN FABRİKADAN 100’E YAKIN İŞÇİ
Eğitim Sen Kayseri Şubesi’nde gerçekleşen toplantıya Halo Dayı’nın ailesi ve kendisi gibi fabrika işçisi olan çocuklarının yanı sıra metal, mobilya, tekstil, inşaat, cam ve gıda işkolunda çalışan 30’u aşkın fabrikadan 100’ye yakın işçi katıldı. DİSK Bölge Temsilcisi Cumali Sağlam ve Eğitim Sen Şube Bakanı Ulaş Apaydın da toplantıya katılarak destek verdi.
BU BİR KAZA DEĞİL!
Kayseri’deki işçilerin mücadele deneyimini aktaran sinevizyon gösterimiyle başlayan toplantıda Avukat Eylem Sarıoğlu, iş kazaları durumunda işçilerin yapması gerekenlerle ilgili bilgi verdi. Söze “Halo dayının geçirdiği iş kazasına, kaza diyebilir miyiz?” sorusuyla başlayan Sarıoğlu, “Kesinlikle kaza değil. Önceden planlanmayan, bilinmeyen, kontrol dışına çıkan ve zarar niteliği bulunan olaya kaza denir. Yani olması öngörülmeyen olaylardır. Oysa ki iş kazası olarak adlandırılan olayların büyük kısmı öngörülmesine rağmen önlem alınmaması nedeniyle yaşanıyor” dedi.
İşçinin işyerinde bulunduğu sırada, görevli olarak işyeri dışında bir yere gönderildiğinde, patron eliyle sağlanan bir araçla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen kazalara “iş kazası” denildiğini anlatan Sarıoğlu, meslek hastalıklarının da bu şekilde tanımlanması gerektiğini söyledi.
HAKLI FESİH NEDENİ
İş kazası sonrası takip edilmesi gereken hukuksal sürece de değinen Sarıoğlu, patronların genellikle işçileri şikâyetten vazgeçmesi için ikna etmeye ve çeşitli vaatlerle dava yoluna başvurmasını önlemeye çalıştığını belirterek, “Bu nedenle kazadan sonra patronun imzalatacağı belgelere dikkat etmeniz gerekir” uyarısında bulundu.
Eğer iş gücü kaybı oranı yüzde 10 ve üzerinde ise ‘sürekli iş göremezlik’ geliri bağlanacağı bilgisi veren Sarıoğlu, 10 yıllık işçinin de 1 günlük işçinin de iş kazası durumunda bu haklara sahip olduğunu vurguladı. Eğer patron, uyarılara rağmen iş güvenliği önlemlerini almıyorsa, işçinin haklı nedenle iş akdini feshetme hakkı bulunduğunu, fakat işçilerin güvenliksiz koşullarda çalışmaya mahkum edildiğini ifade etti.
AKP’nin iktidarda olduğu yıllar boyunca yaklaşık 20 bin işçinin işçi cinayetinde yaşamını kaybettiğini söyleyen DİSK/Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan da “Kayseri sanayisi ‘Anadolu Kaplanları’ olarak biliniyor. Onları bu hale getiren kim? İşçiler! Ama ölen işçiler oluyor” dedi. Referandumdan sonra kıdem tazminatının fona devredilmesi planlarını hatırlatan Aslan, şunları söyledi: “Kıdem tazminatının fona devri, yeni bir tartışma değil. Türkiye’nin 30 yıllık konusudur. Kıdem hakkının ortadan kaldırılması için yıllardır sürekli girişimlerde bulunuldu. Ama kaldırmaya kimse cesaret edemedi. Çünkü kıdem tazminatı işçiler için çok önemlidir. İşçi, henüz bir yılını doldurmuş olsa da 10 yıl çalışmış da iş ve gelecek güvencesi duyması açısından önemlidir. İşçi bir gün bile çalışsa tazminat hakkına sahip olmalıdır. Kıdem hakkı devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.”
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Patronların da fon kurulmasını istediğini belirten Aslan, “Geçmişte Konut Edindirme Fonu’nda, şimdi de İşsizlik Fonu’nda olduğu gibi içini boşaltmak istiyorlar çünkü” dedi. Aslan, kıdem tazminatı hakkı için ortak mücadele çağrısı yaptı: “Bu toplantılar birer adımdır. Fabrikalarda toplantı örgütlenmesi, konuşmalar yapılması, işçilerin sendikalara aşağıdan yapacakları etkilerle ortak bir adım attırmak... Bunlar önemli. İşçi sınıfının kıdem tazminatı hakkı elden giderse sıra memurların iş güvencesine gelecek. Bu süreçte herkesin birlikte hareket edip, ortak mücadele yürütmesi gerekiyor. Her fabrikadan, her işyerinden, sektörden işçiler olarak kıdem hakkının fona devredilmesine hayır demeliyiz. Kıdem tazminatı hakkı son kalemiz, sermayenin gol atmasına izin vermeyeceğiz.”
BU TOPLANTILAR ÖNEMLİ
Toplantının ikinci kısmında işçiler konuşmacılara sorular sordular, gündeme ilişkin görüşlerini açıkladılar. Toplantıda şu sorular soruldu: “12 saatin üzerinde çalıştırılıyoruz ancak mesai olarak geçmiyor, ne yapmalıyız? İşe gitmediğimiz günler, mesai saati ücretinden kesilebilir mi? Kıdem tazminatımızı çıkmak istediğimiz zaman alabilir miyiz? İşveren yancısı kamu çalışanları mahkemeye gelebiliyor mu? Çalışma bakanlığında olsun, doktorlar arasında olsun sonuçta rapor yazabilecek kişiler onlar ama yardımcı olmuyorlar... Bu konuda dava açma imkânımız var mı?”
Av. Eylem Sarıoğlu, kıdem tazminatı fonuyla ilgili sorulara yanıt verirken şöyle dedi: “Örneğin, bankaya para yatırdığınızda zamanından önce bozdurursanız az bir para alırsınız. Eğer fona devredilirse sen bu parayı erken çekmek istersen fonda birikmiş paranın çok daha düşüğünü verecekler. İki türlü tamamını alabilecek işçiler; birincisi ölüm halinde ailesi alacak, ikincisi ise emekli olunca. Diğer türlü yine patronların kazancı fazla olacak.”
Toplantıda söz alan bir tekstil işçisi “Kayseri işçisinin artık kaybetmeye tahammülü yok” diyerek şunları söyledi: “İşçi kardeşlerimiz ‘İşimden olurum, zaten iş yok, ailem sıkıntı çeker, ne yaparız?’ diye düşünüyor. Tabii ki doğru... Ama biz de işçiler olarak hakkımız olanı istiyoruz. İşçi cinayetlerinin böylesi arttığı bir ülkede ölmek istemiyoruz. Hepimizin kredi borcu var. Kıdem hakkımızı alırsak büyük bir kısmını kapatırız diye düşünüyoruz. Ama o da elimizden gitmek üzere. İşte bu toplantı bu yüzden önemli. Kıdem hakkımızda elimizden gitmeden, işçiler olarak fabrikamızda bir araya gelerek sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi burada konuştuğumuz gibi oralara da aktaralım.”
İşçiler, işyerlerinde sorunlara karşı birlik olmak gerektiğini belirterek, böyle toplantıların bu yöndeki adımları güçlendirdiğini dile getirdiler.